|

Şehirde hayatı ıskalıyoruz

Kapitalist düzenin insanların hayatını zorlaştırdığını ve mutluluğun aslında bedava olduğunu anlatan "Yaşamak Güzel Şey" adlı film geçtiğimiz cuma günü seyircisiyle buluştu. Filmde Müfit Can Saçıntı'nın eşini canlandıran Yasemin Çonka, "Büyük şehirlerde yaşamak çok zor olsa da mutluluk bedava" diyor.

Yeni Şafak
04:00 - 16/04/2017 Pazar
Güncelleme: 07:50 - 16/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
Yasemin Çonka
Yasemin Çonka
Ayşe Deniz

Hafızalara Gönülçelen, Bir İstanbul Masalı, Seksenler gibi dizilerde canlandırdığı karakterlerle kazınan Yasemin Çonka, geçtiğimiz cuma günü vizyona giren "Yaşamak Güzel Şey" adlı sinema filmiyle yeniden seyirci karşısında. Müfit Can Saçıntı'nın yazıp yönettiği film, kapitalist sistemin, tüketim toplumunun insanlara bir takım şeyleri gerçek güzellikmiş gibi dayattığını, aslında mutluluğun bedava olduğunu anlatıyor. Ayrıca film, yaşam koşullarına boyun eğen Müfit’in başına gelen talihsiz bir olaya başkaldırması ile bir kahramana dönüşmesini de konu ediyor. Çonka ise filmde Saçıntı'nın eşi Çiğdem'i canlandırıyor. İkiliye, Zihni Göktay, Ayşegül Atik, Fulden Akyürek gibi isimler de eşlik ediyor. Çonka'yla filmin konusundan yola çıkarak hayatı ve mutluluğu konuştuk. Büyük şehirlerde problemlerle mücadele etmenin oldukça zor olduğunu söyleyen Çonka, "Hepimiz büyük şehirde yaşarken bunalıyoruz. Nereye gidersek gidelim kendimizi de götürüyoruz. Hayatı iyi yaşamayı bilmeliyiz. Her şeye rağmen mutluluk bedava" diyerek önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor.

TERAPİ NİTELİĞİNDE BİR FİLM

Filmin herkesin ruhuna işleyecek bir konusu olduğunu söyleyen Çonka öncelikle filmin senaryosunu okuyup çok etkilenmiş. Çonka "Senaryoyu okuduğumda yalınlığını ve amacını çok sevdim. Filmin adı aslında adında saklı. Bir nevi terapi niteliğinde olacak. İnsanların kafasında soru işaretleri bırakacak. Büyük şehirlerin kalabalığına kapılanları bir an olsun doğal yaşamın içine sürükleyecek" diyor. Çonka komedi türündeki bu filmin yer yer hüzünlü sahneleri de olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Çok tatlı bir komedisi var. İzlerken kendimizi içinde bulacağız. Yeri geldiğinde de hüzünleneceğiz. Dozunda bir film oldu."


HER ANIN TADINI ÇIKARALIM

"Aslında hepimiz büyük şehirde yaşarken bunalıyoruz. Bir yerlere kaçmak istiyoruz ama bu da çözüm değil. Nereye gidersek gidelim kendimizi de götürüyoruz. Her anımızın tadını çıkarabilmeliyiz. Hayatı iyi yaşamayı bilmeliyiz. Hayat zor olsa da mutluluk bedava. Ben de bu sistem içerisinde çok zorlanıyorum. 19 yaşında oğlum var. Eğitim sistemi başta olmak üzere her alanda sıkıntı yaşıyoruz. Değiştiremeyeceğim durumları sinema ve tiyatro da farkındalık oluşturarak anlatmayı tercih ediyorum. İnsanlara bu şekilde kapı açıyorum" diyen Çonka, büyük şehirlerde problemlerle mücadele etmenin zor olduğunu söylüyor.

YETER Kİ İSTEYELİM

Çonka, "Ben toprakla ilişkisi olan bir kadınım. Annennem ve dedemin bahçeleri vardı. Kavun topladım, tütün dizdim. Benim ruhum aslında oralara gidip geliyor. Taksim meydanında daraldığımda bile oralara bir anda gidip gelebilirim. Her şey beyinde bitiyor. İnsan istedikten sonra her şeyi yapabilir" diyor.


Beni yansıtan projelerde yer alıyorum

Sinemanın aslında yönetmenin kendi hikayesi olduğunu söyleyen Yasemin Çonka, "Bana gelen işlerde kendimi görmek istiyorum ve o zaman film teklifini kabul ediyorum. İçinde kendimi görmem gerekiyor. Çünkü sinema çok geniş kitlelere hitap ediyor ve kalıcı. Kendimi ifade edebildiğim, beni yansıtan projelerde yer alıyorum. Dizilerde de aynı kurallarım var" diyor.

Sette çalışmaktan bayılanlar oluyor

Dizilerin oldukça uzun olduğunu ve bu çalışma düzenini insanlık dışı bulan Yasemin Çonka, 90 dakikalık senaryodan kalite beklenmemesi gerektiğini ifade ediyor. Çonka, "Sette yorgunluktan bayılan arkadaşlarımız var. Diziler 60 dakika olsa ne olur? Hiçbir şey insandan daha kıymetli değil" şeklinde konuşuyor.

#Set
#Oyuncular
#Diziler
#Kapitalist sistem
7 yıl önce