|

Can kadar yakın Çin kadar uzak

Mazisi eskilere kadim Çin şiiri, Türk okurunun pek de bildiği bir alan değil. Son yıllarda sayısı artan karşılıklı çeviriler sayesinde iki ülke arasındaki edebi etkileşim de yükselme eğiliminde. Dergâh Yayınları’ndan çıkan “Çiçek Olmayan Çiçek” bu alana katkı sağlıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 суббота
Güncelleme: 20:01 - 11/11/2016 пятница
Yeni Şafak
GÜLŞAH SANİN


Türkiye'de yaklaşık 150 yıldır Batı şiirinden çeviriler yapılıyor. Bu uzun çeviri serüveninin bir sonucu olarak hem Batı şiirini hem de Batılı şairleri iyi tanıyoruz. Rus edebiyatı ile ilişkimizde de benzer bir durum söz konusudur. 20. yüzyılın başından itibaren Rusya'dan birçok çeviriler yapıldı ve bu ülkenin edebiyatı hakkında azımsanmayacak bir birikime sahip olduk. Ancak Uzak Asya'nın edebiyat faaliyetlerini pek çok sebepten ötürü istenilen ölçüde takip edemiyoruz; yapılan az sayıda çeviri de aradaki uzaklığı telafi etmeye yetmiyor. Pakistan deyince İkbal'i, Hindistan deyince Tagore'u, Çin deyince de Konfüçyüs'ü biliyoruz daha çok. Oysa Çin şiirinin binlerce yıllık bir geçmişi var ve dünyanın şiir formu içerisinde bir araya getirilmiş ilk ciddi metinleri Çin'de ortaya çıktı. Çin şiiri, Türk okurunun ruh kumaşına da hitap eden bir şiirdir; Asaf Hâlet Çelebi'nin dediği gibi “Can kadar yakın Çin kadar uzak.”



TABİATIN ORTASINDA



Kuşkusuz Çin şiirine ve edebiyatına bütünüyle yabancı değiliz. Her iki ülkenin edebiyatları arasında yapılan karşılıklı çeviriler tanışmanın kapısını aralamış gözüküyor. Örneğin, Çin'de Yaşar Kemal'in İnce Memed'i, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'u, Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları çevrildi. Türkçede de hem Çin romanından hem de Çin şiirinden çevirilerin sayısı gittikçe artıyor. Çiçek Olmayan Çiçek adıyla dilimize aktarılan kitap, bu tanışma serüvenin son örneği. Klasik Çin şiirinin en önemli şairlerin biri olan Bai Juyi'nin şiirlerinden seçilerek hazırlanan kitabı dilimize Engin Yurt kazandırmış. Engin Yurt, kitap için hazırladığı önsözde bugüne değin Çin şiirinden yapılmış çeviriler hakkında da okuru bilgilendiriyor. Şimdiye dek Çin şiirinden şu çeviriler yapılmış: Muhaddere Nabi Özerdim'in hazırladığı Çin Şiirleri; Talat S. Halmân'ın hazırladığı Eski Uygarlıkların Şiirleri' ndeki “Çin Şiiri” bölümü; Ataol Behramoğlu ve Özdemir İnce'nin hazırladığı iki ciltlik Dünya Şiir Antolojisi 'nin ilk cildinde yer alan “Çin Şiirleri”; Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi'nden çıkan Klasik Çin Şiirinden Seçmeler ve Ülkü Tamer'in çevirdiği, Ezra Pound'un Çin şiirleri seçkisi Cathay.



Dilimizdeki mevcut çevirilerden kadim Çin şiirinin yöneldiği konular hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Birer haiku olmayan ama haiku tadı taşıyan bu şiirlerde, imparatorun uzaklara gönderdiği askerlerin memleket hasreti; bir han odasında evini düşünen tüccarların duyguları; kocasını uğurlarken ırmak boylarına bakarak hüzünlenen kadınlar; eski bir dostun mezarını ziyaret edince akla gelen hatıralar ve tabiatla insanın kurduğu ilişkinin türlü hâlleri âdeta resmigeçit yapar. Bai Juyi'nin “Çiçek Olmayan Çiçek” adı altında toplanan şiirlerinde de Çin şiirinin bu ana temalarına sıkça rastlıyoruz. Bai Juyi, kimi şiirinde tabiatın tam ortasındadır; nehir kenarında, dolunayda bir mola yerinde, kırlangıç evinde… Kimi şiirinde, sürgüne giderken geçtiği yollarda… Kimi şiirinde ise, bir 'an'ın ortasındadır. Şair, izlenimciliğe yakın bir ruh hâliyle, tabiatla olmayı tercih eder. Her anının tabiatla ve tabiata ait unsurlarla bir ilişkisi vardır. Çiçek açmış yerler, Bai Juyi'nin gözlerini kamaştırır. Baharın iz bırakmadan gidişi ise onu üzer.



