|

Türk seyirci ufkumu açıyor

Dünyaca ünlü Grammy Ödüllü piyanist Michel Camilo İstanbullu müzikseverlerle buluştu. Farklı kültürlerden beslendiğini vurgulayan sanatçı Türk seyircinin kendisine her zaman yeni ufuklar açmaya hazır olduğunu söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/05/2017 Pazar
Güncelleme: 03:29 - 7/05/2017 Pazar
Yeni Şafak
Grammy Ödüllü piyanist Michel Camilo
Grammy Ödüllü piyanist Michel Camilo

Grammy ödüllü, dünyaca ünlü caz, klaisk ve Latin müziği piyanisti Michel Camilo İstanbul'daydı... Daha önce de İstanbul'da ve Antalya'da konserler veren Dominikli Camilo, Zorlu Caz Festivali kapsamında seyirciyle buluştu. Dinamik ritmleri naif donuşuyla yorumlayan sanatçıya sanatçıya, 20 yıldır aynı sahneyi paylaştığı flamenko efsanesi İspanyol sanatçı Tomatito eşlik ediyor. Sahnede yakaladakları sinerjiyi ve pozitif enerjiyi günlük yaşamlarına da yansıtan bu iki efsaneyi bir arada bulunca soluğu yanlarında aldık. Hem Türkiye sevgilerini hem müzikal serüvenlerini konuştuk...

İLK İŞ BOĞAZ TURU

Michel Camilo, kendilerini İstanbul'du çok sevdiklerini ve kendilerini burada iyi hissettiklerini söylüyor. Öyle ki gelir gelmez yaptıkları ilk şey Boğaz turu olmuş. Türk seyircisi de dünyanın dört bir yanında sayısız konsere imza atan sanatçının favorileri arasında. Sanatçı bir çok kez farklı gruplarla burada olduklarını, konserlerde farklı repertuvar çaldıklarını ve izleyiciden her seferinde farklı etkileşimler aldıklarını vurguluyor. Seyirciden beslendiklerini belirten usta sanatçı "Türkiye bizim favori ülkemiz çünkü buradaki seyirci bize yeni ufuklar açmaya her zaman hazır" diyor.

KÜLTÜREL BAĞLARIMA SARILIYORUM

Camilo'nun İspanyol flamenko virtüözü Tomatito'yla iş birliği ise 2000 yılına dayanıyor. Yerelden evrensele ulaşan flamenko kültürünün büyük temsilcileri başarılarını ise geleneğe bağlı olmaya borçlu. Bunu da her fırsatta vurguluyorlar. Dominikli Camilo, Karayipler'de yetiştiğini, buranın hem kuzey hem de güneyin etkileşimine açık olduğunu, farklı kültürlerden beslenerek serüvenine devam ettiğini belirtiyor. Farklı kültürlerin içinde yaşamanın kendi kültürünüzü kaybetme riski taşıdığına dikkat çeken sanatçı şunlar söylüyor: "New York'a gittiğim zaman Latin ve Karayip kültürüne çok bağlanmıştım. Çünkü farklı kültürlerle karşılaştığınızda kendi kültürünüzü kaybetme riskiniz olabiliyor. Dolayıyısla oraya gittiğimde geldiğim yerle çok daha güçlü bağlarım olduğunu fark ettim. Ve bundan beslendim."


Arif Sağ'a hayran

Sohbetimize flamenko efsanesi Tomatito da eşlik ediyor. Tıpkı Camilo gibi kültürel kodların gerekliliğine vurgu yapan Tomatito "Ben Flamenko ve Endülüs geleneğinden geliyorum. Bizim kültürümüzde Paco de Lucia'nın açtığı yolla gitar çok uzak yerlere geldi, alanı genişledi. Şuanda gençler o saflığı kaybetmeden yeni şeyler deneyerek farklı bir yola girdiler. Geleneği kaybetmeden yenilik yapmak gerek" şeklinde konuşuyor. İkili konserlerinden Brezilya'dan, İtalya'dan müzikleri de icra ettiklerini ama özleri olan flamenkoyu korumaya dikkat ettiklerini vurgulayarak, "20 yldır beraber çalışıyor ve çalıyoruz. Kendi kimliğimizi koruyabildik. Farklı şarklılar çalıyor, farklı müzikler ortaya koyuyoruz. Ama özümüzde flamenko var ve ona sıkı sıkıya bağlıyız." Tomatito, Türk ezgilerine de hayran. Arif Sağ, Sertap Erener ve Erkan Oğur'un müziğinden çok etkilendiğini özellikle vurguluyor.


MÜZİĞE 4 YAŞINDA BAŞLADI

Dominikli Camilo'nun müzikle ilişkisi 4 yaşında başladı. Müzikle iç içe yaşayan bir ailenin çocuğu olan sanatçının hayatı, 9 yaşındayken büyükbabasının evinde gördüğü piyanoyla değişti. 10 yaşında piyano çalmaya başlayan Camilo, başarısını kaydettiği albümlerle ve dünyanın dört bir tarafında verdiği konserlerle pekiştirdi. Sanatçı 2003 yılında yayınladığı albümü Live at the Blue Note'la Grammy ödülününün sahibi olmuştu.


#Grammy
#Michel Camilo
#İstanbul
7 yıl önce