|

Yerli ve milli anayasa için tarihi fırsat

Referandumda evet oyu vereceklerini açıklayan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, vatandaşların soru işaretlerini gidermek için sürekli sahada olacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle vesayetçilerin ve iki başlılığın tarihe karışacağını vurgulayan Yapıcıoğlu, “Darbe ürünü ithal anayasa ve yasaların yerine tamamen yerli ve milli bir anayasa yapılması için 16 Nisan tarihi fırsat” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 27/03/2017 Monday
Güncelleme: 08:24 - 27/03/2017 Monday
Yeni Şafak
Zekeriya Yapıcıoğlu
Zekeriya Yapıcıoğlu

16 Nisan'daki referandum öncesi siyasi partiler de kararını açıkladı. Hür Dava Partisi de (HÜDAPAR) referandumda evet oyu vereceklerini söyledi. Neden evet diyeceklerini, yeni sistemin getireceği artıları ve Türkiye'ye katacağı kazanımları HÜDAPAR Partisi genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Yeni Şafak'a anlattı.




KOALİSYON DEVRİ KAPANACAK


Cumhurbaşkanı ile başbakanın uyumlu olmadığı dönemlerde istikrarın sağlanamadığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Yeni sistem eğer halkın onayını alırsa bu iki başlılığı ortadan kaldıracak, cumhurbaşkanı hesap sorulabilir hale gelecek. 7 Haziran sonrasında olduğu gibi hükümet kurulamaması veya güvenoyu alamaması söz konusu olmayacak. Koalisyonlar devri kapanacak, yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı ilk turda olmazsa ikinci turda doğrudan halk tarafından seçilecek ve güvenoyunu halktan almış olacak. Seçimden hemen sonra işe koyulabilecek. Daha hızlı karar alma ve alınan kararları uygulamaya koyma imkânı bulacak. “Muktedir olamayan iktidar" devri bitecek, yürütmenin iktidar ve muktedir olması sağlanacak. Artık iktidarda olduğu halde muktedir olamamaktan şikâyet ederek muhalefetteymiş gibi davranan iktidarlar dönemi de geride kalacak. İktidar verdiği sözleri yerine getirememenin tek sorumlusu olarak hesap verecek. Mevcut sistemde yürütme ve yasama organları iç içe durumdadır. Yeni sistemde her bir organ diğerinden ayrı olarak kendi alanına ve işine yoğunlaşacak" diyerek sistemin artılarını sıraladı.






ERKEN SEÇİMLER DÖNEMİ GERİDE KALACAK


Ekonomik istikrar için siyasi istikrarın olmazsa olmaz olduğunu belirten Yapıcıoğlu, “Çok istisnai durumlar haricinde erken seçimler dönemi geride kalmış olacak, seçimler planlanan zamanlarda yapılacak. Koalisyonlar ve hükümetin meclisten güvenoyu alması uygulaması sona ereceği için seçim dönemi sona ermeden seçimlerin yenilenmesi söz konusu olmayacak. Yani parlamentonun da cumhurbaşkanının da görev süresi belli olacak, bu anlamda bir istikrar olacak. Siyasi istikrar, ekonomik istikrar için sağlam bir zemin anlamına da gelir. Üst kademe kamu yöneticileri de cumhurbaşkanı tarafından atanacağı ve ihtiyaç duyulduğunda değiştirilebileceği için uyumsuzluklar minimuma inecek. Yürütme ve bürokrasi arasında uyumluluk alınan kararları uygulamaya geçirmeyi hızlandıracak. Her konunun ilgilileri, bileni/uzmanı ile müşavere edilmek suretiyle karara bağlanması halinde bu hızlanma iyidir. Sakıncası ise bazı konuların yeterince tartışılmadan karara bağlanması halinde yanlışa kolay düşülmesidir. Bu sakıncanın bertaraf edilmesi için her iş ehline verilmelidir" diye konuştu.



