|

Yeni Şafak yazarları ne dedi?

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik...

Yeni Şafak
08:00 - 8/11/2016 Salı
Güncelleme: 05:35 - 8/11/2016 Salı
Yeni Şafak

İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Hasan Öztürk, Abdullah Muradoğlu ve Leyla İpekçi'nin yazılarının en dikkati çeken bölümleri:







Barışseverliğinizi seveyim sizin

Zor tabii. Zira HDP için asıl cesaret PKK'ya destek vermek, PKK'nın sözünden çıkmamak değil; PKK'ya destek vermediğini, kendi ajandasıyla hareket ettiğini ele güne, dosta düşmana ilan edebilmektir. HDP'de o cesaret var mı peki? Olsaydı, bir büyükşehir belediye başkanı bir belediye işçisinden tokat yemezdi. Olsaydı, belediyenin önünde toplanan ve tek dertleri 'kaçırılmış çocuklarını geri almak' olan annelere dayak attırmazlardı. Olsaydı, siyaseten inisiyatif alır ve barış sürecini, yani hepimizin umudunu böyle haincesine rafa kaldırtmazlardı.




Hakiki barışseverler, hakiki terör karşıtları olduğunuzu ispat etmek çok kolay aslında. Hadi bir yerinden başlayalım. Lütfen şu satırları yüksek sesle okuyun: 'Kahrolsun PKK. Kahrolsun TAK. Kahrolsun DHKP-C. Kahrolsun IŞİD. Kahrolsun FETÖ.'




Yapamadınız değil mi? Barışseverliğinizi seveyim sizin.




Ne diyordu Cibran: 'Yeğenim. Teröristi teröristten ayıran adama 'barışsever' değil 'alçak' derler dünyanın her yerinde. Hem barışsever olup hem çoluk-çocuk demeden öldüren bir terör örgütü aleyhine tek kelime edememeyi dünyada bir tek sizde gördüm. Şaşkınım vallaha.'





Adım soyadım TT listesine girdi

Kaldırımın karşısından, “yanlışsın, yanlış konuşuyorsun” diye seslenen kişinin bana söylediğini anlamadım önce. Sonra gözlerini, gözlerime dikince fark ettim, muhatabı bendim. Bir önceki gün CNNTÜRK'te katıldığım tartışma programını kast ediyordu.




Bunun gibi tepkiler sokakta sık olmaya başladı. Bazı yazar arkadaşlarımız daha sert tepkilerle karşılaşıyor. Öfkeler, fiziki tepkiye dönecek neredeyse.




Sosyal medya ise hiç konuşulacak gibi değil. O gece program boyunca yapılan ve ertesi gün devam eden hakaretler, o kadar çoktu ki, adım soyadım TT listesine girdi.




Uydu devlet değil, kurucu devlet

Daha net konuşalım. Amerika ve Avrupa Birliği (AB) PYD/YPG, Haşdi Şabi ve DAEŞ gibi örgütler eliyle Irak'ı ve Suriye'yi tamamen parçalamak istiyor.




Türkiye'nin güneyini Balkanlaştırmak istiyorlar!




Buna mukabil Türkiye ve Rusya Ortadoğu'da parçalanmışlıkların karşısında konumlanıyor.




Lakin bir süre öncesine kadar Ankara'da bir odak çok güçlü bir şekilde Amerika ve AB'nin perspektifine sahipti ve özellikle Suriye'nin parçalanmasını şiddetle savunuyorlardı.




“Bütün halklara özgürlük verilmelidir. Her milletin bir devleti varsa (!) Kürtlerin neden bir devleti olmasın? Kürtlerin bir devleti olacaksa bunu Türkiye neden desteklemesin?” diyerek PYD/YPG çizgisine destek verdiler.




Hangisi seçilirse Türkiye için daha iyi olur?

Amerikan seçmenleri Başkanlarının “Donald Trump” mı yoksa “Hillary Clinton” mu olacağına bugün karar verecekler. Bizdeyse “Hangi aday seçilirse Türkiye için daha iyi olur” tartışması yapılıyor bir süredir. Oysa konu, ABD'nin karar alma mekanizmalarını etkileyen güç odaklarının tercihleriyle ilgili. Bu güç odakları arasında “Silah sanayicileri”, “Petrolcüler”, “Pentagon”, “CIA” ve “Federal Soruşturma Bürosu FBI” da var.




Bu gruplar “müesses nizam”ı temsil eden “WASP(Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan)” elitinin tercihlerini yansıtırlar. Başkan'ın “Cumhuriyetçi” mi “Demokrat” mı olduğundan çok WASP'ın dümen suyuna girip girmeyeceği önemlidir. Kendilerini Amerikan kimliğinin yegane ifadesi olarak gören WASP elitleri için “Yahudi”, “Siyah”, ”Kızılderili”, “Katolik” ve “Kadın” bir aday ABD Başkanı olmamalıdır. FBI ise kuruluşundan itibaren WASP'ın çizgilerini savunan bir kurum olarak bilinir. Bu yüzden FBI başkanlık seçimleriyle de ilgilidir.

Tüm Kürtlere laf ediyorsunuz gibi başlıyorlar

Şiddetle arasına mesafe koymayan ve ama demokratik siyaset diye bir söylem geliştirerek parlamentoya giren partimizin bugün mağduriyet söylemleriyle yaptığı diplomatik girişimlere bakıyorum da, Batı desteği dışında pek desteği kalmamış gibi halktan yana.




Otuz yıllık savaştan sonra ilk kez çoğunluk tarafından istenen bir barış vardı ve çoğunluk tarafından alkışlanarak Meclis'e girmişti bu parti. Şimdi onun sivil hayattaki savunucularını da seyrediyorum, okuyorum. Neye yarar bilmiyorum.




Amerika'nın yaptığı silah yardımı Pkk ve Pyd üzerinden vatandaşlarımızın kanını dökerken ve Avrupa elan ısrarla terör örgütünün resmi karargahı olmak gibi bir işleve teslim iken: Evet cidden neye yarar acaba; eskisi gibi ana dilde eğitim, özerk belediyecilik, hafıza ve sözlü tarih çalışmaları gibi toplumsal entelektüel yararı hedefleyen ve barışın ruhunu oluşturan mevzularda derinleşmek?





#İsmail Kılıçarslan
#Kemal Öztürk
#Hasan Öztürk
#Abdullah Muradoğlu
#Leyla İpekçi
7 yıl önce