|

Bir muhabbetullah kitabı: Mârifetnâme

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin muhabbetullah kitabı Marifetname, Cafer Durmuş ve Kerim Kara’nın çabalarıyla 3 cilt olarak Erkam Yayınları’ndan çıktı. Birçok farklı konuya değinilen, zamanının ilmi bilgilerini içeriğinde bulunduran eser, her daim istifade edilecek bir kaynak.

Yeni Şafak ve
04:00 - 14/09/2017 Perşembe
Güncelleme: 05:08 - 13/09/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Bir muhabbetullah kitabı: Mârifetnâme
Bir muhabbetullah kitabı: Mârifetnâme
TAHİR ERZURUMLU

Anadolu İrfan geleneği açısından önemli bir yere sahip olan Mârifetnâme, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin en önemli eseridir. İbrahim Hakkı, ansiklopedik mahiyette yazdığı Mârifetnâme’si ile şark kültürünün önemli temsilcilerinden biridir. 1757 tarihinde müellif tarafından yazımı tamamlanan Mârifetnâme, zamanın ölçülerine göre medreselerde öğretilen mantık, geometri, felsefe, matemtik gibi birçok ilmi ihtiva etmekte olup değişik görüş ve düşüncelere yer veren bir eserdir. Birçok ilim dalı ile ilgili bilgileri ihtiva eden Mârifetnâme yazıldığı dönemin bilgi birikiminin çok üzerinde bir eserdir. İbrahim Hakkı Hazretleri bu eseri kaleme alırken kendi ifadesiyle 400 eserden istifade etmiştir. Cafer Durmuş ve Kerim Kara’nın yayına hazırladığı eser, 3 cilt halinde Erkam Yayınları’ndan okura sunulmuştur.

Döneminde geniş halk kitleleri tarafından okunan hatta ezberlenen Mârifetnâme, gerçekte bir Tasavvuf kitabıdır. Müellifin eseri kaleme alırken izlediği yol ve kitabının muhtevasına aldığı konular, bu konuların sıralanış şekli ‘‘Nefsini bilen Rabbini bilir’’ hadis-i şerifinin ifade ettiği, insanın kemâle ulaşması için kendinden başlayarak nebâtâtı ve cemâdâtı tanıma ve sonunda Rabbine ulaşmanın yollarını anlatır. Dolayısı ile Mârifetnâme bir bütün olarak ele alındığı zaman içerisinde anlatılan bölümlerin hepsi insanı, Rabbini tanımaya, bilmeye ve ona duyması gereken muhabbete götürmektedir.

FARKLI KONULARDAN BİLGİLER

İlk bakışta eserin konuları çok karışık gibi görünmektedir. Bu karışıklığın sebebi kitapta birçok konudan bahsedilmiş olmasıdır. Eğer okuyucu kitabın yazılış amacını ve varmak istediği hedefi bilmezse konular arasında kaybolur, bir sonuca varamaz. Eserin baş tarafındaki âlemin yaratılışı, Arş ve Arş’ın büyüklüğü, Arş’ı taşıyan melekler ve Arş’ın etrafındaki nehirler, Kürsi, Sidre konularını okurken evvelki kültürlere ait rivayetleri görüp günümüzde eseri ve müellifi eleştirenler çıkmıştır. Hâlbuki bu bilgiler yazıldığı dönemde çok itibar gören, halk tabaksının bu tür eserlerde görmekten hoşlandığı konulardı. Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri de aynı konuları daha kısa bir şekilde kaleme aldığı Hulâsâtü’l- ahbar fî ahvâli’n- Nebiyyi’l- Muhtar adlı Arapça bir risale yazmıştır. İbrahim Hakkı bu bilgileri nakletmiş aynı zamanda ulaşabildiği kadarıyla zamanındaki yeni ilmî gelişmeleri eserine almıştır.

