|

ABD’nin hataları IŞİD’i doğurdu

Emekli büyükelçi Dr. Oğuz Çelikkol, ABD’nin Saddam rejimini devirmesinden sonra Irak'ta istikrarın tesis edilememesinin belirli kesimlerin devletten uzaklaşmasına ve yabancılaşmasına neden olduğunu söyledi. Çelikkol, “O dönem yaşanan gelişmeler IŞİD’i ortaya çıkaracak bir zemini de oluşturdu” dedi

Yeni Şafak ve
04:00 - 27/07/2015 Pazartesi
Güncelleme: 22:34 - 26/07/2015 Pazar
Yeni Şafak
Geçtiğimiz hafta Türkiye olağanüstü hızla gelişen olaylara tanık oldu. Bütün bu sorunların Suriye kaynaklı olmasından ötürü sorularımı bu sefer diplomat-uluslararası ilişkiler uzmanı emekli büyükelçi Dr. Oğuz Çelikkol'a yönelttim. 'İçimizdeki Komşu Suriye' adlı kitabın da yazarı olan Dr. Oğuz Çelikkol, 2000-2004 arasında Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği görevini üstlenmiş olmanın ve geniş diplomasi tecrübesinin sağladığı vukufiyetle son gelişmelerin uluslararası kodlarını Yeni Şafak okurları için yorumladı.


2. DÜNYA SAVAŞI'NDAN BU YANA EN BÜYÜK İNSANİ KRİZ YAŞANIYOR

Son gelişmeler için genel olarak nasıl bir değerlendirmede bulunursunuz?

Halihazırda Suriye'de devlet otoritesinin tamamen ortadan kalkmış olduğunu görüyoruz. Bir çok silahlı grup Suriye topraklarının belirli kısımlarını kontrol etmekte. Bu durum komşu bir ülkede yaşandığı için kaçınılmaz olarak Türkiye'yi de etkiliyor. BM tarafından Suriye'de yaşanan bu durumun İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyada yaşanan en büyük insani kriz olduğu nitelendirilmesi yapılıyor. Suriye halkının yarısından fazlası evlerini terk etmek zorunda kaldı. Türk sınırındaki güvenlik de bu durumdan etkilenmeye başladı. Son olaylar da bu durumun bir parçası.


Türkiye savaşa mı giriyor?

Suriye sınırımızın bir kısmı bütün dünya tarafından bir terör örgütü olarak kabul edilen IŞİD tarafından kontrol ediliyor. NATO, müttefikimiz Amerika'nın kurduğu koalisyon bu örgütle bir mücadele içerisinde. Suriye'deki büyük tabloya baktığımız zaman son olaylar bu bağlamda değerlendirilebilir. O yüzden Türkiye'nin bir savaşa girdiği yönündeki bir değerlendirme bu aşamada doğru değildir. Türkiye Suriye ile olan sınırını korumak ve sınırın güneyinden kaynaklanan güvenlik risklerini mümkün olduğu ölçüde azaltmak için harekete geçmiştir.


HEM IŞİD HEM PYD TEHDİDİ VAR

Tüm yurtta hem IŞİD'e hem de PKK'ya yönelik eş zamanlı olarak yapılan operasyonlar ne anlama geliyor?

Ben konunun uzmanı değilim ancak Türkiye'nin sınırda meydana gelen tehdit algısının sadece IŞİD'e değil, aynı zamanda PYD'ye de yönelik olduğu çok açık. Türkiye bir yandan sınırındaki güvenliği sağlamaya çalışırken diğer yandan bu sınır güvenliğinin iç boyutlarıyla uğraşmak durumunda kalıyor. Suriye'den gelen tehdidin iç bağlantılarının üzerine gidiliyor.


IŞİD'LE İLGİLİ BİRÇOK BİLİNMEYEN VAR

IŞİD ortaya nasıl çıktı?

IŞİD'le ilgili hala çok fazla bilinmeyen var. Ancak bu örgütle ilgili net olarak ortada olan durum Irak'ta ve Suriye'de çok büyük bir toprak parçasını kontrol ettiğidir. IŞİD'in başlangıcını Irak'taki gelişmelere bağlamak gerekir. ABD'nin 2003 yılında Saddam rejimini devirmesinden sonra meydana gelen gelişmeler, ABD'nin yaptığı bazı hatalar Irak'ta istikrarın ve barışın bir türlü tesis edilememesin ve Irak nüfusunun belirli kesimlerinin devletten uzaklaşmasına ve yabancılaşmasına neden oldu. O dönem yaşanan gelişmeler IŞİD'i ortaya çıkacak bir zemini de oluşturdu.



Operasyonlar meşru hakkımız


Türkiye'nin operasyonları için nasıl bir değerlendirmede bulunursunuz?

Hem Suruç'ta yaşanan olay hem de sınırdan yapılan saldırı ile askerimizin şehit olmasının ardından istihbarat örgütlerimizin elindeki bilgiler çerçevesinde bu hava operasyonları yapıldı. Türkiye'nin sınırlarını ve vatandaşını korumak istemesi ve bu yönde gerekli gördüğü tedbirleri alması uluslararası hukuktan doğan hakkıdır. Zaten Türkiye'nin son aldığı tedbirler uluslararası toplumdan, NATO'dan, BM'den destek görmüştür. Gelen ilk uluslararası tepkiler Türkiye'nin hem sınır güvenliğini korumak hem de vatandaşlarına yönelik saldırılara karşı misillemede bulunmasını için giriştiği operasyonların haklı ve meşru bulunduğunu gösteriyorlar.



İran bölgede endişe kaynağı


İran'la Batı anlaşmanın bölgedeki dengelere nasıl bir etkisi olacaktır?

Bu İran'ın bundan sonraki tavrına bağlı olacak. Bazı Arap ülkelerinde bu anlaşma sonucu İran'ın ekonomisinin düzelmesiyle, maddi imkanlarının artmasıyla bölgedeki bazı aşırı grupları desteklemesi yönünde imkanlarının da artacağı endişesi var. Doğal olarak nükleer konuda varılan anlaşma bölgede nükleer bir silahlanma yarışını engellemesi bakımından olumlu. Bazı bölge yönetimleri İran'ın anlaşma sonucu eline geçecek daha fazla mali imkanı nasıl kullanacağı konusunda endişeli.






#İran
#Emekli büyükelçi Dr. Oğuz Çelikkol
#Suriye
9 yıl önce