Yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı TRT1 ekranlarında yayınlanan ‘Yalaza’ dizisinin doktor Uğur’u Ünal Zorer, oyunculuğa profesyonel olarak geri dönüş yaptı. Diziye üçüncü bölümden sonra dahil olan Zorer, 2005 yılında Kanal D ekranlarında yayınlanan “Bu Toprağın Türküsü” adlı müzik yarışmasında birinci olarak dikkatleri üzerine çekmişti. Ayla Algan’dan oyunculuk dersleri alan yorumcu, müzisyen ve oyuncu Zorer, şimdilerde tiyaro sahnesinde Yunus Emre’yi canlandırmak için hazırlanıyor. Müzikal şeklinde olacak tiyatro oyununda ilahiler de seslendirecek olan oyuncuyla bir araya gelip müzik, dizi ve tiyatroyu konuştuk. Yunus Emre’nin her döneme sözleriyle etki ettiğini söyleyen Zorer, “Bu rolü kabul ederek Yunus Emre’den kendi hayatıma bir şeyler katmak istedim. Şimdiden hayata bakış açışımı etkiledi diyebilirim. Sabrın ve metanetin manasını Yunus Emre sayesinde daha iyi kavradım, diğer vasıflarından da nasiplenebilmeliyiz” diyor.
Geçtiğimiz sezon Çiğdem Tunç kendi tiyatrosunu kurdu ve ilk oyunu ‘El Deliye Biz Akıllıya Hasret’i sergiledik. Vodvil tarzındaki komedi oyunuydu. Bu oyunda ben kaptan Murat karakterini canlandırdım. Türkiye’nin birçok ili ve ilçesini gezdik. Hemen hemen 40’a yakın gösteri yaptık. Bu sefer oyunumuzu değiştirip Yunus Emre oynayalım istedik. Oyun müzikal şeklinde olacak ve ilahiler söylenecek. Yunus Emre’nin sözleri, şiirleri bestelenip ilahi formunda seslendiriliyor. Bunu da benim yapacağıma inandılar.
Şu an çalışıyoruz. Yoğun bir tekst içeriyor. Ezberlerini yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde çalışmalarına başlayıp yeni sezonda yani 2018 Ocak ayında sahnelemeye başlayacağız. Hali hazırda cast çalışması devam ediyor ama Murat Parasayar, Çiğdem Tunç, Sema Aras ve Bora Gencer kadroda olan isimler.
Etmez olur muyum hiç? Yunus Emre gibi bir ismin altından kalkabilir miyim diye kafamda bir sürü soru işaretleri vardı. Onun gibi yürümek, giyinmek ve en önemlisi onun gibi düşünüp hareket etmek gerekiyor. Bunu düşünmek bile çok heycanlı. ‘Çok çalışıp üstesinden gelicem’ dedim ve kabul ettim.
Yalaza’daki doktor Uğur rolünden örnek vererek anlatayım. Şu an steteskopum yanımda. Doktor rolüne hazırlanmak için birkaç doktor ile bir araya geldim. Muayenelerini gidip nasıl zaman geçiriyorlar, hastalarıyla nasıl ilgileniyorlar, işlerine nasıl odaklanıyorlar, nasıl reçete yazıyorlar diye onları izledim. Yunus Emre’yi çalışırken de onun tarzında kıyafetler edindim. Evde o kıyafetleri giyip rolüme girmeye çalışıyorum.
Evde o halde biyoğrafilerini okuyor, ilahi söylüyorum. Oyun metni üzerinde çalışıyorum. TRT’nin hazırlamış olduğu bir belgesel ile birlikte birçok belgesel var. Onları izliyorum ama etkilenmemeye çalışıyorum. Çünkü ben kendim olarak Yunus Emre’yi oyanaycağım. Var olan çalışmalardan etkilenip taklit eder hale gelmek istemem. Bu yüzden seyretmektense daha çok okuyorum. Onun hayatı, yaşam tarzı, felsefesi ve şiirlerini bolca okuyorum. Ayna karşısında saç fırçasıyla şarkı söylerdim şimdi de ayna karşısında Yunus Emre’yi canlandırıyorum.
Yunus Emre her döneme sözleriyle etki yapmış biri. Yaşam tarzını, doğruluğunu, dürüstlüğünü, insanlara eşit olarak davranışını, Allah’a olan aşkını, maneviyatını kendimizle içselleştirebilmek çok önemli. Bu rolü kabul ederek Yunus Emre’den kendi hayatıma bir şeyler katmak istedim. Şimdiden hayata bakış açımı etkiledi diyebilirim. Sabrın ve metanetin manasını Yunus Emre sayesinde daha iyi kavradım, diğer vasıflarından da nasiplenebilirsek ne mutlu...
Ben ilahi okumayı severim. Küçükken de birçok mevlüdde ilahi okumuşumdur. Özellikle cami cemaatine kandil gecelerinde ilahi okurduk. Bir ilahi grubumuz vardı onlarla ortada bir çember oluştururduk. Okulda aldığım eğitim hem halk müziği hem de sanat müziği olduğu için ilahiye de yatkınlığım var.
- Kariyerimin temellerini attım
- İki albümünüzün arasında 10 yıl var. Müziğe neden bu kadar uzun bir ara verdiniz?
- Bu uzun süreyi eğitimle geçirdim. Daha donanımlı olmak için uğraştım. Birileriyle karşı karşıya geldiğimde en azında fikirlerimi doğru ifade edebilmek için hem müzikal hem de oyunculuk adına bolca eğitim aldım. Bu işler sadece yarışmalardan ibaret değil. Şöhreti yaşadım, albümüm oldu, piyasada ismim oluştu ama bir yere kadar. Bunların içini doldurmak gerekiyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservuatarı Ses Eğitimi bölümünü bitirdim. Ayla Algan önderliğinde iki yıl diksiyon eğitimi ile oyunculuk, seslendirme ve tiyatro eğitimleri aldım.
- Teorik eğitim alırken pratikten de uzak durmadınız ama dimi?
- Evet bu süre zarfında birkaç dizi projemiz oldu. Arka Sokaklar ve Ezel dizilerinde rol aldım. Akabinde bir tiyatro grubunda oyunlarımız oldu. Hem eğitim hem de iş açısından yoğun geçti bu süreç. İyi de oldu. Çünkü gelecek için kendimi hazırlayarak ilerledim. Şu an iyi projelerde yer alamaya başladıysam bu 10 yılın birikimi sayesindedir. Kariyerimin ve geleceğimin temellerini attım.
Nihai amaç müziğime katkı sağlamasıyla birlikte en büyük hayalimi gerçekleştirmek için oyunculuk eğitimi aldım. Bir sinema filminde oynamak ve bu filmde kendi sesimle müziğimi ifade etmek istiyorum.
Ekibe dahil olma süreci zor oldu tabii. Bir Osman Sınav projesi çünkü. Cast direktörümüz Nesrin Namal öneride bulundu, yüzümün uygunluğuna ve yeteneğime inanılınca da kabul edildim.
Yalaza bir aile dizisi. Yine aile dizisi olan Ekmek Teknesi ve Mahallenin Muhtarları’nı severek izliyordum. Anadolu’da mahalle kültürüyle büyüdük ve mahalle kültüründen beslendik. İnsanlar birbirini gördüğünde günaydın, merhaba, hayırlı işler demesini biliyor. Bunu aile dizilerinde de görebiliyoruz. Bu sıcaklığı yaşamak ve kültürümüzü yaşatmak adına bu dizide olmak istedim.