|

Şehitler kitabesi kendini yazdırdı

Vatan için önden giden, darbecilere geçit vermeyip şehit düşen kahramanlarımızın hatırası anıtlaştı. Anadolu Yakası’nın girişinde bulunan 15 Temmuz Şehitler Makamı’nda bir de kitabe bulunuyor. Kitabenin şairi Abdullah Akın, “15 Temmuz için ayrı bir destan da yazılabilir ancak ben şehitlerin nazarındaki şahsi destanı yazdım” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/07/2017 Pazar
Güncelleme: 02:54 - 23/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
Şehitler kitabesi kendini yazdırdı
Şehitler kitabesi kendini yazdırdı

Darbe girişimine karşı cesurca sokağa çıkan ve asker üniformalı teröristlere karşı duran Türkiye’nin dört bir yanında 250 şehit verildi. Kahramanların sokakta, meydanda, köprüde yazdığı destan, anıt haline geldi. 15 Temmuz Şehitler Makamı hain kalkışmanın kanlı cephelerinden biri olan Boğaz Köprüsü’nün Anadolu Yakası’na inşa edildi. Anıta dikilen kitabenin şairi ise Abdullah Akın. Mimar Muharrem Hilmi Şenalp’in desteğiyle Osmanlıca’dan çeviri yapmaya başlayan Akın, merak edip klasik şiirin özelliklerini de araştırmış. Ebced hesabıyla doğum, ölüm ve önemli günlere tarih düşüren şiir örnekleri yazan şair, tasavvufla da hem hal olduğunu söylüyor. Akın ile 15 Temmuz Şehitler Makamı’ndaki kitabenin hikayesini konuştuk.

Kitabe yazma teklifini nasıl aldınız?

15 Temmuz Şehitler Makamı’nın mimarı Muharrem Hilmi Şenalp ile eskiden beri tanışıyoruz. Projeden bahsetti ve ‘Anıta bir tarih düşsek nasıl olur’ diye bir teklifle geldi. Daha sonra üzerine düşünüp çalışmaya başladım.

Yazım sürecinde nelere dikkat ettiniz?

Tarih düşme işiyle alakadar olanlar, hangi kelimenin hangi rakama tekabül ettiğini bilirler. Hicri olarak 1438 yılına tarih düşürmek istiyorduk ve buna yakın bir mısra kafamızda canlanıyor, ilham geliyor diyebiliriz. İçinde şehit kelimesi, bulunduğu mekanın, anıtın geçmesi gerekiyordu. Aruz vezninde açık ve kapalı heceler var. Bir önceki açık bir sonraki kapalı heceyle kelime bulmak zor oluyor. Deneme yanılma yöntemiyle birkaç tarih beyiti çıkardım. 1420 çıkıyordu. Eksiği tamamlamak için normalde “Geldi bir er” veya “Çıktı biri” diye kalıplar kullanılır. Ama ben Esma’ül Hüsna’daki ebced karşılıkları düşündüm ve Hayy’ı kullandım. Şehitlerin daima diri olmalarından dolayı, aynı zamanda “Bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn” ayetine karşılık gelmesi için “İsm-i Hayy” eklemesini yaptım. Aklımdaki metin hem abideyi anlatıyordu hem de şehitleri bir muhatap gösteriyordu. Birkaç deneme yapsam da ilk ortaya çıkan hali daha çok içime sindi.

Kitabenin tarihi önemi için ne söylemek istersiniz?

15 Temmuz’da direniş ruhunu herkes gördü. Ben daha çok şehitlerin hikayesiyle ilgilendim. Şehitlerin fedakarlığı, bizim için can feda etmeleri dikkat çekmek istediğim duygulardı. Vatan için kendi dirliklerini ortaya koymalarını önen çıkarmak istedim. 15 Temmuz için ayrı bir destan da yazılabilir ancak ben şehitlerin nazarındaki şahsi destanı yazdım.

ŞİİR KENDİNİ YAZDIRDI
Şiiri yazarken etkilendiğiniz olaylar nelerdi?

Önümde uzun bir süreç yoktu. Şiir 4 günde ortaya çıktı. Zaten 15 Temmuz’daki olaylar başlar başlamaz kendimizi sokakta bulduk. Evime yakın olan Küçükköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gidip orada nöbet bekledik. Herkesin apayrı bir hikayesi var. Abidenin burada olması sadece köprüde şehit düşen güzel insanlar için olduğunu düşünmeyelim. Türkiye’nin her tarafında aynı cesaret ve inanç vardı. Erol Olçok ağabeyimle tanışırdık. O benim için tüm şehitlerin nezdinde bir sembol gibi oldu. Özellikle şiirde şehitleri muhatab olarak alma bahsinde tetikleyen o oldu diyebilirim. Şühedanın himmeti, kitabedeki şiir kendini yazdırdı.

Tarih düşürme konusunda hangi örnekleri incelediniz?

Yeni Şehirli Avni, Fuzuli, Baki, Nedim, Kazım Paşa, Leskofçalı Galip’i zaten okumuştum. İsmail Yakut hocanın kitabındaki örnekleri inceledim. Son dönemden ise Arif Nihat Asya var. Bu isimlerle kıyas götürmeyecek bir metin benimki. Günümüzde fazla örneği kalmadığı için dikkat çekti sanırım. Herkesin rahatça görüp okuyabileceği bir yerde olduğu için de ilgiyle karşılandı. Yoksa geçmişimize bakarsak günlük konuşur gibi tarih düşebilen bir Osman Sururi Efendi var. 18. yy’da yaşamış olan bu zat, müverrihlerin piri olarak görülüyor. Tarih düşmenin birkaç yolu var, ben klasik ve en basit olan yöntemi kullanıyorum.


