|

Sokağa çıkmak milli görevimizdi

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Unutmamak İçin O An: 15 Temmuz Konulu Fotoğraf ve Video Yarışması” sonuçları açıklandı. Video kategorisinde ödül kazanan Anadolu Ajansı muhabiri Mücahid Eker, “Sokağa çıkmak hem milli hem de mesleki görevimizdi” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/07/2017 Pazar
Güncelleme: 10:01 - 16/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
Sokağa çıkmak milli görevimizdi
Sokağa çıkmak milli görevimizdi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve 15 Temmuz Derneği ortaklığında düzenlenen “Unutmamak İçin O An: 15 Temmuz Konulu Fotoğraf ve Video Yarışması” ödülleri sahiplerini buldu. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen yarışmanın sonucunda dereceye giren eserler Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde sergileniyor. Etkinlikte 15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü, Fatih, Çengelköy, Ankara, Meclis önü gibi cephelerde verilen milli mücadelenin görüntüleri yer alıyor. Video kategorisinde ikincilik ödülü alan Anadolu Ajansı muhabiri Mücahid Eker, o geceyi şu sözlerle anlatıyor: “Tekbir getirenler, namaza duranlar, direnenler ve zafer kutlayanları çektim. Ayrıca yaralıları ve üzerine bayrak örttüğümüz şehitlerimizi de çekmek zorundaydım. Sokağa çıkmak hem milli hem de mesleki görevimizdi.”

ÇANAKKALE RUHUNU GÖRDÜM

Video kategorisinde birinci olan ve geceyi köprüde geçiren Süleyman Hilmi Otman da gece boyu kayıttaydı. Kameramanlık yapan Otman, Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip’in şehadetine de tanık olmuş. İnsanların korkusuzca köprüye yürüdüğünü söyleyen Otman, sözlerine şöyle devam ediyor: “Her dakika sayımız artıyordu. Çekim yaptığım için tepki gösterenler oldu. O gece kimsenin aklına ölüm gelmemiştir. Çocukken dinlediğimiz Çanakkale ruhunu gördüm” diyor.

Fotoğraf kategorisinde Mustafa Can Koca, ikincilik ödülünü Fatih Kurt ve üçüncülük ödülünü ise Ferhat Makascı-Zupsevic kazandı.

Savaştaki
Kosova günlerini hatırladım

Yarışmada üçüncülük ödülüne layık görülen Ferhat Makascı-Zupsevic şimdiye kadar yerli ve yabancı birçok basın kuruluşu için fotoğraf çekmiş. Köprüde tanık olduklarına benzer olaylar yaşadığını belirten Kosova asıllı Makascı, “Savaş zamanı Kosova’daydım. Bombalama ve şiddet olaylarına tanık olmuştum, yaşadıklarım bana o günleri hatırlattı. Asker halka ateş etmez, onlar plastik mermidir diye düşündüm fakat sonra önümdeki insanların yere düştüklerini gördüm. Hem insanlara yardım etmek hem de fotoğraf çekmek için dikkatle hareket ettim. Sabaha karşı her şey bitti derken bir top mermisiyle şok yaşadık. Fotoğraftaki jip, bizi mermilerden korumak için oradaydı. O kişi gece boyunca yaralı taşıdı, lüks aracını hiç düşünmeden bize siper etti. Ben 5 dakika önce o jipin arkasındaydım. Fotoğrafı çektikten sonra hastaneye gittik, o anda iki şehit vermişiz."


Olan biteni duyurmak istedim

Anadolu Ajansı’nda foto muhabiri olan Fatih Kurt, diriliş destanına Ankara Kurtuluş’ta tanık olmuş. Uçakların alçak uçuşlarını gören Kurt, haber için birkaç yer dolaşmış. Daha sonra gecenin en hareketli yeri olan Genel Kurmay Başkanlığı’nın önüne geldiğini belirten Kurt, ikincilik getiren fotoğrafın hikayesini şunları anlatıyor: “Genel Kurmay’ın önüne geldiğimde tankların üstünde insanlar vardı. Olan biteni herkese duyurmak istedim. Birkaç fotoğraf çektikten sonra tank hareket etti ve karargaha geri döndü. Yaralılar ve şehitler vardı. Sabah 5 buçuğa kadar oradaydım. Mankurt insanların yaptığı bir şeydi bu. Türk askeri elinde bayrak olan millete saldıracak kadar alçalmış olamaz. Vatandaşlarımız büyük bir iman gücüyle bu vahşetin önüne geçti.”


Tekbir getirenler vuruldu

Yeni Şafak gazetesi foto muhabiri Talha Menteş’in üç fotoğrafı sergide yer alıyor. Mansiyon ödülü kazanan fotoğrafı Fatih’teki İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde çeken Menteş, o geceyi şöyle anlatıyor: “Belediye önüne ilk geldiğimde bir aracın arkasına yaralılar üst üste yerleştiriliyordu. Kalanlar ise oradakilerin sırtında hastaneye taşındı. İki kamyon ve bir kepçe bize siper olmuştu. Elindeki bayrakla tekbir getirerek aracın arkasından çıkanlar tek tek vuruluyordu. Toplu bir şekilde hareket etmeye çalıştığımızda ise yaylım ateşine tutuluyorduk. O sırada tekerlekli sandalyelerle bekleyenleri gördüm. Vurulanları hastaneye tekerlekli sandalyeyle götürüyorlardı. Özel harekat polisleri gelene kadar süreç bu şekilde ilerledi. Vatanı hainlere teslim etmek istemeyen her vatandaş gözlerimin önünde bir bir düşüyordu. O sırada yaralanan bir vatandaşla birlikte hastaneye doğru ilerledim. Durumun ne kadar vahim olduğunu o an daha iyi anladım. Ambulanslar, sivil araçlar ve sırtında yaralı taşayanlarla doluydu hastanenin önü... Hastaneye yaklaştık, rahatlamaya fırsat kalmadan oraya da ateş etmeye başladılar. İçerde ise tam bir can pazarı yaşanıyordu. Hemen girişte sedyede yatan bir şehitle karşılaştım. Başucunda kimse yoktu, koridorlar kan gölüne dönmüş, insanlar bir o yana bir bu yana yaralı yetiştiriyordu.”

Sadece bekledik
Arkadaşının düğünü için Merzifon’a giden Mustafa Can Koca, yarışmada birinci seçilen kareyi burada çekmiş. Düğün hazırlıkları yapan aile, kına gecesinden sonra eve gelip darbe girişimini öğrenmiş. Bütün ailenin haberleri izlemek için telefon başında toplandığını belirten Koca, “Evde gergin bir ortam vardı. Herkes kıpırdamadan ekrana bakıyordu. Merzifon’da bir hareketlilik yoktu. Sadece bekledik. Elimizden başka bir şey gelmedi. O an çok etkilendim ve fotoğraf çektim” diyor.




#Sokak
#Milli görev
7 yıl önce