|

Bazen bir tabir için yıllarca eseri bekletirim

İran dili ve edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kanar tarafından yeniden çevrilen Sadık Hidayet’in Kör Baykuş’u Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı. Sadık Hidayet’in romanlarını Türk okurlarıyla buluşturan Kanar, bazen anlamını bulamadığı bir tabir için eseri yarım bıraktığı yada yıllarca beklediğini söylüyor.

Yeni Şafak
04:00 - 7/11/2015 Cumartesi
Güncelleme: 22:08 - 6/11/2015 Cuma
Yeni Şafak
HALİL SOLAK


Modern İran edebiyatının en önemli isimlerinden Sadık Hidayet'in Kör Baykuş'u artık bir klasik. Uzun zamandır Behçet Necatigil'in harika Türkçesinden okuduğumuz bu kitap İran dili ve edebiyatının sayılı uzmanlarından Prof. Dr. Mehmet Kanar tarafından yeniden tercüme edildi. Kanar ile bu yeni çeviriyi ve İran-Türk edebiyatlarının karşılıklı ilişkisini konuştuk.



Uzun zamandır büyük bir keyifle Behçet Necatigil çevirisinde okuduğumuz Sadık Hidayet'in Kör Baykuş'u sizin çevirinizle yakın zamanda neşredildi. Sadık Hidayet'in pek çok kitabını çevirmenize rağmen Kör Baykuş'u bu kadar bekletmenizin sebebi neydi?

Kör Baykuş'un Behçet Necatigil çevirisi üstün diliyle dikkatimi çekmişti. Farsça metniyle bir kısmını karşılaştırmış, vazgeçmiştim. O zaman Yapı Kredi Yayınları'ndan teklif ettiklerinde şimdilik gerek olmadığını söylemiştim. Diğer Sadık Hidayet çevirileri yayımlandıktan sonra, Farsçasını alıp bu kez baştan sona karşılaştırdım Necatigil çevirisini. Almanca çeviriden çeviri olduğu için bazı aksaklıklara rastladım. Ama geçen zaman zarfında çeviride daha da bir ustalaşmıştım. Necatigil'in Türkçesiyle yarışacak hale gelmiştim. Artık kitabın yeniden çevrilme zamanının geldiği kanaatine vardım, kitabı adeta bir solukta çevirdim, hem de ne zevk alarak. YKY'ye çevirimi bildirdim. Necatigil'in yazarları olduğu söylendi. Ben de çevirimi önce Say Yayınları'nın “Çözümlü Farsça Metinler” serisinde Farsça metin, latinize Farsça metin ve çeviri olarak bastırdım. Bunu YKY'ye de bildirdim. Nezaketen izin aldım. Aradan yine epey zaman geçti. Bir de baktım, Kırmızı Yayınları başka biri tarafından yapılan çeviriyi basmış. İddialı çevirimin ortalıkta kalması bir tuhaf geldi bana. Ben de Ayrıntı Yayınları'na verdim ve kitap iyi bir editörlük çalışmasıyla basıldı.



YARIM BIRAKTIĞIM ZAMANLAR OLDU


Sadık Hidayet'in eserlerini çevirirken ne tür zorluklarla karşılaştınız?

En büyük zorluğum Farsça sözlüklerin yetersiz kalışıdır. Kendim de sözlük yazarıyım. Bu sıkıntının ne demek olduğunu iyi bilirim. Bazı Farsçadan Farsçaya sözlükler de şevahid (örnek cümle, beyit) olarak Hidayet'in eserlerinin de tarandığını gördüm. Ama benim takıldığım yerler es geçilmişti. Bir hikâye kitabını “sâl-i mişmişî” (kayısı yılı) tabirinin ne anlama geldiğini bulamadığım için yıllarca beklettim. Birçok İranlıya sordum, işin içinden çıkamadı. Ama yine bir kitap kurdu İranlı anlamını söyledi. “Veba yılı” demekmiş. O da tesadüfen öğrenmiş bunu. Vaktiyle bir salgın olduğu için, o yıla bu ad verilmiş. Bunu bilemediğim için çevirim öylece kalmıştı. İkinci problemim Hidayet'in Farsçasının zayıf olduğu dönemlerde yazdığı eserlerinin dilidir. Vejetaryenliğin Yararları kitabını çevirirken çok ter döktüğümü söyleyebilirim.



