|

"Tanklarla korku salmak istediler"

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Sincan'dan büyük bir gürültüyle tankları geçirdiler, namlusunu halka, caminin minaresine yöneltmiş tanklarla inanmış milletimize korku salmak istediler" dedi.

Yeni Şafak
18:49 - 16/11/2014 Pazar
Güncelleme: 18:55 - 16/11/2014 Pazar
AA

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,  "3 ve 4 Şubat günü, burada Sincan’ın caddesinden büyük bir gürültüyle tankları geçirdiler, namlusunu halka, caminin minaresine yöneltmiş tanklarla inanmış milletimize korku salmak istediler" dedi.


Arınç, Sincan Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sincan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural’ın eşinin cenaze töreninde bulunduğu için ve Yenimahalle kongresine katılanların bu kongreye de gelebilmesi için programa geç geldiğini belirterek katılanlardan özür diledi.


KKTC'de dün cumhuriyetin 31. kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını belirten Arınç, burada "74 Harekatını ve Kıbrıs'a yapılan çıkarmayı" hatırladığını, bunun eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın büyük bir başarısı olduğu söyledi. 


1963 ve 1967'de Kıbrıslı Türklerin katliama uğradığını ifade eden Arınç, 1974'te küçük ama anlamlı bir koalisyonun kurulduğunu anlattı. 


1973 seçimlerinde 48 milletvekili çıkaran Milli Selamet Partisiyle hiçbir parti koalisyon kurmayınca, Cumhuriyet Halk Partisi ile bir koalisyon hükümeti kurduğunu hatırlatan Arınç, bundan 9 ay sonra Kıbrıs’ta bir Rum'un darbe yapmak için silaha davrandığını ancak bu sefer işin farklı olduğunu söyledi.


Arınç, 1963'te, 1967'de cesaret, güven ve bir sorumluluğun bulunmadığını ancak Erbakan ile Kıbrıs’a çıkarma yapıldığına işaret etti.


 Ecevit’in başına miğfer giydirildiğini, afişlerinin tüm sokaklara asıldığını, Erbakan’ın ise kötülenmeye çalışıldığını dile getiren Arınç, sonunda birilerinin koalisyonu bozduğunu ve erken seçim kararı almak istediğini fakat Ecevit'in erken seçim kararını alamadığını kaydetti. 


Arınç, "O günkü bir koalisyon hükümetinde sadece başbakan yardımcısı olarak bulunan ama sözüyle dirayetiyle inancıyla Kıbrıs’a çıkarma harekatını başlatan rahmetli Erbakan Hocamızdı. Ona bütün Türkiye ne kadar sahip çıktı bilmiyorum ama Sincan her şeyiyle sahip çıktı" diye konuştu.


1997 yılında yine acı bir olay yaşandığını, 1995’te Refah Partisinin birinci parti olduğunu ve  ANAVATAN ile hükümet kurmak istediklerini ancak kurdurulmadığını ifade eden Arınç, daha sonrasında REFAHYOL hükümetinin kurulduğunu hatırlattı.


İlk 6 ayda hem ekonomik hem siyasi anlamda "muhteşem" işler yapıldığını söyleyen Arınç, kendilerinin başarılı olduğunun görüldüğünü ve bundan korkulduğunu dile getirdi.


REFAHYOL'un sonunu getirmek için bir senaryo ortaya konduğunu ve 30 Ocak’ta Kudüs’ü anma toplantısında Filistin liderlerinin fotoğraflarının bulunması, İran büyükelçisinin de o toplantıya katılması nedeniyle senaryo gereği "korkunç bir hale büründüğünü" yani "İrtica patladı, gerilik hortladı. Bunu yapan da REFAH'tır" denildiğini söyledi. 


Herkesin, o günleri ibretle hatırladığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:


"30 Ocak'ta, bu gece yapılınca büyük gürültüler koptu. Biz, bile korktuk. O geceyi tertipleyenler, o gece konuşma yapanların çoğu takibata uğradı. Türkiye'de adeta bir gerici kalkışma var gözüyle iddianameler hazırlandı ve davalar açıldı. Ama  bu senaryonun sadece bir sayfasıydı. İkinci sayfasında da 3 ve 4 Şubat günü, burada Sincan’ın caddesinden büyük bir gürültüyle tankları geçirdiler, namlusunu halka, caminin minaresine yöneltmiş tanklarla inanmış milletimize korku salmak istediler. Takır takır tanklar geçti."


Sorulduğu zaman da bunun bir eğitim geçişi olduğunu, altında bir şey aranmaması gerektiğinin söylendiği aktaran Arınç, ama yıllar sonra tarihi bir gerçek olarak iddianamelere, eğitim geçişi olmadığı, bilinçli ve bu senaryoyu tamamen bir sonuca ulaştırmak için yapılmış bir hadise olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.