TARAFSIZ MAHKEME VURGUSU ÖNEMLİ


Sıkıyönetim uygulamasının kaldırılmasını önemli bulduğunu belirten Yapıcıoğlu, “Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığının da vurgulanmış olması önemlidir. Bir hukukçu olarak cumhuriyet tarihi boyunca yargının hiçbir zaman tarafsız ve bağımsız olmadığını söyleyebilirim. İnşaallah yine kâğıt üzerinde kalmaz" dedi. Sıkıyönetim uygulamalarının anayasadan çıkarılması gerektiğini savunan Yapıcıoğlu, “ Disiplin mahkemeleri dışında, askeri yüksek mahkemeler dâhil olmak üzere savaş hali haricinde askeri mahkemelerin kurulamayacağı hükme bağlanmaktadır. Seçilme yaşının 18'e indirilmesi de olumlu bir değişikliktir. Keza tek başına veya birlikte geçerli oyların yüzde 5'ini almış olan siyasi partilerin ve yüz bin seçmenin cumhurbaşkanlığına aday gösterebilmesi de olumludur. En önemlisi ise iki başlılığın ortadan kalkmasıdır. Şu anda devam eden sistemde hükümet davulu bir tane ve başbakanın boynunda, tokmak ise iki tane. Tokmakların büyük olanı cumhurbaşkanının elinde, küçüğü ise başbakanın elinde. Yanlışı yapan hangisi olursa olsun yanlışların faturasını da başbakan ödemek zorunda. Yapılan değişiklikle tokmak sayısı bire iniyor ve tokmak kimin elinde ise davul da onun boynuna asılıyor. Yanlışının hesabını da kendisi verecek" şeklinde konuştu.






SİVİL BİR ANAYASA İÇİN İLK ADIM


Referandum'un tamamen sivil bir anayasa için ilk adım olacağını vurgulayan Yapıcıoğlu, “1924, 1961 ve 1982 anayasaları askeri anayasalardır. Bu anayasalarla birlikte pek çok kanun kaleme alınırken veya ithal ve tercüme edilirken milletimizin inancı, değerleri, tarihi hafızası, kültürü, geleneği dikkate alınmamış hatta bazen bunlara hakaret edilmiştir. İskilipli Atıf Hoca merhumun şehid edilmesine neden olan “Şapka İktisası Hakkında Kanun" halen yürürlüktedir. 16 Nisan'da yapılacak referandumda millet onay verirse 1982 Anayasasında 18. kez kısmi değişiklik yapılmış olacak. Ancak 1982 Anayasası'nın hükümet sistemi dışında iskeleti ve ruhu ayakta kalmaya devam edecek. Artık ithal anayasa ve yasalar dönemi sona ermeli tamamen yerli ve sivil bir anayasa yapılmalı" çağrısında bulundu.




SAHADA DOĞRU BİLDİKLERİMİZİ ANLATACAĞIZ


Halkın referandumla ilgili soru işaretlerini gidermek için sürekli sahada olacaklarını söyleyen Yapıcıoğlu, “Sürekli sahadayız, referandum sürecinde de sahada olacağız. Aktif bir miting politikası izlemeyeceğiz belki ama sahada bizzat vatandaşlarımızla buluşup doğru bildiklerimizi anlatacağız. Sorularını dinleyecek, elimizden geldiğince cevaplayacağız. Halkıma ilk çağrım, gerginliklere neden olacak tavır ve sözlerden uzak durmaları gerektiğidir. Kutuplaştırıcı, ötekileştirici söylemlerden hepimizin uzak durması gerekir. Farklı özelliklerimizin, duruş ve düşüncelerimizin olması doğaldır ve gereklidir de. Referandumdan sonra da evet demiş olanlar ile hayır oyu kullanmış olanlar beraber yaşamaya devam edecektir. Bunu unutmayalım! Neden evet diyoruz; iki başlılık ortadan kalkacağı, siyasi ve dolayısıyla ekonomik istikrar için daha elverişli bir sisteme geçileceği, askeri cunta anayasasının kısmen de olsa değişeceği, vesayet sisteminin bir adım daha gerileyeceği, hükümet etme yetkisini halktan alanların muktedir olacağı, geniş yetkileri olan Cumhurbaşkanına hesap sorulabileceği, savaş hali haricinde askeri mahkemelerin kurulamayacağı, sıkıyönetim uygulamasının anayasadan çıkacağı için evet diyoruz" açıklaması yaptı.













#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#16 Nisan 2017
#Anayasa referandumu
7 years ago