Türkiye'de yaygın bir uygulama var: Doğu dillerinde yazılmış güncel bir kitap, Türkçeye, orijinal dilinden değil de bir Batı diline yapılan çevirisi kaynak alınarak tercüme ediliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bizde çeviri tekniğini iyi bilen çevirmenimiz az. Çevirmenin her iki dili iyi bilmesinin yanı sıra, çeviri tekniğinde de ustalaşması gerekir. Ustalık dönemi kişiye göre değişse de en az 10 yıl istiyor. Farsça eserler Batı dillerindeki çevirisinden tekrar çevrilince belki yüzde on kadar anlamından kaybeder. Türkçeden Farsçaya yapılan çevirilerden birkaç örnek vereyim. Aziz Nesin'in çevirileri birçok çevirmen tarafından Farsçaya aktarılmıştır. Aslına uygun değildir. Mesela Yaşar Kemal'in Deniz Küstü'sünün çevirisini karşılaştırdım, hata daha azdı. Ben 25-30 yılımı Farsça-Türkçe, Türkçe-Farsça sözlük hazırlamaya hasrettim, hâlâ da sözlük çalışmalarım devam ediyor. Şimdi yapılan çeviriler daha da başarılı oluyor. Farsçadan yapılan çevirilerde kendime iftihar payı çıkartmakta haklıyım herhalde. Sözlüklerimin işe yaradığını görüyorum çünkü…



TÜRK EDEBİYATI İRAN'DA YENİ TANINIYOR


Çağdaş İran edebiyatını
Türkiye'de yeterince tanıyor muyuz?

Yeterince tanımamız mümkün değil... Çevrilecek yüzlerce roman, hikâye ve şiir var. Klasikleri bile çevirip tamamlamadık ki... Burada çevirmenlerin kabahatli olduğunu söyleyemem. Böyle eserler önce üniversiteler tarafından basılmalı. Türkiye'de Fars dili ve edebiyatı kürsüleri çoğaldı. Bunlar sadece tenkitli metin neşri ve araştırma değil, aynı zamanda edebiyat ürünlerini de çevirtip yayımlamalı. Duyduğum kadarıyla Fransa'da Sorbon Üniversitesi bu yayınları akademik seviyede, halk seviyesinde ve çocuk edebiyatı seviyesinde üç aşamalı olarak yapıyor.



İran'daki entelektüeller Türk edebiyatıyla ne ölçüde ilgileniyorlar?

İran'da çağdaş Türk edebiyatı eskiden fazla tanınmazdı. Son 10-20 yılda daha iyi tanınıyor. Türkiye'nin Nobel edebiyat ödülünü alması üzerine Orhan Pamuk'un ve Elif Şafak'ın eserleri Farsçaya çevrilmeye başlandı. Ondan önce Yaşar Kemal, Aziz Nesin, nispeten Cahit Sıtkı Tarancı, Yahya Kemal Beyatlı (Hafız şiiri dolayısıyla) tanınıyordu. Bundan sonra Türk Edebiyatından daha çok çeviri yapılacak gibi görünüyor. Türkçeden Farsçaya çeviri yapanların en büyük eksikliği (çevirmenler Azerbaycan Türkü olsa da) İstanbul Türkçesini iyi bilmemeleri. Bu da bir gerçektir.





Sadık Hidayet


Çeviri:


Mehmet Kanar


Ayrıntı Yayınları


2015


112 sayfa



#Modern İran edebiyatı
#Cahit Sıtkı Tarancı
#Yahya Kemal Beyatlı
#Mehmet Kanar
8 yıl önce