|

Anılar şiirde buluştu

Hüseyin Akın tarafından kaleme alınan YanTesir adlı şiir kitabı, yalın ve sade diliyle günümüz şiirlerinden ayrılıyor. Söyleyeceğini sakınmadan en doğal şekliyle ifade eden Akın, bu günün içine sinmiş anları bir koleksiyoner gibi toplayıp şiir defterinde sergiye açıyor.

Yeni Şafak
00:15 - 12/07/2017 Çarşamba
Güncelleme: 00:18 - 10/08/2017 Perşembe
Yeni Şafak
​Anılar şiirde buluştu
​Anılar şiirde buluştu

Şairlerin birçoğunun çok konuştuğu ama az söylediği bir dönemdeyiz. Söylemek eylemi, şiiri tarih çitinden öteye, o ağız değmemiş pınara kadar götürüyor. Söylemek çünkü kaleme gerek duymadan kalbin lezzetini damağa, oradan da söze getirmek demek. Bu kadim kelime kendisiyle beraber yazı öncesi bir imi beraberinde taşırken, tam da günümüzde yazılan geveze ama ne dediği anlaşılmayan şiirin panzehri olarak da edebiyatseverlere umut saçıyor. Çünkü söyleyen şiirle ancak ruh kendinden bir şey koparıldığını kavrayabilmekte ya da ona kendinden olmayan bir şeyin ilave olduğunu sezebilmekte. Şule Yayınları’ndan çıkan son şiir kitabı ‘’Yan Tesir’’ ile Hüseyin Akın ‘’söylemek’’ derdini taşıdığını ve bunu büyütüp okura da bulaştırmak istediğini gösteriyor.


Akın şiirlerini ritmik bir çizgide koşturuyor. Koşturuyor diyorum çünkü onun şiirlerini okurken insan, hareketli, muzip bir atmosferin içinde o hızla bir karşılığı olan özün buluşma neşesini yaşıyor. Akın sesini gelenekteki mani-türkü tonuna yaslıyor. Bu müzikal altyapı modern günün şartlarına yaklaşınca burada karşımıza Hüseyin Akın’a has diyebileceğimiz bir şiir-karakter çıkıyor. Söyleyeceğini sakınmadan, en doğal şekliyle ifade eden direkt bir şairle karşılaşıyoruz onun şiirinde.

ANLAR KOLEKSİYONERİ

Şair şaşkınlığını, dünyaya gelmiş bulunmasındaki hayreti dilinden düşürmüyor. Hüseyin Akın’ın kendisine bir başlık atılsa bu ‘’hayret’’ olabilir. /Niye geldik dünyaya? Damatlık beğenmeye/ /Ömrüm erdi yatsıya, ben akşamı kaçırdım/

Akın tüm bu günün içine sinmiş anları bir koleksiyoner gibi toplayıp şiir defterinde sergiye açıyor. Bunu yaparken de bazen lirik, içsel bir sese bazen de konuşkan çabuk bir dile evrilebiliyor. Şairin bu geçişken yapısı ondaki ruhi dönüşümlerin de izlerini mi taşıyor sorusunu getiriyor hemen akla. /Yazdığım son şiirde hep bağırmak isterdim/ Madem yumruk vurmadın canım neden yanıyor?/

Şairin olgunluk döneminde dahi o ilk gençlik hevesiyle şiir söylediğini sezebiliyorsunuz. Akın her ne kadar okulda, sokakta, hayatta arka planda kalmış; bunu kabul etmiş ve hatta bununla gururlanmış bir insan olsa da, şiirde bu yönünü dile getirip o anlardan intikam almasını da biliyor. Belki böylece bir dolaylı yüzleşme ve rahatlama yaşıyor. Şiir birçok edebiyatçıda olduğu gibi ıskalanan hayatı başka bir dalından tutma onda. Bunu dizeye getirdiği kırık sesten anlamak mümkün. Kalabalık şiir ortamında iyi şiirin de basit bir genelleme ile gözden kaçtığını, okuruyla buluşamadığını biliyoruz. Hüseyin Akın şiirdeki ısrarcı tutumuyla, şiirindeki örgü kalitesiyle o vasatın dışında tutulmayı bekliyor. Son kitabı Yan Tesir de bu ayrıcalıklı ilgiyi hak ediyor. Dilerim hem Akın’a ve Şule Yayınları’na hem de Türk edebiyatına dalında okurlar kazandırır bu kitap.

HÜSEYİN ŞEN
#Şule Yayınları
#YanTesir
#Hüseyin Akın
7 yıl önce