O dönem 240 kilo olan Akbulut, bir arkadaşının, “Bir gün çocuğunu okula götürdüğünü düşünsene. Çocuğunun arkadaşları oğlunla alay edecekler. Seninle alay edecekler. 'Göktuğ’un babasına baksana ne kadar şişman' diyecekler. Belki sen etkilenmezsin ama çocuğun senin yüzenden rezil olacak, belki aşağılanacak. Bunu kendine yakıştırabilir misin?” sözü üzerine oğlunun psikolojisinin bozulmaması için babaannesinin maddi yardımıyla ameliyat masasına yattı.
Ailesi ayrı olduğu için anneannesi ve dedesi tarafından büyütüldüğünü dile getiren Akbulut, “Berberlik yapıyordum bıraktım. Askere gidecektim. Askere gideceğim için çok mutluydum. O zamanlar 110 kiloydum. Askerlik şubesine gittiğimde boy ve kilo arasında 8 kilo fark olduğu için askere alınmadım. Bu yüzden gerek askerlik şubesindeki yetkililere gerekse Gülhane Askeri Tıp Akademisindeki doktorlara yalvardım.
Askere gidemeyince psikolojik olarak çöktüm. Sonra bir kızı sevdim ondan da ayrılınca kendimi eve kapattım. 2 yıl boyunca cenazelerde, düğünlerde, bayramlarda dahi dışarı çıkmadım. İnsanlarla yakınlaşmadım. O zamanlar 110 kiloydum. Bunalıma girince 180 kiloya kadar çıktım” dedi.