Mârifetnâme, bir mukaddime ve üç fen’den oluşmaktadır. Mukaddime kısmında âlemin yaratılışı, gökler, melekler, cennetler, cennetlikler, hamd sancağı, güneş, ay, yıldızlar, cehennem ve cehennemlikler, Kafdağı, ay ve güneş tutulması gibi konular bulunmaktadır. Birinci bölümde hikmet, felsefe, tasavvufla ilgili olarak cevherler, araz, akıllar, nefisler, anasır-ı erbaa denilen hava, su, ateş, toprak gibi konulardan bahsedilmektedir. İkinci bölümde anatomi, insanın vücut yapısı, uzuvlar ve kemikler, mafsal ve adeleler, sinirler ve damarlar, insandaki zâhiri ve bâtınî kuvveler ve hisler, beden yapısı ve karakter arasındaki münasebetler gibi konular incelenmiştir.

Mârifetnâme’nin üçüncü bölümünde insanın manevi kamâlâtı için gerekli hususlara dikkat çekilmiştir. İnsanın bilgisizlik ve gafleti sebebiyle hayvana benzemesi, Kur’anla hidayet, Rasulullahın sünnetine ittiba ile bidatlerden uzaklaşabileceği ifade edilmiştir.


Erzurumlu İbrahim Hakkı Merifetullah ve Muhabbetullah ile ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade etmektedir: Marifetullah gönülde ışık ve nurdur. Muhabbetullah ise gönülden mâsivâyı yakıp yok eden bir ateştir. Arif-i billâh olmak zikrullah ile hayat bulmaktır. Cehaletin karanlığında kalmak ise, zikrullahtan gâfil olmaktır. Marifetullah, her şeyde O’nun kudretini bulup kendisinin her halde güç ve kuvvetten berî olduğunu bilmektir. Marifetullah, kişinin nefsiyle mâsivâyı terk etmesi, kalbiyle daima Allah’ın huzurunda hazır olmasıdır. Marifetullahın hakikati O’nu lisan ile zikretmek, kalp ile sevgisine yetmek ve himmetle huzuruna gitmektir. Marifetullah, ruhta meydana gelen bir yakîn hâlidir ki uzuvlar ancak onunla sâkinleşir. Ve gönülde bir hayattır ki ruh onunla mutmain olur.

İRFAN MEKTEBİ

İbn Arabî, Kitâbü’l- Marife isimli eserinde, ‘‘Eğer muhabbet olmasaydı hiçbir şey için talep ebediyen sahih olmazdı. O zaman da bir şey vücuda gelmezdi. O cihetle muhabbet, vücud-i âyân ile o âyân’ın mertebe ve makamları babında asıldır. Hülasa hubb, ahvâl ve makâmatın en yüksek mertebesidir’’ifadelerine yer verir.

Mârifetnâme’nin yazılış gayesini de ifade anlamında üçüncü bölüm insan-ı kâmil olma yolunda insanın yapması gerekenleri ifade eder. İbrahim Hakkı Hazretleri, Muhabbet-i Mevla’nın üç özelliği olduğunu ifade eder; cömert olmak, şefkatli olmak, mutevazı olmaktır. Bu üç hususu barındıran bir kalp Rabbine muhabbette mesafe kat edebilir. İbrahim Hakkı Erzurumi ilahi aşkın alametlerini yedi başlık altında inceler: Birinci alâmet, ölümden korkmamaktır. İkinci alâmet, her şeyi Allah için sevmektir. Üçüncü alâmet, Allahın daimi olarak zikretmektir. Dördüncü alâmet, Peygamberlerine ve Kur’an-ı Kerim’e hürmet etmektir. Beşinci alâmet, uzlet hayatı yaşamaktır. Yedinci alâmet, Allah dostlarını Allah için sevmektir.

Mârifetnâme’yi bir irfan mektebi olarak değerlendirirsek mahlûkatı tanımak bu mektebin ilk basamaklarıdır. Bu mektebin asıl gayesi arifin bütün hayatını ilahi aşk ile doldurması, adeta aşktan müteşekkil bir varlık haline gelmesidir.

#Erzurumlu İbrahim Hakkı
#Marifetname
7 yıl önce