|

"YAŞ’la ilgili bu hazırlıklar nasıl yapılıyor?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesinde "YAŞ toplantısında bu yıl ne olacak?" sorusuna yanıt aradı. Fatma Barbarosoğlu, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak ve Taha Kılınç da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:49 - 19/07/2017 Çarşamba
Güncelleme: 08:56 - 19/07/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Kemal Öztürk, Fatma Barbarosoğlu, Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Mehmet Acet
Kemal Öztürk, Fatma Barbarosoğlu, Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Mehmet Acet

Mehmet Acet, Fatma Barbarosoğlu, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak ve Taha Kılınç'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

YAŞ toplantılarının sevimli bir karşılığı hiç olmadı

Kimler terfi alacak? Kimler emekliye sevk edilecek? Kimin görev süresi uzatılacak gibi sorular sorulur, bu sorulara yanıtlar aranır.TSK bünyesindeki atama ve terfilere bakan YAŞ’ın yapısı, geçen yıl 15 Temmuz kalkışmasından kısa süre sonra köklü bir biçimde değiştirilmişti. Öncesinde Sekreterya’yı Genelkurmay yapardı. Sivil kanattan sadece Başbakan ve Milli Savunma Bakanı bu toplantılara katılır ama kararlar parmak sayısına göre alındığı için, nihayetinde askerin ‘borusu öterdi’. Açık açık yazayım. Benim zihnimde, YAŞ toplantılarının sevimli bir karşılığı hiç olmadı. 28 Şubat’ta namaz kıldığı için, oruç tuttuğu için, sırf milletin değerleri ile uyumlu bir çizgide hareket ettiği için binlerce insan bu kurulda alınan kararlarla, irtica gibi hukuk metinlerinde karşılığı olmayan bir yaftalama ile TSK’dan ihraç edildi.

Bize enerji lazım...

21. yüzyılda, sosyal medya vatanseverliği diye bir kavramımız var. Başka ülkelerde de var mı bilmiyorum.Adını sosyal medya vatanseverleri koydum, ama sanmayın takdir ile, kahrımdan koydum bu ismi. Sosyal medya vatanseveri olarak kimi mi kast ediyorum? İşi gücü olmayan ama 24 saat sosyal medya mesaisi yapanları kastediyorum. Taşı taş üstüne koymamış tipler bunlar. Hayatlarında bir şey inşa etmenin, üretmenin sıkıntısını hiç çekmemişler. Menekşe mendilim düşe oyununun, aldım verdim ben seni yendim kısmından bir adım öteye gidememişler. Hayatları başkalarının hayatı üzerine monte edilmiş, erteleme dekorları ile çevrelenmiş... Sosyal medya üzerinden durmadan “tehlikeli tarih” sinyali veriyorlar: “Filan tarihe dikkat yeni bir kalkışma olabilir.”

En az hukuki kısmı kadar büyük önem yaşıyor

Keşke Başbakan Binali Yıldırım dünkü grup konuşmasını her hafta düzenli olarak yapsaydı. FETÖ ile mücadelenin psikolojik harp kısmını dağıtacak önemde ve güçte bir konuşmaydı.Çünkü olay psikolojik harp haline geldi. Mağduriyetler, muhalefet için politik çıkar, FETÖ örgütü için propaganda malzemesi haline dönüştü. BAŞBAKAN'IN ÖNEMLİ VURGULARI Muhalefetin ve FETÖ’nün en büyük kozu haline gelen mağduriyet sorununu giderecek, bu insani ve hukuki sorunun istismarını önleyecek bir dönem için adım atılıyor. Başbakan bu konudan bahsetti: “OHAL Komisyonu kuruldu. Dün itibariyle başvurular başladı. 120 bin civarında başvuru olacağını düşünüyoruz. Hepsi titizlikle incelenecek… 35 bin 639 kişi yapılan incelemeler sonucunda görevine iade edildi… Kurunun yanında yaş yanmayacak… Mazlum ile zalim karıştırılmayacak… “ FETÖ İLE SAVAŞTA DİĞER ALANLARI UNUTMAYALIM

O derece açık bir gerçeklikti

15 Temmuz’un birinci yıldönümünü geride bıraktık. Doğrusu bendeniz bazılarınca iddia edildiği gibi, anma törenlerinde bir coşku eksikliği görmedim; sokaklara akan, caddelere dökülen yüz binlerce insan, 15 Temmuz gecesi yanımdan geçerken nasıl bağırıyor, slogan atıyor, öfkeyle kükrüyorsa, yine aynı heyecanı taşıyordu. İlçe meydanlarına, sokaklara, caddelere, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne akan yüzbinler, hala bir yıl önceki o meşum gecede olduğu kadar kararlı, hüzünlü, dirençli ve gözü kara gözüküyordu.Coşku eksikliği yoktu, ama art niyet vardı. Kimlerde mi? Elbette, caddelere sel gibi akan kalabalıklarda değil; 15 Temmuz’da sokağa çıkmayanların bazılarında: O gece dışarıda olduğum için bilebileceğimi düşünerek, 15 Temmuz’un hemen ertesi günü beni arayıp “köprüde askerlerin kafasını kesmişler, doğru mu?” diye soran, ama tankların ikiye biçtiği sivillerle ilgili hiçbir merak duymayanlarda mesela... O gece bankamatik ve marketlere koşanlarda sözgelimi… 15 Temmuz’un ardından cenazelerimize yaktığımız ağıtlara mırın kırın eden, sürekli “çok abarttınız” diye konuşanlarda örneğin… O meşum gecenin yıldönümünde bu kesimden insanların bir yıl önce darbeci gözükmemek için sakladıkları, içlerinde tuttukları düşünceleri ortaya koyduklarını gördük. 

Ana sorumlularından Menahem Begin...

Kudüs’te -Yahudilerin Yafa Kapısı dediği- El Halil Kapısı’ndan çıkıp yüzünüzü batıya döndüğünüzde, tam karşınızda açık kahverengi, yedi katlı, geniş ve güzel bir bina görürsünüz. Burası, Mısır kökenli Yahudi aile Moseri’ler tarafından 1931’de hizmete açılan King David Hotel’dir. Otel, uzun yıllar boyunca 200 odasıyla Kudüs’ün en gözde konaklama mekânıydı. Yakın dönemde inşa edilen onca yeni ve lüks otele rağmen, hâlâ yabancı siyasetçiler ve ünlü ziyaretçiler, burada kalmayı tercih eder. Bunun nedeni, King David’in sunduğu doyumsuz eski şehir manzarasıdır.Bugün artık Kudüs’ün simgelerinden biri olan King David Hotel, İsrail’in kuruluş sürecindeki en belirleyici ve trajik olaylardan birine de ev sahipliği yapmıştır. Hikâyesi özetle şöyle:        1917’de Filistin’in kontrolünü devralan İngiliz manda yönetimi, 1938’de bürokratları, diplomatları, sekretaryası ve askerî komutanlığıyla otelin güney kanadına yerleşmişti. Otelin bir katını iletişim merkezi olarak düzenleyen ve güney taraftaki askerî kampa geçiş için bir de kapı ekleyen İngilizler, nihayet istedikleri büyüklükte bir genel karargâh bulabilmişlerdi.

#​Mehmet Acet
#Fatma Barbarosoğlu
#Kemal Öztürk
#Özlem Albayrak
#Taha Kılınç
7 yıl önce