ŞAİRLERİN ÇOĞU TASAVVUFTAN ETKİLENMİŞTİR
Kitabe yazmanın usulü nedir?

Standart şiir yazmak gibi ama tarih düşmek asıl olay. Manzumenin vezne uygun düşmesi gerekiyor. Ebced hesabında her harfin bir karşılığı, her kelimenin toplam değeri var. Bu hesaplar sonucunda ortaya bir tarih çıkıyor. Tarihi, manzume içinde uygun vezinle yerleştirmek gerekiyor. En önemlisi de manzumenin sürekliliğini sağlayabilecek kafiyeyi yakalamaktı. Kıyaslama için söylemiyorum ama Hazreti Akif’in İstiklal Marşı’nı yazdığı süreç gibi aklına bir şey geldikçe not alıyorsun. Bazen bir mazmun bazen bir mısra geliyor, kaydediyorum. Sürekli oturup çalışmak kabil olmuyor. Bir noktadan sonra devamı kendiliğinden geliyor ve geriye notları toparlamak kalıyor.

Beslendiğiniz kaynaklar ve isimler hangileri?

Tasavvuf kültürünü seviyorum. Klasik Türk şiirimize bakarsanız şairlerin üçte ikisi mutlaka bir tarikata müntesiptir. Geri kalan da bu kaynaktan etkilenmiş ve beslenmiştir. Klasik şiirle uğraşıyorsanız tasavvuf kültürü ve geleneğiyle belirli bir süre ilgilenmek gerekir. Klasik şiirde beni etkileyen isimler tasavvufi şiirler olmuştur. Niyazi Mısri, Hasan Sezai, Osman Şemsi Efendi, Cemalettin Uşaki, Abdullah Selahaddin Uşaki daha yüzlerce isim sayabiliriz.

Şehitler Makamı’ndaki kitabe dışında neler yazdınız?

Aruz vezniyle yazma konusunda bir kapasitem yok, edebiyata merakım vardı ve kendimce araştırmalar yaptım. Arkadaşlarımın yeni doğan çocukları için tarih düştüğüm oldu. Orhan Okay, Erol ve Tayyip Olçok’un vefatlarının ardından da kendimce bir şerh düşmüştüm. Ulus İtfaiye Meydanı’ndaki cami için de bir kitabe yazdım. Belki bu hevesle daha fazla yazarım.


Osmanlıca metinlere ilginiz nasıl başladı?

Birçok tarihi yapıdaki Osmanlıca yazıları okuyamadığımı fark ettiğimde büyük bir sorumuluk hissettim ve kendi kendime Osmanlıca öğrendim. O zamanlar böyle kurslar yaygın değildi. Muharrem Hilmi Şenalp’in desteğiyle çeviri yapmaya başladım. Kadim kültüre aşina, entelektüel seviyesi yüksek çizgide olan bir isim. Az bilinen divanlar, risaleler, hikayeleri ve Hilmi Şenalp’in tavsiye ettiği metinleri çevirdim. Sözlük hazırladım.

Modern şiir denemeleriniz var. Günümüz şiiri hakkında ne söylemek istersiniz?

Modern şiir yazmayı denedim ve beceremediğimi gördüm. Çok da üretken biri değilim zaten. Serbest şiiri ve hece vezniyle yazmayı da denedim. Şair olmak gibi bir kaygım yok. Sonra klasik şiirle ilgilenmeye başladım. Unutulan bir saha olduğu için belki ilgiyi buraya çekebilirim diye düşündüm. İdris Mahfi Erenler mahlasıyla naat ve ehli beyti anlattığım şiirler yayınladım.

Klasik şiire devam edecek misiniz?

Kadim lisandan koptuk. Özellikle genç kesim birçok kelimeye aşina değil. Aruz vezniyle yazmak isteyen herkes Osmanlı döneminde kullanılan kelimeleri kullanmak zorunda. Yahya Kemal’den sonra da hemen hemen eski şiir bitti diyebiliriz. Bir cüret olarak denemeye başlamıştım. Beyit ve gazel denemelerim oldu. Sadece ilhamla olmuyor. Şiir üzerine çalışmak ve vakit ayırıp mutlaka okumak gerekiyor. Günümüzün iki üç saati yolda geçerken çalışma temposundan dolayı şiir yazımı normalden uzun sürüyor. Kendimce denemelerde bulunmaya devam edeceğim.

  • Şehitler Makamı Kitabesi
  • Eyâ şehîd-i âlîşân yüzün pertev-nisâr olsun
  • Îlâ yevmi’l-kıyâme burda nürun âşîkâr olsun
  • Şu on beş temmuz akşamı kanınla yazdığın destan
  • Vatan millet için dâim medâr-ı iftihar olsun
  • Fedâ-yı cân için bir an tereddüd etmedin elhak
  • Ki kastın oldur elbet dîn ü devlet pâyidar olsun
  • Senin evsâfının medhinde âciz kalmış ol hâme
  • Şecât bahsinin meddâhı kâdir kirdigâr olsun
  • Makâmın cennet-i âlâ, habib-i kibriyâ yârin
  • Mekânın kerbela şehîdleriyle hem civâr olsun
  • “Siyâbu sündüsin hudrun” hemîn hil’atına tebşir
  • “Sekahum rabbuhum” lutfuyla lebin berhudâr olsun
  • Nişânın kâbe-i ulyâ olur ancak, bu mevki’ de
  • Şehidim hâtırandan millete bir bergüzâr olsun
  • Gelüb bir ism-i “hayy” mahvi olur bünyâdına târih
  • “Şu âbide azîz şehîdler için yâdigâr olsun”
#15 Temmuz
#FETÖ
#Abdullah Akın
7 yıl önce