|

Ahmet’ten geriye kedisi kaldı

Viranşehir’de 17 Şubat’ta PKK'lı teröristlerce düzenlenen bombalı saldırı sonucu şehit olanlardan biri 11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak'tı. Yediği pizzadan artıran ve sütle ıslatarak kedileri beslemek isteyen Ahmet, eve girmeye saniyeler kala saldırının etkisiyle yıkılan kolonun altında kaldı. Viranşehir’de, yüreği hayvan sevgisiyle dolu, çalışkan ve neşeli Ahmet’in beslediği kedi şimdi yıkıntıların arasında geziyor.

Yeni Şafak
09:54 - 23/02/2017 Perşembe
Güncelleme: 10:17 - 23/02/2017 Perşembe
Diğer
Ahmet, şehit olmadan hemen önce kedileri beslemişti.
Ahmet, şehit olmadan hemen önce kedileri beslemişti.

PKK terör örgütü, Viranşehir'de adliye ve emniyet mensuplarının lojmanına bombalı saldırı düzenledi. Araca yüklenen 1 ton bomba, uzaktan kumandayla patlatıldı.11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak, o sırada kedileri beslemek için evden çıkmıştı. Sütle ıslattığı pizzayı kedilerine veren Ahmet, eve dönerken patlamanın şiddetiyle yıkılan kolonun altında kalarak şehit oldu.



Lojmanın zemin katının arka tarafında, Viranşehir Adliyesi'nde zabıt kâtipliği yapan Mustafa Günak (36) ile eşi Mukaddes (27), üç çocukları Ahmet Oktay (11), Bünyamin Eren (6), İsmail (4) ile birlikte oturuyordu. Küçük Ahmet, patlamadan kısa süre önce, lojmanın önünde beslediği kedilerden birine yemek vermek için çıkmıştı.



Üzerine kolon düştü


Acılı baba Mustafa Günak, küçük Ahmet'e hayvan sevgisinin kendisinden geçtiğini şöyle anlattı:



“Lojman çevresinde yaşayan sokak köpekleriyle kedileri birlikte beslerdik. Ahmet'in o gece hangi kediyi beslediğini bilmiyorum. Beslediği iki kediden biri beyaz, diğeri sarı ve göğsü beyazlıydı. O akşam pizza yemiştik. Ahmet, 'Kediye pizza kırıntılarıyla süt vereceğim' diyerek çıktı. Bir süre sonra kulakları sağır eden bir patlama oldu. Ev temelinden sarsıldı ve kıpkırmızı bir ateş sardı etrafı. Ahmet'ime, dışarıya koştum. Baktım, merdivende sırtüstü cansız yatıyordu Ahmet'im. Karnına kolon düşmüştü. Yüzünde bir şey yoktu. Melek oğlum. Eve 10 saniye kala. O kocaman betonu kaldırmam imkânsızdı. İçeri koştum. Kurtarmam gereken iki yavrum vardı. Ahmet eve girmiş olsaydı, yaşayacaktı. Evimiz lojmanın arka tarafındaydı çünkü.


  • Gerçek olan, oğlumun artık yaşamadığı. Elimden aldılar. Devlet, millet yanımızda. Yalnız kalınca ne yapacağız, ileride nasıl olacağız bilemiyorum. İki evladımız daha var. Vatana millete feda olsun. Küçük oğlum İsmail, Ahmet'in ikizi gibi. Ağabeyine ne olduğunun farkında değil ama Eren farkında. Soruyor hep. O geceki o ses kulağımdan çıkmıyor. Viranşehirliyim, 12 yıldır Viranşehir Adliyesi'ndeyim. Dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum. Gidip oğlumun anılarını yaşamak istiyorum ama eşim ne yapar bilmiyorum."




Okula götürdüğü 2 gül de soldu


Hürriyet'in haberine göre, Ahmet'in okulu Yenişehir Ortaokulu, lojmana 200 metre uzaklıktaydı. Patlamanın şiddetiyle kırılan tüm camları hemen değiştirildi ve öğretime hiç ara verilmedi. Ana giriş kapısı üstünde led panoda kırmızı harflerle, “Vurulup tertemiz alnından/Uzanmış yatıyor/ Bir hilal uğruna ya Rab/ Ne güneşler batıyor/ Şehidimiz Ahmet Oktay Gürak'ı rahmetle anıyoruz" yazıldı.



Ahmet'in okuldaki sırasının üstü karanfillerle süslü. Sırasının üstündeki kırıkları bantlarla sarılan saksıyı işaret eden Ahmet 'in öğretmeni, “Ahmet, birkaç gün önce bu gülü getirip pencerenin kenarına koydu. Her gün ilgilenip suluyordu. O geceki patlamanın şiddetiyle saksı düşüp parçalandı. O bomba, iki gülü aynı anda soldurdu" diye konuştu.



'Nasıl yardımsever, dost canlısıydı...'


Baba Mustafa Günak, Ahmet'in yaşatmaya çalıştığı bu gülün hikayesini de şöyle anlatıyor:


  • “Lojmandaki hâkime hanımlardan biri, kurumak üzere bu bir saksı gülü kapının önüne bırakmıştı. Ahmet, 'ben bunu yaşatırım' deyip okula götürdü. Nasıl yardımsever, dost canlısıydı oğlum. Annesine ev işlerinde yardım ederdi. Sofrayı kurar, toplar, alışverişe giderdi. Oğlumuza sevgimizi gösterirdik. Her gün öperdik. Bisiklet ustasıydı, ön tekerleği kaldırarak sürerdi. Tuttuğunu koparırdı, sempatikti. Lojman kapısındaki polislerle çok iyi diyaloğu vardı. Sohbet eder, birlikte yemek pişirirlerdi. Ahmet de polis olacaktı.

Gerçek olan, oğlumun artık yaşamadığı. Elimden aldılar. Devlet, millet yanımızda. Yalnız kalınca ne yapacağız, ileride nasıl olacağız bilemiyorum. İki evladımız daha var. Vatana millete feda olsun. Küçük oğlum İsmail, Ahmet'in ikizi gibi. Ağabeyine ne olduğunun farkında değil ama Eren farkında. Soruyor hep. O geceki o ses kulağımdan çıkmıyor. Viranşehirliyim, 12 yıldır Viranşehir Adliyesi'ndeyim. Dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum. Gidip oğlumun anılarını yaşamak istiyorum ama eşim ne yapar bilmiyorum."








#Viranşehir
#Şanlıurfa
7 yıl önce