|

Çocukluk insanın anavatanı

Çocukluk çağındaki yaşanmışlıklar insan hayatını ciddi oranda etkiliyor. Tabii bu pencereden bakıldığında çocukların gelecekteki yaşantısını şekillendiren en önemli unsurun aile olduğunu söylemek mümkün. Erişkinlikte de bunun farkına varmak güç olabiliyor. Farkına varıldığındaysa uzmanlar kişinin çocukluğuna işte bu yüzden iniyor. Bu yönüyle çocukluğun insanın anavatanı olduğunu söylerken, söz konusu vatansa gerisi teferruat olabiliyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/10/2015 Salı
Güncelleme: 09:12 - 14/10/2015 Çarşamba
Yeni Şafak

Beyin hücrelerimizin çoğaldığı 0-2 yaş döneminde 5 duyuyla dünyayla ilgili algıladığımız her şey ciddi bir biçimde depolanıyor. 2-6 yaşta da dünyaya ve kendi benliğimize dair temel bilgileri öğreniyoruz. "Burası nasıl bir yer? Güvenilir mi? Annem ve babam beni seviyor mu? Değerli miyim? Kıymet veriyorlar mı? Ben de bir şeyler başarabilir miyim?" gibi soruların cevaplarını arıyoruz. Bu öğrenmelerin kalıcı olduğunu ve yerine kolay kolay yeni bir şey koyulamadığını söyleyen Psikolog Rukiye Karaköse şunları belirtiyor:



“Bu mümkün ama çok kolay değil. Zira çocukken öğrendiğimiz kendimize ve dünyaya ilişkin pek çok tutumumuz büyük oranda geçerlilğini koruyarak yetişkin hayatımızı şekillendiriyor. O yüzden biz psikologlar yetişkin hayatta aksayan bir şeyler görüldüğünde 'çocukluğunuza inelim' diyoruz.



Bizim ihtiyaçlarımız şekillendiriyor


Anne ve baba olarak dünyaya gelmiyoruz. Annelik ve babalık bizlere öğretilmiyor. Ama annelik ve babalığı görüyor ve gördüğümüz kadar öğrenebiliyoruz. Tabii bunu mizacımız da şekillendiriyor." Rukiye Karaköse şunlara dikkat çekiyor:


“Araştırmalara göre çocuğa olan davranışlarımızı aslında büyük ölçüde bizim ihtiyaçlarımız şekillendiriyor. Bizim de çocukken yaşadığımız ve öğrendiğimiz pek çok şey yetişkinlik hayatında bizim temel verilerimiz olarak bir yerde kayıtlı ve sık sık biz onlara başvuruyoruz. İşte söz konusu bizim de çocuğumuz olunca çocuklukta onunla olan iletişim ve ilişkimiz ne kadar iyiyse çocuk ruhsal ve sosyal olarak daha sağlıklı bir birey olarak hayatını sürdürebiliyor."



Eğitilirse ana ve babalar Eğitilmiş doğar tüm çocuklar


Anne ve babanın çocuğu ile sorunlu ilişkileri olduğunun en önemli göstergelerinden birinin de anne ve babanın kendi içine dönmesi, kendi dünyasındaki sorunlarla mücadele etmesi olduğuna vurgu yapan Rukiye Karaköse “İşte bu durumlar anne ve babanın çocuğuyla gerçek anlamda ilgilenmesine engel olacaktır. Ebeveyn, çocuğuna baksa da onu pek göremez ve okuyamaz" diyor ve devam ediyor:



"Anne ve baba kaygılıysa, eşi ve işiyle ilişkilerinde ciddi problemleri varsa bunları çözmeden sağlıklı ebeveyn olmak ve çocuğu gerçek anlamda görmek ve anlamak güçtür. İyi çocuk yetiştirebilmek için anne ve babanın temel sorunlarını en azından temel düzeyde çözmesi gerekir. İlerleyen yaşlarda 'Ben büyürken annemin bitmeyen bir depresyonu vardı. Babamla da sorunları vardı ve beni görecek durumda değildi. Gözümdeki pırıltının söndüğünü görmesi gerekirdi' diyen yetişkinlere rastlıyoruz. Bu açından ebeveynlik düşündüğümüzden biraz daha zahmetli aslında."






#Beyin hücreleri
#Çocukluk
#Rukiye Karaköse
9 yıl önce