Temmuz hain darbe girişiminin gerçekleşmesinden sonra yaşanılanların unutulmaması için birçok çalışma yapılıyor. Hem hükümet hem de sivil toplum kuruluşların yürütmüş oldukları farklı proje çalışmaları 15 Temmuz ruhunu diri tutarak o gün kaybettiklerimizin anısını yaşatıyor. Osmaniye'de görevli olan resim öğretmeni Mehmet Ağcadağ da o gece yaşananları öğrencilerine unutturmamak için okul duvarlarına çizimler yapıyor. Türk gençliğinin yaşanılanları unutmaması gerektiğine inanan 15 yıllık resim öğretmeni Ağcadağ, "İstanbul ve Ankara'daki gibi direniş bize nasip olmadığı için ben de 15 Temmuz'u gençlere unutturmamayı görev edindim. Bu gençleri diri tutmalıyız. Onları her şeye hazırlıklı hale getirmeliyiz." diyor.
Osmaniye 80. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nde görevli olan 40 yaşındaki Ağcadağ, evli ve 2 çocuk babası. 15 Temmuz darbe girişimi haberini bulunduğu bir arkadaş ortamındayken aldığını söyleyen Ağcadağ, "Aynı düşüncelere sahip arkadaşlarla neler olduğunu isimlendirmeye çalışırken ilk olarak hemen Ak Parti il binasına gittik. Bizden sonra sayı yüzleri, binleri buldu. Burada herhangi bir çatışma olmadı. İstanbul'daki gibi bir direniş bize nasip olmadı. Biz de nöbetlerimizi tuttuk. Alanları boş bırakmamaya gayret ettik. 15 Temmuz'u yaşayanları ikiye ayırıyorum. Bir Ankara ve İstanbul'da iliklerine kadar 15 Temmuz'u yaşayanlar. Koluyla, bacağıyla, canıyla, anasıyla, babasıyla, kardeşiyle, eşiyle sınav verenler. Bir de Osmaniye gibi çoğu şehirde yediği önünde yemediği arkasında bizim gibi nöbet tutanlar. 'Acaba biz meselenin neresindeyiz?' diye düşününce her şeyin nasip işi olduğunu anlıyorum" ifadelerini kullanıyor.
Ankara ya da İstanbul'da yaşasaydı korkusuzca o şanlı direnişin bir parçası olacağını vurgulayan Ağcadağ, "Biz de burada kendi safımızı belli ettik. O gece şanlı bir direnişin gösteremedik ama 15 Temmuz sonrasında yaşanılanları kendime görev üstlendim. Bir resim öğretmeni olarak, safını belli etmiş biri olarak, İslami kaygıları olan biri olarak söylemek istediklerim vardı. Bunu çizerek, sanatımla, duvarlara anlatarak söyledim. Terör olaylarının arttığı zamanlar en çok Türk bayrağı ve Türkiye haritasını çizerdim okul duvarlarına. Şimdi de 15 Temmuz'u unutturmamak için çiziyorum" şeklinde konuşuyor.
İlk olarak kendi okuluna şehit Ömer Halisdemir'in resmini çizen Ağcadağ, 15 Temmuz'da Ankara'da şehit olan Osmaniyeli polis memuru Mehmet Karacatilki'yi de onunla bütünleştiren çalışmalar yapıyor. Çalışmaları çevre okul ve kurumlar tarafından beğenilince Osmaniye'de 30'a yakın okul, yurt ve devlet kurumlarının duvarlarına çizimler yapan Ağcadağ, "Burada en büyük görev de biz öğretmenlere düşüyor. Gençlere bol bol yükleme yapmamız lazım. Bugün 15 Temmuz'u yaşadık yarın başka bir şey yaşamama ihtimaliz yok değil. O kadar çok düşmanımız varki ayağımıza tutuşan. Bu gençleri diri tutmalıyız. Onları her şeye hazırlıklı hale getirmeliyiz. Allah bir daha 15 Temmuz'u yaşatmasın. Bizleri de rehavete kaptırmasın. Şu an zafer bizim ama rehavete kapılırsak zafer başkalarının olabilir" diye anlatıyor.
- Yerimiz milletin ve ümmetin yanı
- Gençlerin 1980 darbesini ya da 28 Şubat'ı yaşamamalarına rağmen 15 Temmuz'la birlikte bu ülkeye neler yapılmak istendiğini anladıklarını açıklayan Mehmet Ağcadağ, "Biz öğretmenler elimizden geldiği sürece gençlerebunu unutturmamalıyız. Bir şekilde 15 Temmuz'u canlı tutmalıyız. 'Boş bir gençlik yetişiyor' söylemlerini 15 Temmuz boşa çıkarttı çok şükür. Ben gençlerimiz ve geleceğimizden umut varım. Ömrü yettikçe bu çalışmalarıma da devam edeceğim. Çizimlerimle 15 Temmuz'u unutturmayacağım. Yerimiz belli. Milletin ve ümmetin yanındayız" diyor.
15 Temmuz'dan sonra insanların saflarını sıklaştırdığını söyleyen resim öğretmeni Ağcadağ, "Şer görünen bu olaydan böyle bir hayır çıktı. İnsanların birlik beraberliği kenetlendi. İlerleyen süreçte Osmaniye'nin kurtuluşunda isim yapmış olan Rahime Hatun, Seyit Onbaşı, Sütçü İmam gibi tarihi karakterleri Ömer Halisdemir'i birlikte kompozisyonlayacağım. Çocuklara ders niteliğinde anlattığımız isimler okul duvarlarında karşılarında olacak böylece" şeklinde konuşuyor.
