Özdağ, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun düzenlediği basın toplantısında Cizre'deki operasyonlara yönelik "Toplu infaz olduğu şüphesi" ifadelerini sert bir dille eleştirdi.
Tanrıkulu'nun daha önce de benzer açıklamalar yaptığını hatırlatan Özdağ, "Türkiye, Kandil'e karşı operasyonlar yaptı. Bu operasyonlardan sonra Avrupa'ya, Avrupa Parlamentosu'na Türkiye'yi gammazlayan Sezgin Tanrıkulu idi. 'Orada siviller bombalandı' diyen Sezgin Tanrıkulu idi. Elinde belge olmadan, bilgi olmadan, done olmadan PKK'nın sözcülüğüne soyunmak 'Orada siviller öldürüldü' demek art niyetin nişanesidir" dedi.
Özdağ, terör örgütü PKK mensuplarına yönelik bölgede operasyonların devam ettiğini anımsatarak şunları kaydetti:
"Karşımızda ellerinde silahlarla, 150 ton patlayıcıyla Cizre'yi Sur'u, Varto'yu, Beytüşşebap'ı, Nusaybin'i yaşanmaz hala getiren, vatandaşlarını rehin alan, çocukları canlı kalkan olarak kullanan acımasız bir örgüt var. Sezgin Tanrıkulu bu örgütü kötüleyeceğine 'Orada toplu katliam yapılmıştır' gibi sözler kullanıyor. Bu sözler PKK sözcülüğüdür, PKK ve terörist ağzıdır."
Tanrıkulu'nun konuşmalarının Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partinin milletvekiline yakışmayan açıklamalar olduğunu anlatan Özdağ, CHP'nin içerisinde PKK'yı savunan kişilerin olmaması gerektiğini belirtti.
Özdağ, CHP'lilere seslenerek, onlardan Tanrıkulu'na karşı bir duruş sergilemelerini istedi..
CHP içinde siyaset yapanların üniter yapıya ve milli bütünlüğe saygı duyacak şekilde siyaset yapmaları gerektiğini vurgulayan Özdağ, şöyle konuştu;
"Sezgin Tanrıkulu'nu, iddiasını ispat etmeye davet ediyorum. Orada PKK'lılar olmasaydı bunlar olur muydu? Neden Türkiye'nin herhangi bir yerinde çatışma yok da sadece belli yerlerde var? Çünkü PKK dağlardan inerek, çözüm sürecini istismar ederek, o bölgeye bomba ve silah yığarak huzurumuzu kaçırmak istedi. Görevleri Türkiye'nin büyümesini engellemek, milletleşme sürecimizi bozmak, Türkiye'nin yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanılmasını engellemek, Türkiye'nin orta ölçekli devletten büyük ölçekli devlet haline gelmesini geciktirmektir. Tanrıkulu da bu ocağa odun taşıyor. O nedenle Tanrıkulu'nu, düşünerek konuşmaya davet ediyorum."
