İnsanların, birbirine benzeyen, radikal değişim yaşamış ve oldukça büyütülmüş ya da küçültülmüş uzuv yerine sadelik, doğallık ve yalınlıktan yana olduklarını söyleyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, estetik cerrahinin geçmişinde sıkça rastlanan hatalı müdahalelerin günümüzde görülmediğini ve bunun nedeninin gelişen teknoloji ve estetik cerrahi konusunda yapılan araştırmalar olduğunu belirtti.
Estetik cerrahinin sanatsal bir bakış açısıyla yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Cihantimur, "Bu sebeple bir cerrah el becerisini bilim ve sanatla harmanladığında ortaya çıkan sonuç son derece iyi oluyor. Hastanın istediği zaten minimal bir değişim, başka biri olmak istemiyor. Bu minimalist doğal yaklaşımı bize az evvel saydığım teknoloji, el becerisi, sanatsal bakış açısı sağlayabiliyor" dedi.
Dr.Cihantimur, ameliyatsız estetik müdahalelerin hastaya cerrahinin olası komplikasyonlarını yaşatmayacağını belirterek "Ve eğer siz yaşlanma belirtilerini fark eder etmez önlem almaya başlarsanız, cerrahiye de ihtiyaç duymazsınız. Ameliyatsız estetik aynı zamanda iyileşme döneminde konforludur, hayatınıza ara vermek zorunda kalmazsınız.Örümcek Ağı estetiğinin de bu kadar sevilip tercih edilmesinin nedeni bu. Örümcek Ağı estetiği aynı zamanda minimalist bir estetik yaklaşımdır. Radikal bir değişim yerine doğal, gençleştirme yapar. Hasta başka birisine benzemez, gençliğine döner" diye konuştu. Dr. Cihantimur, Örümcek Ağı estetiğinin hacimsel olarak yüzü küçülttüğünü de vurguladı.
Minimalist estetik yaklaşımının bir diğer önemli ayağının kök hücre ve yağ transferi uygulamaları olduğunu anlatan Cihantimur, sözlerini şöyle tamamladı:"Artık bu işlemleri noktasal girişlerle minimal izle yapabiliyoruz. Söz gelimi hastanın kendi bölgesel yağını, ihtiyacı olan bir başka bölgesine transfer ettiğimizde, mutlaka kök hücreden zengin kısmının avantajlarını kullanıyoruz. Özellikle yüz bölgesinde yaşanan yağ kayıpları, sarkma, cildin canlılığını kaybetmesi, kırışıklık, Örümcek Ağı estetiği ve yağ transferi ile çözümlenebiliyor. Yüz 15 yaş öncesine gidiyor, değişim geriye doğru, farklı bir yüz değil."
