Daha fazla Suriyeli çocuğun eğitime erişimini ve verilen eğitimin niteliğini artırmak amacıyla hazırlanan “İl Eylem Planları” Ankara'da yapılan bir imza töreniyle uygulanmaya başlandı. İl Eylem Planlarını Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük ile UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle imzaladı.
Suriyeli çocukların gittiği Fatih Sultan Mehmet İlkokulu'nda gerçekleşen imza töreninde konuşan Müsteşar Yardımcısı Büyük, 2011 yılındaki Suriye'deki iç karışıklıklardan dolayı Türkiye'ye kitlesel akım halinde gelen Suriyelilerin sayısı 2 milyon 200 bin olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin kamu kaynaklarından harcadığı miktar 8 milyar dolara yaklaştı. Bunun içerisinde bütün dünyanın Türkiye'ye göndermiş olduğu miktar ise 417 milyon dolar. Biz MEB olarak şu anda sistem içerisinde geçen yılın sonu itibariyle 230 bin öğrenciyle ana hedefimiz bu yılın sonuna kadar eğitim çağında olup sistem dışında hiçbir öğrencinin kalmayacağı şekilde çalışmalarımızı dizayn etmek. Hedefi Sayın Başbakanımız New York'taki toplantıda koydu. 460 bin rakamını zikretti. Artık bundan böyle il müdürlerimiz, ilçe müdürlerimiz, öğretmenlerimiz, okul müdürlerimiz ülkemizin başbakanının koymuş olduğu bu hedefi yakalamak için gece gündüz çalışacağız gayret edeceğiz. Artık durmak yok. Ulusal ve uluslararası herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Biz 4 yıllık süre içerisinde paydaşlarımızla birlikte Suriyeli çocuklarımızın eğitimleriyle ilgileniyoruz. Başta AFAD olmak üzere valiliklerimize, kaymakamlıklarımıza, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimize ve özellikle uluslar arası STK'larımıza teşekkür ediyorum.”
Ankara'daki 3 okulu tahsis eden vali, kaymakam, il, ilçe müdürlerine teşekkür eden Büyük, “Bu yıl daha kapsamlı çalışmanın içerisinde olacağız. İl il eylem planları çıkarıyoruz. Şuanda bölgedeki 8 ilimizle ilgili eylem planları hazır. Biz onun üst planını burada imzalayacağız. Ancak kendi okullarımıza giden Suriyeli çocuklarında sosyalleşmesi ve bizim çocuklarımızla kaynaşabilmesi adına da faaliyetlerin altına imza atacağız artık” dedi.
“2011 yılından ülkemize giriş yapan Suriyelilerin çocuklarının eğitimini 3 şekilde yapıyoruz” diyen Büyük, “Ülkemize düzenli giriş yapmış, kimlik numarası almış, oturum almış insanlardan e-okul sisteminden kayıtlı bizim öğrencilerimizle okuyan bir kesim var. 40 bin kişi bunlar. 11 ilde 24'e yakın kamp merkezinde 250 bine yakın Suriyeli vatandaşın 90 bine yakın okul öncesinden 12.sınıfa kadar Suriyeli gönüllü öğretmenlerin okuttuğu, Suriye müfredatının yapıldığı haftalık ders çizelgelerinin MEB'de olduğu bir 90 bine yakın öğrencimiz eğitime devam etmektedir. Türkçe mecburidir burada. Haftalık 6 saat Türkçeyi mecburi hale getirdik öğretiyoruz” şeklinde konuştu.
Bölge illerinde ihtiyaç duyulan yerlerde UNICEF'in finansörlüğünde AFAD üzerinden 30'a yakın okul inşa ettiklerini bildiren Büyük, “Kendi okullarımızı ikili eğitim yapmayan tekli okullarımızı 14.30'dan sonra Suriyeli öğrencilerin ve gönüllü Suriyeli öğretmenlerin hizmetine açtık. Bu bizi bir hayli rahattı. Şu anda İstanbul'da, Ankara'da, Konya'da her yerde bu tür geçici eğitim merkezlerimiz var” dedi.
