|

Deprem, Ekvador ve gerçekçilik

Türk dizilerinin biri bitiyor biri başlıyor ama Latin Amerika’da etkinlikleri azalmıyor. Türkiye’nin, kıtaya yönelik ilgisini gerçekçi ve pratik bir zemine oturduğu sürece gücü de artacaktır.

Yeni Şafak
03:00 - 16/05/2016 Pazartesi
Güncelleme: 19:12 - 15/05/2016 Pazar
Yeni Şafak
illüstrasyon: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
illüstrasyon: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
-DOÇ. DR. MEHMET ÖZKAN

KOLOMBİYA

LATİN AMERİKA GÜNLÜĞÜ


16 Nisan 2016 tarihinde Ekvador'un batı sahillerini güçlü bir deprem vurdu. Depremin şiddeti aslında 7.8 gibi yüksek olmasına rağmen nüfus yoğunluğu az olduğundan 800 civarında insan hayatını kaybetti. Her depremde olduğu gibi burada da sayıları 30 bini bulan insan evlerini kaybetti, eğitim durdu ve hayatın yeniden başlaması için ciddi bir zamana ihtiyaç var.



Geçen haftayı depremin etkilerini yerinde izlemek ve değerlendirmek için Ekvador'da geçirdik. Hem Türkiye olarak hem de TİKA olarak neler yapılabilir diye görüşmeler yaptık. Depremden hasar gören yerleri yerinde inceleme şansımız oldu. Bir kez daha gördük ki depremde en önemli şey psikolojik motivasyon. Bu herkes için nasıl sağlanır bilmiyorum ama Ekvador'da deprem bölgesinin en güçlü olduğu yerlerden olan Portoviejo şehrinde motivasyon sağlayıcılardan bir tanesi de Türk dizileri.



TÜRK DİZİLERİ REVAÇTA

Latin Amerika Türkiye son dönemde ciddi şekilde Türk dizileri üzerinden biliniyor. Kolombiya ofis için ev bakarken, Peru'da ikindin bir kafede kahvenizi içerken ya da geçen hafta olduğu gibi deprem bölgesini ziyaret ederken insanları Türk dizilerini izlerken görebilirsiniz. Bu aralar “Bin Bir Gece” dizisi artık bittiği için “Fatmagül'ün Suçu Ne?” insanların en çok izledikleri dizi. Hatta bazı ülkelerde birkaç diziyi aynı anda yayına veriyorlar. Ekvador'da konuştuğum insanlar Türk dizisiyle aynı saatte başlayan ünlü aktörlerden oluşan yeni bir dizinin bile başarılı olamadığını söylüyorlar.



Deprem bölgesindeki bir kampı ziyaret ettikten sonra akşam bir dükkanın önünde dinlenme modundayken, ilk dikkatimi çeken şey ailenin tam bir dikkatle Türk dizisini izliyor oluşuydu. Biz kendi aramızda muhabbet ederken, bir taraftan da dizi bitti. Diziye bütün her şeyi ile dikkat kesilen ellili yaşlardaki teyzeyle depremin nasıl olduğunu sorarak konuşmaya başladık. O korkunç tecrübeyi anlattıktan sonra, konu diziye geldi. Dizinin kendileri için motivasyon olduğunu ve bazen diğer haftayı beklememek için internetten baktığını özellikle vurguladı.



ZİHİNDE YER EDİNEN TÜRKİYE İMAJI

“Dizilerde ne var ki bu kadar çok izleniyor,” diye sorduğumda, teyzenin cevabı çok netti: çok gerçekçi. Hangi yaş grubunun daha çok dizileri izlediği üzerine konuştuğumuzda ise kendi yaşlarındaki insanların izlediğini fakat gençler arasında çok büyük yer bulmadığına iç geçirdi. Kendimin Türk olduğundan bahsedince konu çok farklı bir boyuta taşındı. Ellili yaşlarda, eviyle dükkanının birleştiği küçücük mekanda yaşanan bu teyzeyle, dizideki mekanlardan, Türk kültürüne; aktörlerden onlara insanların bakışına kadar birçok konu açılmış oldu. Teyzenin Türkiye'ye gitme şansı büyük ihtimalle hiç olmayacak, fakat Türk kültürüne ve dizilerin oluşturduğu izlenim hep zihninde kalacak. Deprem bölgesindeki konuşmalarda Türkiye'den gelen AFAD yardımına çok müteşekkir olduklarını yakinen gördük. TİKA'nın orta ve uzun vadede neler yapılabilir sorusuna cevap aramak için Ekvador'da varlığı, ülkede dizilerden oluşan algıya başka bir gerçeklik vermiş oldu.



Gezi marjından birçok toplantı oldu. Arazide yardımları koordine eden bakan yardımcılarından birisi Türkiye'nin kampa bağışladığı iki tuvalet konteyneri sonrası kendilerinin de bu şekilde yapmaya başladıklarını söyleyerek söze başladı. Önceden ihtiyaç ve banyo sorununu nasıl çözeceğiz diye çok düşünmüşler. Fakat Türkiye'nin deprem bölgesine desteği gelince o artık sıradan bir bağışın ötesinde, bir model olmuş.



MODEL VE DESTEK ÜLKE

Ekvador bizim 1999 yılında depremde yaşadığımızın küçük bir versiyonunu yaşıyor ama 16 milyonluk nüfuslarını ve kapasitelerine bakınca bu yine de onlar için büyük bir problem. Türkiye'nin deprem ile ilgili tecrübesinden yararlanmak istiyorlar. Özellikle Türkiye'nin o deprem süreci ve sonrasındaki yeniden yapılanmayı nasıl koordine ettiği, nasıl yönettiği konusunda desteğe ihtiyaçları var. Zarar gören evleri inceleyecek ekipleri bile çok az. Bu gidişle en az iki ay zarar gören evlerin durumunu tespit etmeleri gerekecek. Bu konuda Türkiye'nin desteğinin önemli olduğunu vurguluyorlar.



KİTO-İSTANBUL BAĞLANTISI

Ekvador'un başkenti Kito, Latin Amerika'da kolonyal mirası en iyi koruyan şehir. Diğer başkentlere göre çok daha güvenli ve geceleri şehir merkezinde yürünebilir. Kito ruhu olan bir şehir. Dünyanın en yüksek başkenti olmasına rağmen insani rahatlatan ama aynen İstanbul gibi kendisine aşık ettiren bir yanı var. Göçmenlere olan açıklığı, ülkenin altyapısını güçlülüğü ve en önemlisi nazik insanlarını düşününce, bu küçük ama şirin ülkeyi her gelişimde daha fazla sevmeye başladım. Latin Amerika hayali kuran ve farklı bir tecrübe edinmek isteyenlere rahatlıkla tavsiye ederim.



Tek isteğim şu: kıtadaki her tür ilişkide kurmaya çalıştığımız gerçekçi ve pratik olma öğe ve algısına zarar verilmesin. Gerçek Türkiye de bu zaten. Ekvador deprem konusunda Türkiye'nin 'gerçekçi' desteğine hala muhtaç. Gönüllü olmak isteyenlerden gençlerden ilgili kurumlara kadar herkes bu sürece destek versin ve Türkiye'nin Latin Amerika'da derinleşme süreci devam etsin.



#Ekvador
#Deprem
#Latin Amerika
8 yıl önce