Özellikle zaten kolesterol, şeker, tansiyon ve gut hastalığı gibi alınan gıdalara direk bağlı olan durumlarda bu tip beslenme vücut dengesinin bozulmasına neden olabilmektedir. Şeker kontrolünün bozulması, yemeklerdeki tuz dengesizliği ve özellikle ürik asit yüksekliği böbrek taşı oluşumuna ve hatta bununla birlikte idrar yolları enfeksiyonlarına neden olabilmektedir.
Susuzluk için neler yapıyorsunuz? Deniz kenarında, uzun araba veya uçak yolculuklarında başta olmak üzere insanlar gün içinde ne kadar su kaybettiklerinin farkında olmayabilirler. Farkında olmadan kaybedilen su ile birlikte vücut dengesi için önemli bazı mineraller de kaybolabilmektedir. Hem susuzluk hem de mineral ve tuz kaybı ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Başta böbrek fonksiyonları olmak üzere kalp ve dolaşım sistemi, beyin ve sinir fonksiyonları etkilenir. İdrarda yanma, koyu idrar çıkması, tekrarlayan idrar yolları enfeksiyonları, idrar yanması şikayetleri, baş dönmesi ve tansiyon oynamaları, kalp krizine kadar gidebilen dolaşım sorunları en sık karşılaşılan tıbbi durumlardır. Deniz kıyısında iken su kaybını engellemenin en güzel ve basit yöntemi herkesin kendine ait bir şişesinin olması ne kadar içtiğini takip etmesidir. Yine önemli noktalardan birisi de her sıvının suyun yerini alamayacağı gerçeğidir. Alkol alımı ise tam tersine su kaybını arttıran bir durumdur. Alkol alımı ile birlikte su almayı da arttırmak gerekir.
Tatilde insanların en fazla keyfini kaçıran durumlarda birisi enfeksiyonlardır… Aslıda enfeksiyonların tatilcilerde daha sık olmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. İdrar yolları enfeksiyonları açısından en önemli faktörlerden birisi havuz ve denizlerden alınan mikroplardır. Temizliği konusunda şüpheli sularda yüzmekten kaçınmak ilk yapabileceğimiz korunma yöntemlerinden birisidir. İkinci önemli konu da ıslak mayo ile kalmamaktır.
Mayo kumaşları suyu fazla tutmamaları amacı ile sentetik madde içeren kumaşlardan yapılır. Bu tip kumaşlara bulaşan mikroplar sıcak ve güneşin de etkisi ile çoğalırlar ve idrar yollarına doğru girerek enfeksiyon yaratabilirler. Yine mantar enfeksiyonları da aynı şekilde artabilmektedir.
Kaza deyince aklımıza sadece trafik kazaları gelmemelidir. Deniz, havuz kazaları da ciddi yaralanmalara ve hatta organ hasarlarına yol açabilmektedir. Kaygan zeminlerde terlik tarzı kaymama özelliği az olan ayakkabılarla yürürken düşmeler kemik ve eklem hasarlanmalarına yol açabildiği gibi böbrekler, dalak ve kafa travmaları da sıklıkla karşımıza çıka durumlardır. Basit bir “düşerken sırtımı bir yere çarptım birşey olmadı ama belim çok ağrıyor ya da sonra idrarımda kan geldi" söylemi çok ciddi bir böbrek yaralanmasının ilk bulguları olabilir. Bunu önemseyip bir doktor kontrolü yapılması ciddi hatta hayatı tehdit edebilecek durumun ortaya konmasını sağlar.
Ne yazık ki ülkemizin gerçeği tatilde artan trafik kazası sayısı ciddi bir sağlık durumunu da ortaya koymaktadır. Ürolojik travmalarda böbrekler dışında en sık karşılaştığımız yaralanmalar mesane ile ilgili olabilmektedir. Araç içi kazalarda mesane dolu iken vurmanın şiddeti mesanenin parçalanmasına neden olabilir. Basit bir önlem olarak mesane dolu iken yola çıkmamak veya idrar sıkışıklığı hissedildiğinde çok beklememek basit ve etkili bir korunma yöntemidir.
Tatil hepimizin hakkı. Vücudun dinlenmesi, beynimizin kendini yenilemesi ve iyi hissetmesi hepimizin arzuladığı bir durum. Ancak bunları yaparken temel sağlık kurallarını unutmamak tatil pişmanlığı yaşamamamız için en önemli nokta olacaktır.