UNICEF ile yapılan protokol sayesinde 6 bine yaklaşan gönüllü Suriyeli öğretmeni teşvik etmeye başladıklarını anlatan Büyük, “Kamp içerisinde 150 dolar, kamp dışında 220 doları her ay onların hesabına yatırıyoruz” bilgisini verdi.
Liseyi bitiren Suriyeli öğrencilerin Türk öğrencilerin kontenjanlarını kullanmadığına dikkati çeken Büyük, “YÖK'ün Suriyeli öğrencilere ayırdığı kontenjanı kullanıyorlar. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluğu Başkanlığı'nca da bir süreç içerisinde 5 bin öğrenciyi onlar burslandıracaklar” ifadelerini kullandı.
Müsteşar Yardımcısı Büyük, ayrıca bütün Suriyelilerin kitaplarının STK'ların ve hayır sahiplerinin de katkılarıyla basılıp ve gözden geçirilerek dağıtıldığını ifade etti.
Büyük, “Hiçbir öğrenci okuldan uzak olmayacak. Bugün 3 okul tahsis ettiysek, ihtiyaç oldukça 4-5-6 okula çıkaracağız. Kendi okullarımıza kabul edeceğiz. Böylece sistemin dışında öğrenci kalmamış olacak” diye konuştu.
UNICEF Türkiye Temsilcisi Duamelle ise bu hafta 18 milyon çocuğun yeniden okula başladığını ve bunlar arasında Suriyeli çocuklarında bulunduğunu belirterek, “Son yıllarda Türkiye'de çok önemli aşamalar kaydedildi. Türkiye'de 200 binden fazla Suriyeli çocuk Türkiye'nin ev sahipliğinde Türkiye devletinin ve insanlarının misafirperverliğiyle okula gidiyorlar.
Türkiye Başbakanı da iki gün önce BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada bu konunun önemine değindi. Burada okula giden Suriyeli çocukların sayısının iki katına çıkarılacağını söyledi. Bizde bu iddialı hedefi çok destekliyoruz ve Türkiye hükümetine gereken her türlü desteği vermeye hazırız. UNICEF 1951 yılından bu yana Türkiye'de çalışmalar yürütmekte. Bu da oldukça uzun bir zaman. Türkiye ve UNICEF'in eski arkadaşlar olduğunu söyleyebiliriz. Bugün burada il eylem planını imzalayacağız. Bu il eylem planı aslında başta 9 ilde olmak üzere fakat daha sonrasında sayılar artacak eğitim için atılacak olan adımları belirleyici olacak” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Müsteşar Yardımcısı Büyük ile UNICEF Türkiye Temsilcisi Duamelle “İl Eylem Planları”nın imzalarını attı. Daha sonra Büyük ve Duamelle sınıfları gezerek, Suriyeli öğrencilere kırtasiye malzemeleriyle dolu çantaları hediye etti.
Suriye'den gelen 14 yaşındaki Yahya Ali İsmail, “Savaş vardı. Savaştan korktum burada savaş yoktu o yüzden geldim. Anne babam ailemin hepsi geldi. 6 kişiyiz. 1 kız, 3 oğlan ve anne baba. Halep'te oturuyorduk. Akrabaların hepsi orada. Yarısı buraya geldi yarısı orada kaldı. Ders alıyoruz. Dersten sonra dışarıya çıkıyoruz oynuyoruz. Savaştan sonra Suriye'ye dönmek istiyorum. Suriye'yi çok özledim. Savaş biterse Suriye'ye biz gitmek istiyoruz” dedi.
Suriyeli 1.sınıf öğrencisi Sena ise okulunu çok sevdiğini, şarkı öğrendiklerini anlattı. Minik Sena MEB Müsteşar Yardımcısı Büyük'ün dağıttığı kırtasiye malzemelerini ise beğendiğini kaydetti.
Suriyeli 1.sınıf öğrencisi Muhammed de, Suriye'de çok savaş olduğunu, sıkıntı olduğunu, bombalar olduğunu anlatarak, Türkiye'de annesinin babasının kardeşlerinin olduğunu ve savaş çok olduğu için Suriye'ye dönmek istemediğini söyledi.
