|

‘Bir dedikodu kitabı’

Feyza Hepçilingirler Atascadero’nun Sincapları adlı kitabında bize sohbet havasında Amerika’yı anlatır. Hepçilingirler Amerika’yı anlatırken kendi ülkesini seven ve ezik bir tavra düşmemiş bir Türk olarak okuruna sesleniyor.

Yeni Şafak
04:00 - 14/10/2015 Çarşamba
Güncelleme: 23:49 - 13/10/2015 Salı
Yeni Şafak
ÖMER YALCINOVA


Biz söylemiyoruz tabii bunu, Feyza Hepçilingirler yeni kitabı Atascadero'nun Sincapları için belirtmiş: “...bir dedikodu kitabı”. Aslında mütevazı davranıyor yazar, kitap hiç de dedikodudan ibaret değil. Her şeyden önce Feyza Hepçilingirler deneyimlerinden istifade etmiş, neredeyse görmediği, duymadığı, yaşamadığı şeylerin hiçbirini yazmamış. Görmediği noktalarda ise -ki her şeyi görüp yaşaması mümkün değildir- Amerikalı tanışlarına sorup öğrenme yoluna gitmiş. Ortaya okunası bir anı kitabı çıkmış. Onun için bir deneme kitabı da denilebilir. Feyza Hepçilingirler anılarını anlatmakla yetinmemiş, Amerika, Türkiye ve Avrupa'yla ilgili düşüncelerini de yazmış. Böylelikle kitap hem bir anı kitabı kadar ilgi çekici hem de bir deneme kitabı kadar bilgilendirici olmuş.



KENDİNİ KASMADAN ANLATIR


Feyza Hepçilingirler'in Amerika'ya yaklaşımı çok önemli. O, bir Türk olarak konuşuyor. Daha da önemlisi, Amerika karşısında kendini ezik hisseden bir Türk olarak değil. Ülkesini seven, ülkesinin güzelliklerini fark eden, geri kalmışlığını bile cazip ve insani bulan bir Türk olarak. Atascadero'nun Sincapları'nda Amerika hayranı bir Türk'le karşılaşmıyoruz. Bu çok önemli, çünkü öbür türlüsü Amerika'yı olduğu şekliyle değerlendirip yazmaya engel olurdu. Fakat bu şekliyle, yani hem Türkiye'yi sevip, anlayıp, iyi bilen hem de onunla Amerika'yı olabildiğince önyargısız bir şekilde karşılaştırıp yazan Hepçilingirler, okuyucuya Türkiye'yi bir daha düşünmek, Amerika'yla ilgili de fikir edinmek imkanı sunabilmektedir.



Hepçilingirler Amerika'yla ilgili bir sürü önyargıyı yıkıyor. Demek ki kendisi de ABD'ye gitmeden önce bu yanlış bilgilere sahipti. Oraya gidip, gözleriyle gördükten sonra bunları düzeltmeye çalışmış. Ve kitabını yazarken bu noktadan hareket etmiş. İyi ki de öyle yapmış, çünkü yanlış bilinen şeyleri düzeltmek, okuyucuyla yazar arasındaki ortak noktayı oluşturmuş. Hepçilingirler okuyucusu yerine ABD'ye ve ABD'lilere bakmış ve kayıtlarını düşmüş. Öyle olunca okuyucu ABD'ye gitmiş kadar oluyor. Çünkü biz de ABD'ye gitsek üç aşağı beş yukarı Hepçilingirler'in dikkat ettiği şeylere bakacak ve ayrıntıda farklı olsa da genel olarak aynı şeyleri düşünecek ve karşılaştırmalarda bulunacağız. Bazen ABD'yi kıyasıya eleştireceğiz, bazen de oradaki ilerlemişlikle Türkiye'deki geç kalmışlığı anladığımızda hayıflanacağız. Atascadero'nun Sincapları bu açıdan başarılı bir kitaptır, amacına ulaşmıştır.


