Türkiye 2000'li yıllarda yaşadığı kriz ve sarsıntılar yalnızca iktisadi manada değil, büyük oranda sistemle ilgiliydi. İstiklal Harbi ile kurulan Türkiye, Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle farklı bir idare yapısına gitmiş; devleti meşruiyeti kendinden menkul bir elit sınıf idare ediyordu. Cumhuriyet idaresi, kısa tarihi boyunca pek çok darbe ve müdahalelerle “ulus – devlet kimliği”ni korumanın derdine düştü.
Türkiye'de fikir hareketleri, siyasal gelişmelerle iktisadi ve felsefi düşünceyi bir arada ele almaktan kaçınır. Elbette uluslararası sistem ile Türkiye'deki siyasallık bağlantılı olarak incelenmediğinden “geleceğe yönelik perspektif”ler üzerinde de durulmaz. Yasin Topaloğlu'nun Türkiye'yi Sarsacak 10 Gün kitabı bu bakımdan gelecek öngörüsüyle yazılmış, geçmişte yaşanan olaylar üzerine Türkiye'nin önündeki ihtimalleri sorgulayan bir kitap.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşık 12 yıllık Başbakanlığı büyük reformların hayata geçirilmesi kadar bir yönüyle de Türkiye'nin ulus devlet yapılanmasının sorgulanmasına imkân verdi. Topaloğlu kitabında Erdoğan'ın “medeniyet perspektifi”ne sahip siyasallığı üzerinde dururken, gelecek vizyonunu da genel Türk tarihinin, İslam coğrafyası üzerindeki etkinlik alanına göre kurar. Bu nedenle kitabın bölümlerinden biri “Türk ordusunun Kudüs'e girdiği gün” üzerinedir. Topaloğlu kitabında, Türkiye'nin gelecekte dünyada alacağı rolü teknoloji, ekonomi gibi sahalarda da göstereceği, milli yazılımımızın, Turan Yazılım'ın Microsoft'u satın alacağı öngörüsü / hayalini de kurar. Bu bakımdan kitaptaki on bölümden birini de, İstanbul'un 8.2 şiddetindeki bir depremle yıkılacağı öngörüsü oluşturur.
Tek Parti uygulamaları kadar sonraki yıllarda devlet elitinin dine bakışı, dini kontrol altında tutma girişimi, cemaat ve tarikatların “yeraltında” gelişmesini sağlamıştı. AK Parti iktidarında Erdoğan'a ihanet eden paralel yapı Yasin Topaloğlu'nun kitabında raporlar eşliğinde ele alınır. Bununla birlikte Türkiye'nin çetrefilli Alevilik mevzuu ile Kürt meselesinin halledilmesi de Türkiye'nin önünü açacaktır. Bu bakımdan biraz da fantastik kurguyla Öcalan'ın milletvekili olması, Alevi dedesinin Diyanet İşleri Reisi yapılması, ülkedeki kamburun anahtarı konumundadır. Aynı şekilde büyümenin, Microsoft gibi bir büyük ortaya çıkarabilmenin yollarından biri NATO ve AB gibi kuruluşlardan Türkiye'nin çıkmasıdır. Yine bir başka radikal karar da, Türkiye'nin İslam aleminin önderliğini üzerine alması, hilafet kurumunu yeniden işletilebilmesidir. Topaloğlu, ülkenin ve milletin yükselişini bu radikal kararlara bağlı olduğunu, bunu da hayata geçirebilecek liderin Erdoğan olduğunu düşünür. Erdoğan'ın, attığı temellerle bu dünyadan ayrılması, büyük Türkiye'nin doğuşudur aslında.
Türkiye'yi Sarsacak 10 Gün
Yasin Topaloğlu
Elips Yayınları
2015
270 sayfa
