Bugüne kadar Japonya başta olmak üzere ABD, İtalya, İsviçre, Almanya, Rusya gibi ülkelere turneler düzenleyen Japon geleneksel davul sanatının dünyaca ünlü temsilcisi Ondekoza davul grubu, geçtiğimiz hafta Türkiye'de peş peşe sahne aldı. Japonya İstanbul Başkonsolosluğu ve Daikin Türkiye’nin katkılarıyla Bursa, İzmir ve İstanbul'da gösterilerini gerçekleştiren Ondekoza, geleneksel davulları olan "taiko"yu dünyaya tanıtıyor. Kendilerine has ritimleri ve dans performanslarıyla göz dolduran ekibin daimi üyeleriyle bir araya gelip keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Grubun en yaşlı üyesi olan Seizan Matsuda aynı zamanda Ondekoza'nın şefi. Matsuda, "Bizim müziğimiz dünya müziğine göre gürültülü ama barış için çalıp terörün sesini bastırmaya çalışıyoruz" diyor.
Ondekoza ile tanışmasının 25 sene öncesine dayandığını söyleyen 60 yaşındaki Matsuda, misafir sanatçı olarak çalıştıktan sonra gruba dahil olmuş. 16 sene önce de Ondekoza'nın kurucusu vefat edince şefliği üstlenen müzisyen, "Türkiye'ye bu ikinci gelişimiz. Japonya ile Türkiye geçmişten beri iki dost ülke. Biz grup olarak konserler verirken, ülkelerin kültürleri olarak birbirimizle etkileşim içine giriyoruz. Türkiye ile Japonya'nın arası geçmişten beri zaten çok iyiydi. Japonya'nın siyasi ilişkilerinin kötü olduğu ülkelerle de kültürel anlamda iyi ilişkilerle devam etmek istiyoruz. Çünkü biz sanatçı olarak enstrümanlarımızı barış için kullanıyoruz. Dünyanın barış konusundaki suskunluğuna müziğimizle tepki verip aşmak istiyoruz. Gösterilerimiz bunun için bir dua gibi geçiyor" ifadelerini kullanıyor.
Grubun belli sayıda üyesi olmadığını söyleyen Matsuda, "Şu an 7 kişiyiz. Ekibe dahil olmak isteyenleri alıyoruz. Önceden 15 yaş üstü herkesi alabiliyorduk şimdi 18 yaş üstü sınırı getirdik. Grubumuzda bulunmak için herkesin Japon olması gibi bir şart da yok, girmek isteyen herkes gelebilir. Bir tane Amerikalı bir tane de İtalyan üyemiz var. Uluslarası bir grup olmaya başladık.
Japon geleneksel davul sanatının dünya müziğine göre biraz gürültülü olduğunu ifade eden Matsuda, "Biz belli notalara göre çalmıyoruz. Bu yüzden gereksiz armoni var. Biz bundan rahatsız olmuyoruz. Bu sesler bizim kültürümüz, Japonya'nın sesi. Ondekoza'nın genel disiplini din, dil, ırk ayrımı yapmadan her şeyi kabul etmek. 2 yıl önce Tükiye'ye gelip gittikten sonra burada büyük bir terör olayı yaşandı. Bizim amacımız terörürün sesini davullumuzla bastırmak. Davullarımızın hepsi geleneksel entrümanlarımız. 20 adet davulumuz var. Davulları taşımak çalmaktan daha zor ama bundan hiçbir şekilde gocunmuyoruz. Antreman olarak görüyoruz" diyor.
Seizan Matsuda'dan sonra grubun en eski üyesi 45 yaşındaki Takahiro Yoshida. Matsuda ile 23 senedir Ondekoza'da çalışan Yoshida, "Ondekoza benim hayatımın tamamı. İş ve özel hayat ayrımı yapamıyorum artık. Çünkü ekiple birlikte aynı yerde yaşıyoruz. Aynı yerde sırayla yemek yapıp beraber yiyoruz. Beraber antreman yapıyoruz. Artık bir aile gibiyiz. Küçüklüğümden beri davulu çok seviyorum. Öğrenciyken de hayatımın bundan sonrası davul ile geçirmeye karar verdim ve de öyle oldu" diyor. Programlara hazırlık için kaslarını güçlendirmek amacıyla her sabah koştuklarını anlatan Yoshida, "Kaslarımızı güçlendirici spor yapıyoruz. Daha sonra eğitime başlıyoruz. Bu işi profesyonel olarak yapıyoruz. Başka bir meslekle ilgilenmiyoruz. Kareografilerini gün içinde doğaçlama belirleyip çalışıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
2011 yılında meydana gelen Büyük Doğu Japonya Depremi sonrasında tüm dünyadan gelen yardımlara teşekkür etmek amacıyla, Birleşmiş Milletler New York Genel Merkezi başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde konserler düzenleyen Ondekoza, davullarından dağılan sesle barışı duyurmaya çalışıyor. Özellikle gençler ve küçük çocuklarla bunu başarmak istediklerini belirten Seizan Matsuda, "2010 yılından beri Japonya başta olmak üzere gittiğimiz ülkelerde çocuklarla bir araya gelip atölye çalışmaları yapıyoruz. Kongo'nun 50. yılı için 32 evsiz Afrikalı çocukla atölye sonrası sahneye çıktık. Güney Afrika'da da bir yetimhanede AİDS hastası çocuklarla güzel vakit geçirdik. Böylece her gittiğimiz ülkede dezavantajlı çocuklarla bir araya gelerek düyanın bütün renkleriyle bir oluyoruz" diyor.