Arınç, o zamanlar bunları savunan Çevik Bir’i, Hikmet Köksal ve Doğu Aktulga ve diğerlerini ne unutacaklarını ne de affedeceklerini söyledi.


"İşte balans ayarı bu"

Arınç, 28 Şubat'ta, milletin oylarıyla seçilmiş hükümeti, tank paletleriyle Milli Güvenlik Kurulu toplantılarıyla aczmendi gösterileriyle basit, kötü bir Türk filmine çevirdiklerini, bu senaryonun sonunun Türkiye'de inanan insanlara baskı olarak geldiğini dile getirdi. 


Ticari firmaların iflas ettirildiğini, imam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatıldığını, Kur'an kurslarının çocuksuz, gençsiz bırakıldığını, insanların kılık ve kıyafetleriyle düşman hale getirildiğini, üniversitelerin karabasan gibi olduğunu, çocukların ruhsal, psikolojik buhranlar geçirdiğini, başörtüsünün hınçla çekilip alındığını ifade eden Arınç, "Bunlar unutulacak şeyler değil. Hamdolsun millet, 2001'de partisini kurdu, 15 ay sonra seçimlere soktu. 15 aylık bir parti hepsinin defterini dürdü, tek başına 2002'de yüzde 36 ile iktidara geldi" diye konuştu.


Seçimi kazandıktan sonra, gazetecilerin sorusu üzerine, "Demokraside balans ayarı topla tüfekle olmaz, seçimle ve sandıkla olur" dediğini anımsatan Arınç, Sincan'ı cezalandıranların gittiğini, "tertemiz" AK Parti'nin iktidara geldiğini belirterek "İşte balans ayarı bu" ifadesini kullandı.


Çok şükür 13. yılımıza giriyoruz, öyle sonuçlar alıyoruz ki grafik hep yukarıya doğru. Çok şükür başımız hiç öne eğilmedi, bayrak en yükseklerde dalgalandı. Güzel işler yaptık" diyen Arınç, 28 Şubat sanıklarının mahkeme karşısına çıktığına değindi. 


28 Şubat iddianamesinin, Sincan'ın ne kadar masum olduğunu, Türkiye'de birilerinin darbe yapmak için nasıl senaryo hazırladığını gösterdiğini dile getiren Arınç, AK Parti kazandığı için, Sincan'ın, Türkiye'nin, demokrasinin kazandığını belirtti. 


Her bakana ve genel başkan yardımcısına 3 kongreye gitmesi için yer verdiklerini bildiren Arınç, geçen hafta Eskişehir Ordupazarı'nda, bugün Sincan'da, haftaya da İstanbul Beyoğlu'nda olacağını kaydetti.


"Yerimizden bile kıpırdatamadılar"

Siyasi hayatı boyunca Türkiye'nin her yerine gittiğini belirten Arınç, siyaseti, fedakarlık yapmayı, Necmettin Erbakan'dan öğrendiklerini söyledi.   


AK Parti'nin 12 senedir iktidar olduğunu hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: 


"Bizim 12 seneyi çıkartın. Cumhuriyet 1923'te kuruldu, 91. yılındayız. 12 sene öncesinde kurulan hükümetlerin sayısı 59'dur. 59'u 91'e bölün, şimdi de 12 seneyi ekleyin, ortalama hükümet ömrü 1 yıl 3 aydır. En azı 2 aydır, güvenoyu bile alamamıştır. Hamdolsun öyle güçlü ve inançlı geldik ki bizi yerimizden bile kıpırdatamadılar. Bütün partiler birleşse paçamıza kadar bile değemiyor. Öyle güçlü bir parti kurduk, öyle başarılı işler yaptık."


Her ilçenin karnesine baktığını, Sincan'la Türkiye'nin iftihar etmesi gerektiğini belirten Arınç, Sincan'ın 2002'deki seçimde yüzde 53,5, 2007'de yüzde 64,3, 2011'de 64,4 oy verdiği anımsattı. Arınç, "Elinizi öpeyim Sincan sizin, ne mutlu size. Siz, Ankara ortalamasını da yükseltiyorsunuz, Türkiye ortalamasını da yükseltiyorsunuz. Ne mutlu" diye seslendi.


Gelecekte 2015 seçiminin olduğunu hatırlatan Arınç, "Çıta 64,4. İnşallah Sincan'dan ümidimiz var, 70 niye olmasın? Ağanın eli tutulmaz" diye konuştu.


Arınç, Sincan'ın mahalli seçimlerde de referandumlarda da cumhurbaşkanı seçiminde de partilerine Türkiye ortalamasının üzerinde oy verdiğini söyledi.

#bülent arınç
#sincan
#oktay vuralın eşi
9 yıl önce