Çocuk kitapları, albümler, senaryo yazarlığı, oyunculuk derken şimdi de yönetmenlik... Görkem Yeltan “Yemekteydik ve Karar Verdim” adlı filmiyle ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturdu. Yeltan filmiyle 3-5 Mart tarihlerinde Hindistan'ın Yeni Delhi şehrinde gerçekleştirilecek 12. Asya Kadın Filmleri Festivali'ne (IAWRT ) seçildi. Film zengin oyuncu kadrosuyla bir aile hikâyesine odaklanıyor. Rıza Gürsoy ve ailesinin Kurban Bayramı süresince yaşadıklarının anlatıldığı yapımın başrollerinde Mehmet Güreli, Arzu Okay gibi deneyimli isimlerin yanında, Sema Poyraz, Gökçer Genç, Ayçıl Yeltan, Kaan Çakır, Turgay Aydın, Ilgaz Kocatür ve Yasemin Zamanpur da yer alıyor. Görkem Yeltan da yönetmenliğini yaptığı filmde sualtı eğitmeni rolü ile karşımıza çıkıyor. Başarılı oyuncu ile ilk yönetmenlik deneyimini ve filmin festival serüvenini konuştuk.
Bu filmle ilk öğrendiğim şey Türkiye'de kadın olarak kalabalık işlerde başta olmanın zorluğu oldu. Yönetmen koltuğunda mutlu ve umutsuz anlar bir aradaydı. Film bittikten sonra çoğu kez uykumdan film bitmemiş duygusunun verdiği huzursuzlukla uyandım. Yönetmenlik bambaşka bir tecrübe ve zorlukla baş etme alanıymış.
İtalya'da test amaçlı gösterim yaptığımız Casa del Cinema'da ve bir festivalde gösterim oldu. Ancak tepkileri ölçebildiğimiz alan genelde özel gösterimlerimizdi. Hayatıma yön veren dostlarımıza özel olan gösterimlerdi. Filmimize tepkiler hep güzeldi.
Bir yönetmenin kendi filmini yapması zor iş olsa da bundan daha büyük mutluluk olamaz. Sonra onun nefes alıp vermeye başlaması için bir festival yolculuğuna ihtiyacı vardı. Bende adaylık sürecinde ilk filmim olduğu için el yordamıyla ilerledim.
Bu film ilk deneyimim olduğundan benim çocuğum gibiydi. Umutla festivale seçilmesini bekledim ve haber gelince çok mutlu oldum. Filmimizle ülkemizi temsil edeceğim içinde gurur duydum. Bu tür çalışmalarımın devam edebilmesi içinde desteğe ihtiyacım vardı. Festivale seçilme sebebimiz de yönetmenin bir kadın olması oldu. Bu film merkezinde aslında tüm aile bireylerini tutuyor.
'Yemekteydik ve Karar Verdim' uzun zamandır sinemamızda pek tercih edilmeyen bir aile yapısını konu ediniyor. Filmimiz modernleşmeyle aile bağlarının gevşediği bir dönemde aslında ailenin hayatımızın merkezinde olduğunu gösteriyor. Biz dört senarist olarak inatla aile hikayesi üzerinden gitmek istedik. Sebebi de aileye yaklaşımda bir değişimin yaşanmadığının göstergesi olabilir.
Erkeğin rolü neden yuva dışında tutulsun ki... Sadece günümüzde artık kadın çalışmaya başladığı için topluma yön verme rolü üzerine gidiliyor.
Sanatta disiplinler arası gezintilerin gerekliliğine inanıyorum. Her alan bir diğerini kapıma getiriyor. İşimimi yaparken kendime haddimi bildirmeyi iyi biliyorum. Örneğin, yazarken oyuncu kimliğimin çok bilmiş tavırlarına izin vermiyorum.
Bazı insanlarla yola çıktığınızda içiniz rahat, başınız dik olur. Çocukluğumdan beri Güreli de benim için öyle oldu. Ondan çok şey öğrendim ama en önemlisi üretmenin ve çalışmanın verdiği mutluluktu. Yıllar içinde çalışmalarımızın kesiştiği noktalar çoğaldı. Ben Güreli'ye şarkı sözü yazarken o da benim çocuk kitaplarımı resimledi. Ben oyunculuk çalışırken o bana dışarıdan bir göz oldu. Şimdi ise roller değişti ve benim filmimin başrolünde. Bunu kimse yapmazdı sanırım.
Çocuk kitaplarının bana verdiği tarifsiz mutluluk içinde yaşamak istiyorum ve beni oradan çıkaran her kötü karaktere kızıyorum. Yetişkinler olarak olumsuzluklarla baş etmeliyiz. Bende başa çıkma yolunu kitaplar yazarak atlatıyorum.
Evet... Bizim toplumumuzda çocuk birey olarak algılanmıyor. Kadına da değer verilmiyor. Ben de bunların değişeceğine dair içimde umut taşıyorum, yoksa çalışmalarımla üretmeye devam edemezdim.
Şu an bir yayınevine teslim ettiğim çocuk romanım var. Bu, on sekizinci romanım olacak. Salah Birsel'in “Dört Köşeli Üçgen” adlı eserinden senaryoya uyarladığım filmde Mehmet Güreli yönetmen koltuğunda olacak. Bunun için büyük bir heyecan duyuyorum. Ayrıca Güreli'nin son albümünde de sözlerinin bana ait olan bir şarkı var.