|

Bürokratik dekolonizasyon ve milliyetçilik

Kültürel ve futbol üzerinden oluşmuş olan zayıf milliyetçilik; sömürgecilik ve onun oluşturduğu kültürel kodlarla birleşince Latin Amerika’nın en büyük sorunu olan bürokratik ataletin üstü kapanmaktadır.

Yeni Şafak
04:00 - 11/04/2016 Pazartesi
Güncelleme: 23:25 - 10/04/2016 Pazar
Yeni Şafak
-DOÇ.DR. MEHMET ÖZKAN

LATİN AMERİKA GÜNLÜĞÜ

KOLOMBİYA


Latin Amerika'da çalışan herhangi bir diplomat, gazeteci ya da bir şekilde bürokrasi ile ilişkisi olmuş farklı ülkelerden birileri ile konuştuğunuz zaman muhtemelen sizlere bürokratik süreçlerin ne kadar uzun ve zorlu olduğundan dert yanacak ve yer yer kendi beceriksizliğini de bu bürokratik süreçlerin arkasına sığınarak izah edecektir. Ancak Latin Amerika'da bürokratik süreçlerin meşakkatli, zor ve can sıkıcı olduğu gerçeği bir yana, bu bürokrasinin sınırlarını ve değişen-dönüşen yüzünü tartışmanın vaktinin geldiği kanaatindeyim. Tüm dünyada bürokrasi değişip-dönüşürken Latin Amerika'da aynı mı kalıyor? Başka bir ifadeyle neler değişiyor veya neler değişmiyor?



SÖMÜRGE MİRASININ CANLILIĞI

Latin Amerika'da sert, kuralcı ve yeni fikirlere açık olmayan bürokratik yapının en temel sebebi İspanya'nın sömürge mirasının hala kıtadaki varlığını sürdürmesidir. Sömürgecilik kıtada öyle bir yazılı düzen bırakmış durumdaki bürokrasi bir nevi siyaseten kolayca değişebilen ve farklı veçhelere evirilebilen bir siyasi/sosyal yapının tek kalıcı sigortası olarak görülmüştür. Hatta kıtadaki çoğu ülkelerde bu bürokratik yapının en temel taşıyıcısı dışişleri bakanlıkları olmuştur. Bu çerçevede kotalar konmuş ve ekstra düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin Peru'da Cumhurbaşkanı ülkenin dışarıya göndereceği büyükelçilerin ancak % 20'sini dışarıdan atayabilir, diğer geri kalanın hepsini sayıca küçük, elit ve seçkin bir kurum olan dışişleri bakanlığı personeli içerisinden atamak zorundadır. Farklı ülkelerde benzer şekilde yazılı ya da teamül haline gelmiş bu tür kurallar hala varlığını korumaktadır.



GÜVENSİZLİĞİN İKTİDARI

Latin Amerika'daki bürokrasinin bu kadar ağır ve belirleyici olmasının başka bir sebebi çoğu devletin ana kuruluş felsefesinin 'güvensizlik' üzerine kurulmuş olmasıdır. Temeli 'güvensizlik' üzerine inşa edildiği için devlet sırf güvenliği sağlamak adına düzenleme üstüne yazılı düzenleme yapmıştır. Bunun sonucu olarak oluşan kurallar yumağı hem kurumların daha rahat hareket etmesinin önüne geçmiş hem de kriz durumlarından manevra alanına büyük oranda kapatmış durumdadır. Çünkü yapılabilecek her türlü açılım bir nevi anayasal anlamda bir tür 'sorun' olarak geri dönmektedir.



Hem sömürgeciliğin mirası hem de aşırı düzenlemelerden oluşan bu bürokratik sistem kendi çalışanları arasından bir tür bürokratik atalete yok açmaktadır. Bunun sonucu olarak bürokratların çoğunluğu risk almak istemeyen, pratik çözüm bulmaktan uzak ve kuralları tam anlamıyla uygulayınca en doğru işi yaptığını düşünen ve bunu her ne pahasına olursa olsun savunan karakterlere dönüşmektedir. Bunun sonucunda özellikle her türlü sorumluluktan kaçan ve karar almaktan uzak duran bir bürokratik sınıf oluşmakta ve doğal olarak en küçük bir kararın bile verilmesi haftalar ve bazen aylar alabilmektedir.



KÜRESELLEŞME VE GENÇ NESLİN ETKİSİ

Bütün bu negatif mirasa rağmen küreselleşme ve ekonomik hareketliliğin sonucu olarak özellikle yurtdışı tecrübesi görmüş genç bir nesil bir şekilde bu bürokratik yapı içinde sistemi zorlamaya ve dönüştürmeye çalışmaktadır. Her ne kadar şu ana kadarki etkileri sınırlı olsa da, bunun zamanla ayrı bir sinerjiye bürünme ihtimalini gözden ırak tutmamak gerekir.



Latin Amerika'da bürokratik hantallığın sürekli kılınmasında ayrıca Latinlerin kısmen tembelliği ve genel olarak gelişmelere aldırış etmemelerini de dikkate almak gerekir. Daha çok yaşamayı, ve özellikle de rahat yaşamayı, her şeyin üstünde tutan ve vbazı şeylerin gecikmesinin hiç de sorun olmayacağı algısını en temel düşünce sisteminin merkezine koymuş bir Latin için bürokratik atalet aslında bir sorun alanı oluşturmamakta, aksine kaçış alanı oluşturmaktadır.



PATRİOTİZM EKSİKLİĞİ

Latin Amerika'daki bürokratik değişim-dönüşümün önündeki en büyük engellerden birisi kıtadaki patriotizm ve milliyetçilik eksikliğidir. Kültürel milliyetçilik Latinler arasında yaygın olsa da ülkesi için canını verme pahasına bağlı olma türü bir milliyetçilik kıtada hemen hemen yoktur. Sol görüşler üzerinde oluşturulan şovenist milliyetçilik aslında ekonomik çıkarlar ve sınıf karşıtlığı üzerinden toplumu kutuplaştırıcı bir milliyetçilikti. Siyasal dalga sona erince bu eğilimin bir saman alevine dönüşmesi kuvvetle muhtemel. Halbuki gerçek milliyetçilik en zor ve en iyi dönemlerde dahi vatanını önceleyen bir yaklaşımı içermesi gerekir. Maalesef kıtada bu çok yaygın değil.



Kültürel ve futbol üzerinden oluşmuş olan zayıf milliyetçilik; sömürgecilik ve onun oluşturduğu kültürel kodlarla birleşince Latin Amerika'nın en büyük sorunu olan bürokratik ataletin üstü kapanmaktadır. Bütün hararetiyle küresel ve bölgesel dönüşümlerin tartışıldığı 21.yy'da Latin Amerika'nın en büyük sorunu olan bürokrasi ile yüzleşmesinin zamanı gelmiştir. Bürokratik dekolonizasyonunu sağlayamayan bir Latin Amerika küresel anlamda yaratıcılıktan çok, takipçi bir role sahip alacaktır.


#Latin Amerika
#küresel
#dekolonizasyon
8 yıl önce