Bai Juyi, Klasik Çin şiirinin en önemli şairlerinden biri olarak kabul ediliyor. Sayısı üç bine ulaşan şiirleri, onun bu yola adanmış ömrünün de bir kanıtı. Bai Juyi sadece Çin'de değil, Çin'e yakın komşu coğrafyalarda da sevilen bir şairdir. Örneğin, Japonya'da Heian döneminde devlet bünyesinde görev alan kadınların Çince bilmesi veya Japon kültürü ve yazısı dışında edebî eserlerle ilgilenmesi toplumda hoş karşılanmamasına rağmen, Bai Juyi'nin şiirleri kadınlar arasında ilgi görmüş ve okunmuştur. Öyle ki onun şiirleri, dönemin imparatoriçesine dahi ulaşmıştır. Birçok Tang dönemi şairi öldükten sonra ün kazanmış olmasına rağmen, Bai Juyi daha yaşarken ün kazanmıştır.



Tang Hanedanlığı'nda bazı bilginlerin önceki yaşamlarını görme yetisine sahip olduğu düşünülürdü. Bai Juyi de bu gücünün farkındadır: Ünlü şair Wang Wei, geçmiş yaşamında bir ressamdı. Ben de, ne zaman önceki yaşamımı görebilmek için meditasyon yapsam, kaderimin bozulmaz bir şekilde şiirle iç içe olduğunu görüyorum, der.



YUEFU ŞİİRİNİN MANİFESTOSU



Bai Juyi, Yuan Zhen ve şair arkadaşları, 815 senesinde tarihin ilk manifestolarından birini yazarlar. Bu manifestoda, daha çok asillere ve seçkinlere yönelik olan Yuefu şiir türünü, yapısını ve içeriğini pek değiştirmeden yeniden ele alıp sadeleştirerek halktan daha çok insana ulaştırdıklarını söylerler. Bu çabaları Yuefu şiiriini anlaşılabilir ve erişebilir kılmıştır. Yani bu şiir türünde 'doğallık' hâkimdir. Sözleri 'sıradan'dır. En az kelimeyle, en fazla olanı anlatma amacı güderler. Onlar, Klasik Çin şiirini imgeye feda etmezler. “Yazdıkları her bir şiir, kendi içinde 300 anlama sahiptir. Konuları samimi ve dürüsttür. İster asiller, saray mensupları ve köylüler, isterse günlük şeyler hakkında olsun, her bir şiir gerçek hayattan gelir, edebî biçimin alışıldık ölü düzeninden değil.” Bai Juyi ve Yuan Zhen şiirlerinde birbirlerini sık sık övmüşler, sürgüne gönderildiklerinde kendi şiirlerini ve arkadaşlarının şiirlerini yol üzerinde bulunan hanların ve köprülerin üzerine yazmışlardır.



Çiçeklerin altında içiyoruz,



bahardan kalan derdimizi unutalım diye;



İçerken elimde tutmak için



bir bahar dalını koparıyorum,



Uzaklara, çok uzaklara gitmiş olan



arkadaşımızı düşünürken;



Sayıyoruz geçen günleri,



Liangzhou'ya ulaşmış olmalı bugün.



Türkiye'de Kadim Çin şiirinden 8. yüzyıl şairleri Li Bai ve Du Fu'yu biliyorduk. Özellikle Ülkü Tamer'in Ezra Pound üzerinden çevirdiği Cathay (eski Avrupalıların Çin'e verdiği ad), eski Çin şiirini tanımamıza ve hatta hayran olmamıza vesile olmuştu. Dergâh Yayınları'ndan çıkan Çiçek olmayan Çiçek de hem 772-846 yılları arasında yaşamış Bai Juyi'yi bize tanıtıyor hem de eski Çin şiirine ilgi alanımızı genişletiyor.







• • •


Çiçek Olmayan Çiçek


Bai Juyi


Çev. Engin Yurt


Dergâh Yayınları


2016


104 sayfa



#Çin şiiri
#Çiçek Olmayan Çiçek
#Bai Juyi
7 лет назад