|

'Çeşmi cihan' sizi bekliyor

Eski bir kartpostalda, "benzerine az rastlanır doğa güzelliği, ılık yaz mevsimi, plajları, çevre koyları, eski eserleri ve ağaç çekiciliği" ile övülen ve keşfedilmeyi bekleyen tarih olarak "uyuyan prenses"e benzetilen Amasra, turizm bakımından adeta bir uyanış yaşıyor.

Yeni Şafak
23:00 - 25/08/2001 Cumartesi
Güncelleme: 20:44 - 30/04/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Türkiye'de "turizmin ilk başladığı yer" olarak bilinen Amasra, yıllar süren suskunluğunun ardından, turizmde yeniden keşfedilmenin tadını çıkarıyor. Fatih Sultan Mehmet'in, Trabzon'u fethinin ardından İstanbul'a dönerken yeşilin maviye karıştığı kenti, Bakacak tepesinden gördüğünde, beyaz atının üzerinde doğrulup, "Lala, çeşmi cihan (dünyanın gözü) burası mı ola?" diye sorduğu Amasra'nın turistik kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Karadeniz'in her tonuyla yeşil dokusu ve koyu maviliğiyle gözleri kamaştıran bir ortamda; sokaklarında dolaşırken tarihin peşinizi bırakmadığı Amasra, Türkiye'de "turizmin başladığı yer" olarak biliniyor. 1940'lı yıllarda ev pansiyonculuğu ve çadırlı kampçılığın geliştiği ilçe, 1950-1965 arasında Türkiye'nin en çok turist çeken yeri oluyor; ancak Akdeniz ve Ege kıyılarına ulaşan karayollarının gelişmesiyle bu önemini yitiriyor. Geçen yıl 2 bin 270'i yabancı, 118 bin 320'si yerli olmak üzere 120 bin 590 turistin geldiği ilçeyi bu yılın ilk altı ayında 2 bin 650'si yabancı, 51 bin 123'ü yerli olmak üzere 53 bin 773 turistin ziyaret etmesi de bu uyanışa tanıklık ediyor. Edinilen bilgiye göre, 10 yıl önce 4 otel ve birkaç pansiyon bulunan Amasra'da bugün 12 otel, ilçeye gelen konukları ağırlıyor ve inşaatı süren 4 otel de, ev pansiyonculuğu da olmasa yer bulmanın imkansızlaşacağı ilçenin konaklama kapasitesine katılmaya hazırlanıyor. İnşaatı süren 4 otel arasında, Amasra Belediye Başkanlığı ve Bartın İl Özel İdaresinin ortaklaşa yaptıkları 72 yataklı olacak bir otel de bulunuyor. Bu arada, 1950 yılında hizmete giren ilçenin ilk oteli "Paşakaptan Oteli" nin yıkılıp yerine yeni bir otel yapılacak olması, Amasra'daki değişimin bir göstergesi olarak nitelendiriliyor.



Amastris'in gizemi


Persli Prenses Amastris'in yeniden kurarak adını verdiği kent, milattan önce üçüncü yüzyıla kadar "Sesamos" olarak biliniyor. M.Ö 12. yüzyılda Fenike, 8. yüzyılda Milet kolonisi, 306-288 yılları arasında Synoikisnos site devletinin başkenti, Roma ve Bizans dönemlerinde (M.Ö 70 ve M.S 395-1460) Paflagonya eyaletinin merkezi, 1261 yılından sonra da Cenevizler'in yaşadığı topraklarda hala o uygarlıklara ait çeşitli eser ya da kalıntılara rastlanıyor. M.Ö 306 yılına kadar Sesamos adıyla anılan ilçeye adını veren Prenses Amastris döneminde Amasra'da görkemli evler ve köşkler yapılmış. Roma İmparatoru Claudius (M.S 41-54) ise kenti, Tekkeönü (Kromna) üzerinden Sinop'a (Sinope) bağlı Bartın (Parthenia) üzerinden de Filyos'a (Tios) bağlayan karayolu ağına ve Kale, Bedesten, Tiyatro, Hamam, Yol Anıtı, Antik mezarlık gibi mimari yapılara kavuşturmuş. 13. yüzyılda Cenevizler'in eline geçen Amasra, ticaret üssü olarak kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet 1460'ta kenti fethettiğinde bir kiliseyi camiye çevirmiş, Eflani kalesindeki halkı Amasra'ya getirmiş, Amasralılar'ın bir kısmını da İstanbul'a göndermiş. Amasra Osmanlılar döneminde kadılık merkezi olmuş.


#Amasra
#Prenses Amastris
#Turizm
23 yıl önce