Hepçilingirler sohbet havasında anlatır Amerika'yı. Teknik konulara girdiğinde dahi teknik bir dil ve üslup benimsemez. Öyle olduğundan akıcı, anlaşılır, terimlerin yerli yerinde kullanıldığı bir kitaptır Atascadero'nun Sincapları. Bir de Hepçilingirler kendini çok kasmak istemez. Fakat kendisi titiz ve birçok konuda sorumluluk duygusuna sahip olduğundan, bilgi vermek, faydalı olmak adına, birçok konuya girer, bunlarla ilgili bilgi toplar. Ortaya bir akademik veya kılı kırk yaran bir kitap çıkarmak istemez. Sanırım böyle ağır bir çalışma içine girdiğinde bunalacağını, dolayısıyla okuyucusunu da bunaltacağını düşünmüştür. Bu yüzden kitabın değişik yerlerinde tamamen subjektif bir kitap yazdığını söyler. Bu okuyucuya dönük bir uyarıyken, aslında kendine dönük bir rahatlatma


yöntemidir. Gördüklerimi, duyduklarımı yazdım ey okuyucu, benden daha fazla şey bekleme demek ister.



AMERİKA'YA İÇERDEN BAKAR


Hepçilingirler Amerika sandığınız gibi bir yer değil demek ister. Orada da Cumhuriyetçiler (tutucular) ve Demokratlar (özgürlükçüler) vardır. Orada da ırkçılar, gaddarlar ve iyiler vardır. Amerika'ya özgü olan şeylerse, diğer ülkelerdekini şaşırtacak kadar çeşitlidir. Çünkü Amerika zaten dünyanın dört bir yanından gelen insanlardan oluşmuştur, öyle olunca çeşitlilik normaldir. Fakat insan olarak, onların geri kalmış ülke insanlarından farkı yoktur. Hepçilingirler bu şekilde çok insani bir noktadan Amerika'ya ve Amerikalılara yaklaşıyor. Tamamen onlara düşman değil. Çünkü damadı bir Amerikalı. Öyle olunca Amerikalıların üstünlüklerini de yakından görme şansına sahip, zaaflarının da. Zaaflarını gördüğü için gaddarlıklarını veya gaddarca görünen hallerini daha iyi anlamlandırabiliyor. Yani Hepçilingirler bir Türk olarak Amerika'ya içinden bakıyor. Olaylara tek taraflı yaklaşmıyor. Yanlış taraflarını amansızca eleştirirken, -ki bunlar hiç de kırıcı eleştiriler değil, gördüğünü, düşündüğünü, nedenleriyle birlikte açıklayarak anlattığı için herkesin soğukkanlı bir şekilde okuyup düşüneceği şeylerdir-, iyi yönlerini de bütün şirinliğiyle gösteriyor. Yani damadı Keith ve kızı Pelin bu anıları okuduklarında incinmeyeceklerdir, diye tahmin ediyoruz.







ÇULSUZLAR ORDUSU


Özellikle siyasi konularda amansız bir eleştirmen kesiliyor Hepçilingirler. İyi ki de öyle. Sürekli Amerika'da düzenlenen festival, kutlama, partilerden veya mutfak, yemek, piknik ve gezilerden söz etseydi kitap oldukça sıkıcı olurdu. Zaten kitabın bu tür konularına ayrılan kısımları okuyucuyu biraz esnetiyor. Yazar bunun farkında olsa gerek, diğer bölümde hemen bir siyasi konuyu işlemeye başlıyor. Siyasi konu derken ABD meclisinde nelerin tartışıldığından veya hangi partinin nasıl bir siyaset güdüğünden söz etmiyor. Mesela “Askerlik” bölümünde ABD askerlerinin kimlerden oluştuğunu yazıyor.


Meğer ABD askerlerinin çoğunluğu zencilerden, göçmenlerden ve hiçbir işte tutunamamış çulsuzlardan oluşuyormuş. Göçmen bir kişi, kolay yoldan maaşlı bir ABD vatandaşı olmak için gönüllü asker olurmuş. Eğer savaşa gidip ölürse, arkasında bıraktığı ailesi rahat bir şekilde yaşayacaktır ümidiyle bunu yaparmış. Ölmezse bu rahatlığı zaten kendisi de görecektir. Hali vakti yerinde “beyaz Amerikalılar”ın içinde askerliğe giden azmış. Askerlik gönüllülük esasına dayanıyor Amerika'da. Fakat sistem, toplumun en alt tabasını acımasızca kullanmak şeklinde işliyor. Hepçilingirler bunu fark eder ve yazar. Bunun gibi daha nelere nelere dikkat etmiş. Bu yüzden Atascadero'nun Sincapları Amerika'yı tanımak için adeta bir kılavuz niteliğindedir.


#Feyza Hepçilingirler Atascadero
#Atascadero
#Feyza Hepçilingirler
9 yıl önce