|

Alimleri ipe götüren zabıtlar kitap oldu

1920-27 yılları arasında kurulan 13 İstiklal Mahkemesinde Topal Osman’dan İskilipli Atıf Hoca’ya, Rıza Nur’dan Çerkez Ethem’e, Kazım Karabekir’den İbrahim Hakkı Efendi’ye kadar birçok kişi yargılanmış, dönemin birçok aydını idam edilmişti. 95 yıldır gizli tutulan bu kayıtlar ilk kez TBMM tarafından kitap olarak basıldı. Kitap Şubat ayında okuyucuyla buluşacak.

Yeni Şafak
04:00 - 31/01/2015 Cumartesi
Güncelleme: 21:41 - 30/01/2015 Cuma
Yeni Şafak
Bir döneme tanıklık eden ve 95 yıldır tartışma konusu olan İstiklal Mahkemeleri ile ilgili zabıtlar TBMM Yayınları arasında kitap olarak basıldı. Topal Osman’dan İskilipli Atıf Hoca’ya, Rıza Nur’dan Çerkez Ethem’e, Kazım Karabekir’den İbrahim Hakkı Efendi’ye kadar birçok kişinin yargılandığı mahkemelerin zabıt kayıtlarının bir kısmı tarihçilere açılmış ancak önemli bir kısmı bugüne kadar gizli tutulmuştu. Günümüz Türkçesine çevrilen zabıtlar önümüzdeki hafta TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından kamuoyuna tanıtılacak. Bülent Arınç döneminde başlayan tasnif çalışmaları sona erdi.Önümüzdeki haftadan itibaren okuyucuyla buluşacak olan İstiklal Mahkemesi kayıtlarının tamamı dijital ortama da aktarılacak.

5 BİN 182 SAYFA TASNİF EDİLDİ

TBMM tarafından geçtiğimiz sene kurulan İstiklal Mahkemesi Fonu çerçevesinde yürütülen çalışmalar sonucunda 1920-1927 yılları arasında faaliyet gösteren on iki İstiklal Mahkemesi’ne ait karar defterlerinin çapraz okuması ve kontrolü yapılmıştı. Bu çalışmalarda Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliğine gidilmiş ve toplamda 5 bin 182 sayfa incelenerek tasnif işlemleri tamamlanmıştı.Böylece bu belgeler 95 yıldır kamuoyundan gizlenenleri gün yüzüne çıkaracak önemli tartışmaları da beraberinde getirecek. 

SERGİ DE AÇILACAK

Kitap, İstiklal Mahkemelerinde kullanılan cübbeler, mühürler, yüzükler, orijinal belgelerin yer alacağı bir sergiyle tanıtılacak. 1920-27 yılları arasında faaliyetlerini sürdüren İstiklal Mahkemeleri, en ufak bir huzusuzluk anında devreye girerek çok sert kararlar almış, Mustafa Kemal muhalifleri üzerinde de bir baskı unsuru oluşturmuştu. Yani İstiklal mahkemeleri, muhalif her ses ve düşüncenin, hareket ve talebin susturulduğu, siyasi rakiplerin linç edildiği birer mezbahane gibi kullanılıyordu.

'MAHŞERDE HESAPLAYACAĞIZ'

Adalet dağıtmak gibi bir hedefi olmayan, öncekiler gibi kararları kesin, temyiz ve itiraz hakkı bulunmayan hatta “delile” bile ihtiyaç duymayan İstiklâl Mahkemeleri, “rejim düşmanlarına” ve “irtica” ile yaftalanan insanlara hak ettikleri cezayı vermek üzere özellikle 1925-1927 yılları arasında şehir şehir dolaştırılmıştı. Kuruluş ve çalışma düzenleri itibariyle 1924 Anayasası’na aykırı olan ve üyelerinin çoğu hukukçu dahi olmayan bu mahkemeler, Meclis’in denetimi ve tasdiki dışında keyfi kararlar verirken, talimat ve emirleri sadece Cumhurbaşkanı’ndan alıyorlardı.

İstiklal Mahkemeleri, İskilipli Atıf Hoca gibi alimlerin yanısıra, Doğu’da da Şeyh Said’den Seyyid Abdülkadir’e, Seyit Rıza’ya kadar muhalif olan ya da görünen herkesin tasfiyesinde kullanılmıştır. Seyit Rıza’nın idam edilirken söylediği, ‘Evlad-ı Kerbalayık, bihatayık’ sözü ve Şeyh Said’in kendisini mahkum eden mahkemenin üyesi Saib Bey ile Diyarbakır valisi Mürsel Bey’e söylediğui “Mahşerde hesaplaşacağız” sözleri, İstiklal Mahkemeleri denince akla gelen sözlerdendir.

Sabah namazında asıldı

İstiklal Mahkemeleri üyelerinden İbrahim Arvas’ın hatıratına göre: “Elazığ’da çeşitli suçlarla mahkemeye sevk edilenler îdam cezasına çarptırılıyor ve sonra da 500 altın getirmesi karşılığında serbest bırakılıyordu. Bu sûretle Şark İstiklal Mahkemesi Reisliğinden Ankara’ya dönen Ali Saib Beyin yanında 60 bin altını olmuştu.”

İstiklal Mahkemelerinin katlettiği büyük insanlardan biri de İskilipli Atıf Hoca'ydı. “Frenk Mukallidliği” adlı kitabında batılılaşmayı eleştiren Atıf Hoca kitabını yazdıktan tam 1,5 sene sonra çıkarılan ‘Şapka Kanunu’na muhalefetten dolayı bir kısım arkadaşlarıyla birlikte 26 Aralık 1925’te evinden alınarak Ankara’ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Salı Günü, İstiklal Mahkemesi’ne sevk edilerek yargılanan ve 3 Şubat 1926 tarihinde “idamına” karar verilen İskilipli Atıf Hoca, 4 Şubat 1926 tarihinde sabah namazını edasını müteakip infaz edilerek şehit edildi.

Mezar bile açtırıldı

İstiklal Mahkemelerinin nasıl bir zulüm makinesi olduğuna çarpıcı bir örnek de Mevlevi İbrahim Hakkı Efendi'nin başına gelenler. Erzurum'dan Erzincan'a gelen İstiklal Mahkemesi, burada da darağaçları kurdu. İstiklal Mahkemesi, İbrahim Hakkı Efendi'ye gıyabında idam cezası verdi. Fakat Erzincan'da olmadığı için bu ceza infaz edilemedi. İbrahim Efendi, hakkındaki idam kararı haberini aldığı günün ertesi sabahı namazını kılarken ruhunu teslim etti. Çocukları babalarının vefatını Şark İstiklal Mahkemesi'ne bildirdiler. Ölüm haberinin doğru olup olmadığını araştırmak için köye gelen Müfreze, İbrahim Hakkı Efendi'nin yaşadığı Kemah ilçesine bağlı Müşekrek Köyü'ne gelip merhumun kabrini açtırdı.

#İstiklal Mahkemeleri
#zabıtlar
#İskilipli Atıf Hoca
#Cemil Çiçek
9 yıl önce