Irak'ın en büyük ikinci kenti olan Musul'u DAEŞ'ten geri almak için başlatılan operasyon sürüyor. Ancak DAEŞ sonrası Musul'da başlayıp tüm bölgeyi etkisi altına alacak etnik ve mezhep çatışması çıkmasından endişe ediliyor. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesut Barzani, “Musul operasyonunda askeri planla birlikte siyasi planın da olmasını isterdik" diyerek bir yol haritasının olmamasını üstü kapalı bir şekilde eleştirdi.
Iraklılar, tedbir alınmazsa bu savaş potansiyelinin fiiliyata döküleceği konusunda uyarıyor. 2014'te DAEŞ'in Musul'u işgal etmesi üzerine birçok sivil ve siyasi şehirden kaçarak Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ne bağlı şehirlerden biri olan Dohuk'a yerleşti. O isimlerden biri Musul Vilayet Meclisi üyesi Lokman Reşadiyeli. Hala tehdit edilen Reşadiyeli, 5 polis tarafından korunuyor.
DAEŞ'in Musul'a ilk girdiğinde Bağdat rejiminin katı mezhepçi tutumundan dolayı Musul halkının DAEŞ'e büyük bir tepki göstermediğini anlatan Reşadiyeli, “Ancak bir ay sonra adam kaçırmalar ve vahşi infazlar başladı ve halk kendini örgütten soyutladı. Şu an Musul halkının yüzde 80'i terör örgütüne karşı" dedi.
DAEŞ'in Sincar'da binlerce Yezidi kadını kaçırdığını hatırlatan Reşadiyeli, “Yezidiler kızlarının kaçırılmasıyla ilgili duyduğu nefreti Sünni Müslümanlara yöneltmiş durumdalar ve Sünnilerden intikam almak için gün sayıyorlar. PKK da bu nefreti körüklüyor ve Yezidileri silahlandırıyor. DAEŞ sonrası Musul'da PKK'nın dahil olacağı çok ciddi bir Müslüman-Yezidi çatışması yaşanabilir. DAEŞ Yezidi kızlarını Sincar'dan alarak Tel Afer'e buradan Rakka ve Musul merkezine götürmüştü" ifadelerini kullandı.
Irak Türkmen Cephesi'nin Tel Afer sorumlusu Nureddin Kaplan ise bu savaşın birçok cephede süreceği uyarısında bulunuyor. DAEŞ öncesi 235 bin kişinin yaşadığı Tel Afer'in nüfusunun 13 bine kadar düştüğünü açıklayan Kaplan, nüfusunun tamamına yakını Türkmen'lerden oluşan Tel Afer'de Türkmenler arasında büyük bir savaş potansiyeli olduğunu söyledi. Kaplan'a göre bu savaş mezhep temelli olacak.
Kaplan şunları anlattı: “Tel Afer Türkmenler'inin yüzde 40'ı Şii yüzde 60'ı ise Sünni. Şii Türkmenler Tahran güdümlü Haşd'i Şabi milisleriyle birlikte hareket ediyor ve Sünni Türkmenlerle aralarında problem var. DAEŞ sonrası bu problem savaşa dönüşebilir. Aynı şekilde Musul'da Kürt, Şebek, Şii ve Sünni Araplar arasındaki sıkıntı da çatışmaya dönüşebilir. Bu konuda acil önlem alınmalı. Bu bölgede sıkıntı DAEŞ ile başlamadı ama DAEŞ ile zirveye ulaştı. Yarın DAEŞ gittikten sonra da sıkıntı devam edecek. Bugün mezhep kavgası var yarın kavim kavgası başlar. İnsanlar merkezi yönetime güvenmiyor ve kendi güvenliklerini kendileri sağlamaya girilebilir. Silahın olduğu yerde çatışma riski her zaman yüksektir." DOHUK
