İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14. İstanbul Bienali, kapılarını bu Cumartesi açıyor. TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori başlığıyla Carolyn Christov-Bakargiev tarafından şekillendirilen bienalin bu yıl 14. yılı. 80'in üzerinde katılımcının 1.500'ün üzerinde eseri iki ay boyunca İstanbul'un farklı noktalarında gezebilirsiniz. “Sergi, dünyayı şiirsel ve politik olarak şekillendiren ve dönüştüren, görünür ve görünmez farklı dalga örüntülerini ve frekanslarını, su akıntılarını ve yoğunluklarını ele alıyor” diyen Carolyn Christov- Bakargiev, bienalin şu an yaşadığımız Suriye sorunu, savaşlar, göç meselesi, mültecilik gibi konuları da masaya yatırdığının altını çiziyor. Bienal bu yıl her zamankinden daha fazla mekanda izleyiciyle buluşuyor. Toplam 36 mekan var. bienale bir gün ayırmak yeterli gözükmüyor. Birkaç gününüzü feda etmeniz gerekecek.
Bienal nasıl gezilir? Önce büyük bir bienal haritası var, onu edinmelisiniz. Harita bilgisi şart. Haritaya şöyle bir baktığımızda sergilerin yoğunluğu Beyoğlu civarında olduğunu görüyoruz. Ama Rumeli Feneri, Adalar, Şişli, Boğaz, Kadıköy, Balat gibi yerlerde de sergiler var. Karşının taksisine binseniz de bir şey kaybetmez oradaki galerileri gezersiniz. Çünkü şehrin her yerinde gezilecek o kadar güzel sergiler var ki... Bu bienal sadece müzelere sıkışıp kalmış bir bienal değil. Tekneler, oteller, eski bankalar, otoparklar, bahçeler, okullar, dükkânlar ve özel konutlar gibi kara ve su üzerindeki geçici yerleşim alanlarına da yayılmış.
Bienal'de yer alacak 1500'ün üzerindeki eserin 1000 tanesi Christine Taylor Patten'in kağıt üstüne, kalem olarak karga tüyü ve siyah mürekkep kullanarak, “mikrolar” olarak adlandırdığı, 6 santimetre kare ebadındaki çizimlerinden oluşuyor. Galata Özel Rum İlköğretim Okulu'nun giriş katında Anna Boghiguian'ın eski yelkenler, resimler, çizimler, tekne parçaları ve ses kayıtlarından oluşan büyük ve heykelsi enstalasyonu Tuz Tüccarları'nı görebilir, Wael Shawky'nin Haçlı Seferleri'ni Arap bakış açısından anlattığı son enstalasyonu Kerbela'nın Sırları'nı Küçük Mustafa Paşa Hamamı'nda izleyebilirsiniz.
TUZLU SU'yu gezmeye İstanbul Modern'de başlasanız iyi edersiniz. Çünkü Bienal'in geri kalanını gezmek için ihtiyacınız olan anahtar orada. Bakargiev'in 'Kanal' adını verdiği uzun ve dar mekan Bienal'in ana düşüncesini çok net anlamamınızı sağlıyor. Ayrıca burada, Jacques Lacan'ın 1970'lerde yaptığı düğüm çizimleri, Frans Krajcberg'in 'düğümlü' resimleri ve Emile Galle'nin 19. yüzyıl sonunda yapmış olduğu Art Nouveau vazolardan bir seçki, Patrick Blanc'ın dikey bahçeleri için hazırlamış olduğu çizimlerle birlikte sergileniyor olacak.
Dün sabah yapılan basın toplantısında iki sanatçının Türkiye'nin çatışma ortamını protesto etmek için diğer sanatçılardan 15 dakikalığına eserlerini askıya almaları istediği gündeme geldi. Küratör Carolyn C. Bakargiev sanatçı olmadığı için böyle bir eyleme katılamayacağını ama sanatçıların kararlarına destek vereceğini belirtti. Bakargiev, bienalde kendi adına siyasetin değil sanatın dilini kullanmayı tercih ettiğini söyledi.
Kentin önemli mimari anıtlarından Haydarpaşa Garı, bu kez su altı dünyasına yolculuk etmek isteyenlere ev sahipliği yapacak. 4-13 Eylül 2015 tarihleri arasında 15.'si düzenlenecek Uluslararası Marmara Sualtı Görüntüleme Festivali, bu yıl Türkiye'de su altı fotoğrafçılığı kadar diğer doğa sporlarının da gelişmesine katkı sağlayan Kemal Gökhan Türe'ye ithaf edildi. Programında yer alan 100'e yakın etkinlikle İstanbul'un kültür sanat yaşamına önemli bir canlılık kazandıracak festivale deniz, çevre, su altı ve görüntüleme alanlarında önemli projelere imza atan yerli ve yabancı fotoğraf sanatçıları, film ve belgesel yönetmenleri, araştırmacı ve akademisyenler destek veriyor.
