|

'Srebrenitsa soy kırımının 22’nci yılına geldik'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde Srebrenitsa'yı yazdı. İsmail Kılıçarslan, Hatice Karahan, Ömer Lekesiz ve Abdullah Muradoğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:04 - 11/07/2017 Salı
Güncelleme: 09:49 - 11/07/2017 Salı
Yeni Şafak
İsmail Kılıçarslan, Abdullah Muradoğlu, Ömer Lekesiz, Hasan Öztürk, Hatice Karahan.
İsmail Kılıçarslan, Abdullah Muradoğlu, Ömer Lekesiz, Hasan Öztürk, Hatice Karahan.

Hasan Öztürk, İsmail Kılıçarslan, Hatice Karahan, Ömer Lekesiz ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

505 tabut saymıştım


Mavi kelebek nereye konarsa biz orayı acı içinde kazıyorduk” diye başlayan cümlenin sahibi benim yaşımdaki bir Boşnak’tan başkası değildi.“Üst üste kapanmış cesetleri, paramparça olmuş vücutları gördükçe hınç ve öfkemizi kabartırken intikam duygumuzu törpülemeye çalıştığımız nicedir” diye devam eden cümleyi kuran da… “Kamyonete zorla bindirilirken, anne merak etme her şey güzel olacak, diyerek yüzüme bakan oğlumu Srebrenitsa’da doğurdum orada kaybettim” diyen anne ise binlerce Boşnak anneden sadece bir tanesi. “Bugün kurbanlardan şu kadarını daha toprağa veriyoruz” diye başlayan protokol konuşmalarını dinleyerek… Poçatari Şehitliği’ndeki defin ve anma töreni daha bitmeden, yakın köylerdeki Sırpların onlar açısından 11 Temmuz’un “onursuz” anısına domuz çevirmelerini görerek…


Şimdi seninle yüzleşelim mi?


Hem de insanlığın gördüğü en adi tiplersiniz. Öyle aşağılık bir diliniz, öyle aşağılık bir karakteriniz var ki şeytan size şapka çıkarır.Evet, senden bahsediyorum. Emani ar-Rahmun Sakarya’da vahşice katledildiğinde ‘kadının kocası ile katillerin arasında kavga olmuş’ yazabilen o aşağılık sensin çünkü. Haberciysen defol git, Emani’nin kocası Halid’in çalıştığı tavuk kesimhanesinin patronunun verdiği imzalı beyanı oku. Bırak kavgayı, tartışma yok. Haberciysen defol git, Sakarya’da herhangi bir polis merkezine, herhangi bir karakola yansıyan herhangi bir tutanak var mı araştır. Ama hayır. Ne okursun ne de araştırırsın sen. O vahşeti ‘iki sabıkalının yaptığı adi olay’ olarak kayıtlara geçirebilmek için elinden gelen her şeyi yaparsın çünkü. Evet, senden bahsediyorum. Katillerden birinin Emani’nin kocası Halid’e ‘karını boşa, ben evleneceğim onunla’ dediğini fantastik bir fantezi olarak geliştirebilen o aşağılık zihnin sahibi sensin çünkü. Gazeteci isen sor bakalım tanıyanlara kimmiş Halid? Peygamber Efendimiz(sav)’in soyundan gelen bu delikanlıya ‘karını boşa, ben evleneceğim onunla’ deme cesareti gösterebilecek birinin sonu ne olurmuş bir bak. Bakmazsın sen. Halid’i namus zafiyeti olan biri olarak gösterip ‘kocada da suç varmış’ cümlesini yaygınlaştırma köpekliği işine gelir çünkü. O aşağılık, o çatal dilinle meseleyi ‘bütün tarafların suçu var’ yavşaklığına ilerletmeye çalışıyorsun çünkü.


