|

Çalışan anne sendromu

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun “Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir” sözleri üzerine annelik, gebelik ve kariyer konuları gündeme geldi. Uzmanlar erken yaşta anne olmanın psikolojik ve tıbbi açıdan her yönüyle annenin risklerini azalttığını belirtirken, çalışan çocuklu anneler için de bazı psikolojik sorunlara dikkati çekti.

Yeni Şafak
04:00 - 8/01/2015 Perşembe
Güncelleme: 22:49 - 7/01/2015 Çarşamba
Yeni Şafak
AYŞENUR ASUMAN UĞUR - CAN SAĞLIĞI

Annelik yeri doldurulamayan, değeri ölçülemeyen, dünyadaki en güzel duygulardan biri. Çocuk yetiştirmek deyince de akla hemen annelik fonksiyonu geliyor. Bir bebeğin doğumundan, psikolojik ve fiziksel olarak birey olmasına kadar geçen sürede, annenin fiziksel olarak bakım veren ve aynı zamanda çocuğunu duygusal olarak besleyen yanları ile önemli bir yeri bulunuyor. Kadınlar farklı yaşlarda annelik duygusunu tadabiliyorlar. Bir annenin ileri yaşta ya da erken yaşta anne olmasının da anne ve çocuk için hem tıbbi açıdan hem de psikolojik açıdan bir takım avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Çalışan anne olmak ise farklı sorunlar doğuruyor. 


ÇALIŞAN ANNENİN SIKINTISI

Çalışan anne olmanın iki kişilik yorulmak olduğunu söyleyen Psikolog Rukiye Karaköse, “işyerindeyken annenin aklı evinde kalabilir annenin eksik ve yetersiz annelik yaptığına ilişkin suçluluk duyguları geliştirebilir. Bu durumda 
da anne çocuğunun ilk adımlarını, ilk kelimelerini kaçırmanın yaşattığı mahrumiyet duygularıyla başa çıkmaya çalışır” şeklinde çalışan çocuklu annelerin yaşadığı içsel sıkıntılara dikkati çekiyor. Çalışmayan annelere gelince. Çalışmayan annelerin de ayrı bir baskı altında olduğunu vurgulayan Psk. Karaköse, “günümüzde her kadın ‘mutlaka maaşlı bir işe girmeli ve para kazanmalı’ymış gibi bir dayatmayla karşı karşıyayız. Kendi seçimiyle evinde kalıp çocuğuyla mutlu ve huzurlu olsa bile evdeki anne de zaman zaman kendini sanki ‘hiçbir iş yapmayıp boş oturan’ biri gibi hissedebildiğini” söylüyor.

İDEAL ANNE  YOKTUR

İdeal anne yoktur, yeterli anne vardır. En iyi ve yeterli anne ruh sağlığı yerinde olan annedir.

Peki annelik bu kadar sorumluluk isteyen bir durumken, annelerin ruhsal olarak sağlıklı olmaları için annenin etrafındakilere ne gibi görevler düşüyor? Duygusal olarak beslenmeyen bir kadının sürekli verici olmasının çok kolay olmayacağını söyleyen Psk. Rukiye Karaköse şöyle devam ediyor: “

“Çocuğun rahatsız insana iyi geleceği düşünülse de çocuk demek yeni bir sorumluluk demektir. Ruh sağlığı bozuk bir anne çocuğa yeterli sabrı ve özeni göstermeyebilir. Annenin eşiyle sevgi ve saygıya dayalı sağlıklı bir ilişkisinin olması da önemlidir".

Yumurtalık rezervinize baktırın

Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar geç yaş gebeliğindeki risklerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Bir kadın yaşı kaç olursa olsun çocuk yapmayı erteliyorsa yumurtalık rezervinin ne durumda olduğuna baktırmalıdır. Bir kadının sadece 30’ların sonu ve 40’lı yaşlar değil, 20’li ve 30’lu yaşların başında da yumurta rezervi düşük olabilir. Rezervi olsa bile yumurtalar döllenmeyi sağlayacak kadar kaliteli olmayabilir. Yumurtalık rezervi ve erkeklerde de sperm sayısı son yıllarda azaldı. Bunlar hep gebeliği riske sokan durumlar arasında". 


İleri yaş gebeliği daha riskli

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İlknur Aköz tıbbi açıdan erken yaşta anne olmanın avantajları hakkında şunları söylüyor: “35 yaşından sonra down sendromlu bebek doğurma riski yüzde 1’den yüzde 5’e çıkıyor. İlerleyen yaşlarda kadının metabolik başka bir takım rahatsızlıklarla karşılaşma oranı yüksek olduğu için gebelik sırasında anne adayı bir de metabolik hastalığı ile ilgili sorunlarla uğraşmak durumunda kalıyor. Tabii doğumdan sonra bu metabolik hastalıklarla uğraşırken bir yandan çocuk büyütmenin de bazı zorlukları olabiliyor."


Helikopter anneler

Kariyer yapan hem de çok iyi anne olmaya çalışan süper ya da helikopter anneler olarak tanımlanan annelerin durumları ile ilgili Rukiye Karaköse şunları söylüyor: “Bu tarz anneler her şeye yetişmeye çalışırken aynı anda iki kişilik yorulurlar. Ne yaparlarsa yapsınlar genellikle hep yarım ve eksik hissedebilirler. Çocuğuyla ilgili aktivitelerini planlayıp hem de işyerinde çok başarılı bir kadın olma çabası içindedirler. Çalışan anneler, çocuksuz-erkek meslektaşları karşısında hep dezavantajlı bir konumdalar. Bir  iş toplantısında çocuğunun dişçi randevusuyla uğraşmak ya da bebek ateşlendiği için işten erken çıkmak zorunda kalabilirler. İş dünyasında böyle ‘istisna’lar sık olursa hoş karşılanmaz. Bunun sonucu  bitmeyen bir koşuşturma ve hiç kimseyi memnun edememe hissidir. Her ne kadar her iki alanda da başarıyı yakalayan kadınlar olsa da çoğunluk için bu durum erişilmesi zor bir nokta." 

#Rukiye Karaköse
#Annelik
#Çalışan anne
9 yıl önce