|

Ayla'ya yeşil battaniyeden kaban diktim

Vizyona girdiği günden bu yana seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaşan "Ayla"nın gerçek hikayesini Gazi M. Ziya Öztürk ile konuştuk. Ayla'yı asıl bulan askerin Yüzbaşı Süleyman Polat olduğunu belirten Öztürk, "Birliğin maskotu gibiydi. Ona yeşil battaniyeden bir kaban yaptım. Onu sağlıklı şekilde büyütmeye çalıştık" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/11/2017 Pazar
Güncelleme: 05:33 - 18/11/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Gönüllü olarak Kore’ye giden Gazi Mehmet Ziya Öztürk, çatışma dönüşünde bulunan minik Ayla’yı asıl bulup sahiplenen kişinin Yüzbaşı Süleyman Pulat olduğunu söylüyor.
Gönüllü olarak Kore’ye giden Gazi Mehmet Ziya Öztürk, çatışma dönüşünde bulunan minik Ayla’yı asıl bulup sahiplenen kişinin Yüzbaşı Süleyman Pulat olduğunu söylüyor.

İzleyici sayısını her geçen gün arttıran “Ayla” filmi, gözleri yeniden Kore Gazilerimize çevirdi. 1950 yılında Kuzey ve Güney Kore arasındaki savaşta Güney’e yardım için Türkiye’den binlerce asker gitti. Gazi Mehmet Ziya Öztürk de o askerlerimizden biri. Henüz terzi kalfasıyken gittiği askerde Kore kafilesine gönüllü yazılmış. Muhabere bölümünde santral kullanan, birçok çatışmaya giren gazimiz, Yüzbaşı Süleyman Pulat’ın bulduğu Ayla’ya yeşil battaniyeden bir kaban dikmiş. 1929 doğumlu Gazi Mehmet Ziya Öztürk ile Kore günlerini ve Ayla’yı konuştuk.

* Türkiye’den Kore’deki cepheye varana kadar neler yaşadınız?

1949’da asker oldum. Ankara topçu alayındayken Kore’ye gitme durumu vardı. Baktım arkadaşlar isim yazdırıyor. Ben de gönüllü olarak yazıldım ve 1950’de Kore’ye gittim, 1951’de döndüm. Birlikte gittiğim arkadaşlarım orada şehit düştü. Ankara’dan İskenderun’a, Süveyş Kanalı’ndan geçip Kolombiya’da ikmal yaptık ve Kore’ye vardık. Müthiş sokak muharebeleri yapılmış, binalarda bir sürü kurşun izleri vardı. Kore halkı büyük bir coşkuyla bizi karşıladı. Bando vardı, tezahürat yapıyorlardı. Cepheye varmadan önce 15 gün eğitim ve istirahat yapıldı.


MASKOT GİBİ DOLAŞIRDI
* Ayla nasıl bulundu?

Mançurya’ya inerken etrafımızın sarıldığı haberi geldi. Kunuri’de baskına uğradık. Gece boyu çatıştık. Hatta o kadar yakındık ki toplarımızla görerek ateş ediyorduk. Sabah oradan çekilirken yol kenarında Yüzbaşı Süleyman Pulat tarafından bulundu ve muhafaza altına alındı. Ayla’yı asıl bulan kişi bu Yüzbaşı’dır. Şimdi rahmetli oldu. Biz onunla sivil hayatta da görüştük, düğünüme geldi.

* Ayla’nın günleri nasıl geçiyordu?

Maskot gibi etrafta dolaşıyordu. Bütün arkadaşlar ilgileniyor, yanında gezdiriyordu. Özel çadırı vardı, karyolasında yatardı. Asıl mesleğim terzilik. Hava soğuktu, üşümemesi için ona yeşil battaniyeden bir kaban yaptım. Onu sağlıklı şekilde büyütmeye çalıştık. Harpteydik, pek fazla ilgilenemedim.

* Filmde anlatılan hikayenin kahramanı Süleyman Dilbirliği de orada mıydı?

Biz ilk giden kafileydik. Kore’de 1 sene kaldık. Bizden sonra Ayla başka askerlere teslim edildi diye biliyorum. Bu Süleyman o zaman Ayla’yla tanışmış olabilir.


* Filmi izlediniz mi?

Ayla’yı izlemedim ama görmeyi çok istiyorum. Beni canlandıran biri de varmış filmde. Sette bulunmuştuk ama izlemesi bir başka olacak tabii.

AMERİKAN ASKERLERİNİ DE KURTARDIK
* Hiç yaralandınız mı?

Esir düşme ve ölüm tehlikesi yaşadım ama hiçbir zaman ölüm aklıma gelmedi. Burnum bile kanamadan döndüm. Türk birliğini daima muvaffak olması için çalıştık. Devamlı taarruz hâli ve müthiş muharebemiz sonrasında Amerika’nın 25. tümeni kurtarıldı. Tümene gümüş madalya verdiler. Kanadalı, İtalyan, Yunan, İngiliz askerler de vardı. Karşımızda ise Kuzey Kore, Çin ve edindiğimiz isihbarata göre Rusya vardı.


* Kore halkıyla aranız nasıldı?

Açlık sıkıntısı çektik, kumanya kifayetsizdi. Ancak iki hafta sonra gemilerle kumanyamız geldi. Yemeklerimizi perişan Kore halkına ikram ediyorduk. Yemek anlamına gelen capcap diyorlardı yemek veriyorduk, ganzapnida diyip teşekkür ediyorlardı. Genelde hareketlerle anlaşıyorduk.


  • Gönüllü gittiğimi sakladım
  • * Türkiye’de sizi kimler bekliyordu? Mektuplaştığınız birileri oldu mu?
  • Babam Mehmet Emin Öztürk’ün cepheye gönderdiği mektubu hâlâ saklarım. Ben Kore’deyken vefat etti. Giderken bana ‘Yavrum ben Mekke’ye, Medine’ye gidip 9 sene askerlik yaptım, 2 sene İngilizler’in esaretinde kaldım. Ama sağ salim Türkiye’ye döndüm. Benim burnum kanamadı senin de kanamasın’ demişti. Görev verildiyse bir şey diyemem ama gönüllü olarak gitme dedi. Ben de gönüllü yazıldığımı sakladım.
Kore’de iki şehitlik yapılmış
* Askerden dönünce neler yaptınız?

Uzun zaman Ankara’da terzilik yaptım, konfeksiyonlarda çalıştım. 21 senedir de İstanbul’dayım.

* Devletin gazilere ilgisi nasıl hakkında ne söylemek istersiniz?

Devletten fazla ihtimam görmedim. Bayram sonlarında vakıftan bir ikram verilirdi. Madalya olarak da Kore hükümetinin verdiği madalyalar var.


* Kore’ye bir daha gittiniz mi?

Evet, 2009’da bizi Kore’den davet ettiler. Savaştığımız yerleri gördük, güllük gülistanlık olmuş oralar. İki tane muazzam şehitliğimiz yapılmış. Türk okulunu ziyaret ettik. Çok güzel bir programdı. Kore gazilerine özel ihtimam gösteriyorlar. Zaman zaman buraya da geliyorlar. Türkiye bizim kan kardeşimizdir, siz olmasaydınız biz esarette kalacaktık diyorlar.

#Ayla
#Kore
#Mehmet Ziya Öztürk
6 yıl önce