Anket birtakım mesajlar veriyor


Kredi meselesi, malumunuz büyüme açısından önemli bir dinamik. Hatta firmalar da, iş ve/ya yatırım yapmalarının önündeki engellerin başında finansmana erişim mevzuu olduğunu öteden beri dile getirir. Hele de konu zorlu zamanlara denk gelince, daha da hayati bir hal alır. İşte bunun bir örneğini geride bıraktığımız yakın dönemden bu yana yaşıyoruz. Nitekim darbe girişimi sonrası maruz kaldığımız performans kaybı ve ardından can suyu gibi gelen Kredi Garanti Fonu (KGF) uygulaması, durumun önemini açıkça ortaya koydu. Öte yandan KGF uygulamasının sağlık yönünü ve kısanın ötesindeki vade yansımalarını tartışmak ise, şüphesiz önem arz eden bir husus… Bunu da şimdilik not düşmüş olarak, bugün kredilerdeki son durumlara bir bakalım istiyorum. Hazır geçtiğimiz Cuma günü TCMB tarafından Banka Kredileri Eğilim Anketi 2. Çeyrek Değerlendirmesi sonuçları da açıklanmışken, eğilimlerde olan biten ve beklenen nedir bir bakalım. 

Öncelikle veriler eşliğinde kredilerdeki durumu bir hatırlayalım. BDDK’nın açıkladığı verilere göre 2017 ilk çeyrek sonu itibariyle 1 trilyon 830 milyar TL’ye çıkan bankacılık sektörü kredi büyüklüğü Mayıs ayı bitimiyle ise 1 trilyon 889 milyar TL olup yükselişini sürdürmüş bulunuyor.


Kırım Savaşı’ndan Katar Krizi’ne kadar


İlgili son yazımda, Filistin’deki sıradan gibi görünen şeylerin, asıl “konu genelde Filistin, özelde Gazze ve elbette Katar olunca, şişede durduğu gibi” durmadığını söylemiştim.Çünkü, Filistin demek, İbranilerin devlet olmak amacıyla İngiltere desteğinde işgal ettiği topraklardaki ezeli ve ebedi güvensizliğidemektir ki, şimdi burada kim ne yapıyor olursa olsun, sonucu yine İsrail’in güvenliğine ya da güvensizliğine değer. Firavunlar, Hititler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Moğollar... devrinde Levant’ın (ve aynı zamanda Bereketli Hilal’in) kapısı olan Gazze de, bu niteliğinde hemen hiçbir değişme olmaksızın, Osmanlı’yı yıkıp Orta Doğu’da hakimiyet kurmak isteyen Batı devletleri için her zaman bir kapı olmuştur. Bugünkü durumu da el'an böyledir. En kısa ifadesiyle Gazze’ye hakim olmak demek sadece Filistin’e değil, Türkiye’ye, Mısır’a, Sudan’a, Basra Körfezi’ne, Yemen’e hakim olmak demektir. Meramımı şu örnekle teyit edeyim:


“Doğu”dan ve “Güney”den gelen tehlikeler


ABD Başkanı Donald Trump’ın “Beyaz Saray”daki beyin takımı arasında bir çekişme ve güç mücadelesi olduğu epeydir konuşulan bir mevzu. Özellikle “Alternatif Sağ” hareketin haber sitelerinden “Breitbart”ın eski genel yayın yönetmeni Steve Bannon’un başını çektiği grup, Trump’ın “Önce Amerika” söyleminin altını kendi ideolojik çizgileriyle doldurmaya çalışıyor. Ancak bu çaba, Trump’ın etrafındaki “küreselciler”in karşı ataklarıyla karşılaşıyor.Steve Bannon’ın “Beyaz Saray”daki müttefikleri arasında “Ulusal Güvenlik Konseyi”nin Genel Sekreter Yardımcısı Tera Dahl’ın yanı sıra, Trump’ın danışmanlarından Sebastian Gorka ile Stephen Miller da yer alıyordu. Dahl ve Gorka da “Breitbart”ın köşe yazarlarıydı. “Breitbart kadrosu”  daha çok ‘İslamofobik’ görüşlere sahip olmalarıyla tanınıyorlar. Kıdemli Danışman Miller’ın Trump’ın konuşma metinleri üzerinde etkili olduğu söyleniyor.. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymond McMaster ile Amerikan finans devi Goldman Sachs’’tan transfer edilerek “Ulusal Ekonomi Konseyi” direktörlüğüne getirilen Gary Cohn ise “küreselci” ekibin önde gelen isimleri. İki ekip de Başkan Trump’ın görüşlerini etkilemek için büyük çaba harcıyor. 


#​Hasan Öztürk
#İsmail Kılıçarslan
#Hatice Karahan
#Ömer Lekesiz
#Abdullah Muradoğlu
7 yıl önce