|

Boş yere ameliyat olmayın !

Yıllardır prostat kanseri tedavisinde pek çok hasta kesin çözüm olduğuna inanarak ameliyat oldu. Oysa tıpta bugün gelinen nokta gösteriyor ki prostat kanserinin tedavisinde ameliyat ilk çare değil. Çoğu zaman düşük risk grubu kanserlerde hastayı sadece “aktif izlemek” bile hayat kurtarıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 22/01/2015 Perşembe
Güncelleme: 21:50 - 21/01/2015 Çarşamba
Yeni Şafak
AYŞENUR ASUMAN UĞUR

Prostat kanserinde kesin tanı biyopsi ile konuyor. Bu kesin tanıya göre hastaların yüzde 45-50’si düşük risk grubu kanser hastası olarak diğer hastalardan ayrılıyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Önol, “Artık bu düşük risk grubuna bile kanser denmesi uygun görülmüyor. Gerçek düşük risk grubu prostat kanseri kesinlikle öldürmüyor ve yayılmıyor. Bu hastaların arasında sadece biyopside yapılan eksiklikler ve patolojik değerlendirmedeki yetersizlikler nedeniyle gerçek kanserler yakalanmamış olabilir” şeklinde konuşuyor.


Aktif izlem tedavisi

Prostat kanserlerinde hastayı hemen ameliyat etmeden kanser sürecini takip etmek bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.  Bu durum prostat kanserleri için “Aktif İzlem Tedavisi” olarak adlandırılıyor. 

Ameliyatlar gereksiz mi!

Tüm prostat kanserlerinin yalnızca dörtte birinde kanserinin ilerleme tehlikesi taşıdığını ifade den Prof. Dr. Önol “Aktif izlem tedavisi ile hastalığın gelecekte nasıl bir vakaya dönüşeceğini yakalayabiliyoruz. Bu tedaviyle hastanın hastalığı ilerlese bile daha sonra yapılan ameliyat geç kalınmış değildir” vurgusunu yapıyor.

Günümüzde prostat kanserinden ölenlerin oranlarının düştüğü bilimsel olarak açıklanmış durumda. Öte yandan prostat kanserinin tedavisinde ameliyatın ilk çare olmadığını söyleyen Prof. Dr. Şinasi Yavuz Önol, “Kanserin gelecekte nasıl bir vakaya dönüşeceğinin izlenerek tedavi edilebileceğine dikkat çekiyor” ve devam ediyor:

“Bugüne kadar aktif izlem yöntemi uygulanmadan yapılan prostat ameliyatlarının birçoğu boş yere yapılmıştır, hemen boş yere ameliyat olmayın.”

Yaşama yaşam katılmıyor !

Prostat kanseri teşhisi konulduktan sonra “ameliyat olayım kurtulayım” mantığının doğru olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yavuz Önol şöyle devam ediyor:

"Ameliyatlarla hastaların yaşamına yaşam katılacağı anlayışı artık kabul görmüyor. Her ameliyat kendi içerisinde risk taşıyor. Ameliyat yaparak hastaya faydalı olacaksak bile hastanın vücuttaki bazı işlevleri maalesef bozulabiliyor. Avrupa Üroloji Derneği Eğitim Başkanı Hein Van Poppel de son 5-6 yıldır prostat kanserli hastaların ortalama yüzde 50’sine ameliyat yapılmasının gerek olmadığının anlaşıldığını söylüyor."

Zarar verebilir

Prostat organı, penisi dikelten sinir ve damarların, idrarı tutan mekanizmaların bulunduğu konumdadır. Prostat kanseri ameliyatı sonrası prostat organının sinirleri ve idrarı tutan mekanizmaları zarar görebilir. Yani bir erkeğin erkeklik gücü ve idrar tutma fonksiyonu bozulabilir. Aktif izlem tedavisi ile hastanın 3 ayda bir Prostat Spesifik Antijen (PSA)’sına ve 6-12 ay sonraki tarama testi ve ikinci biyopsisine göre hastanın kanserinde ilerleme olup olmadığına bakılır. Eğer ilerleme yoksa hastanın ameliyat edilmesine gerek yoktur.


Hastalar memnun değil

İngiltere’de ameliyat olmak isteyen hastalar ile aktif izlemi tercih eden hastaların incelendiği araştırmadan elde edilen bilgilere göre; prostat kanseri ameliyatı olan hastaların önemli bir çoğunluğu ameliyat olmaktan memnun değiller. Buna karşın aktif izlem yapılan hastaların çoğu hayatlarından daha memnun. Ameliyatı olan hastalar da "keşke aktif izlemi tercih etseydik" diyorlar. Hastaya hastalığıyla ilgili tedavinin etraflıca anlatılması gerekir.


Ameliyat yapılacaksa

Eğer ameliyat yapılması gerekiyorsa hem hekim hem de hastalar için uyarılar: “Usta bir cerrah eşliğinde yapılan orta ve yüksek risk grubu prostat ameliyatlarında yalnızca prostatın çıkarılması eksik bir tedavidir. Prostatın etrafındaki ve çok yukarısındaki lenf düğümlerinin de çıkarılması gerekir. Diğer organlara ve kemiklere de sıçramış ileri düzey prostat kanserinde ameliyatın yeri yoktur. Bu nedenle kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılabilir.” 


Ölüm oranı azaldı

30 yıl öncesiyle kıyaslandığında prostat kanserinden ölenlerin oranı %30 azalmış durumda. Ancak bu durum düşük risk grubu hastaları ameliyat etmekten dolayı değil daha ilerlemiş hastalara ameliyat, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılması ile sağlanmıştır.  Babası prostat kanseri olanlara dikkat! Böyle bir babanın oğlunun prostat kanseri, kızının ise meme kanseri olma ihtimali yüksektir. Bu hastaların muhakkak erken kontrol yaptırması gerekir.”

#Prostat
#Prof. Dr. Yavuz Önol
#kanser
9 yıl önce