|

DNA'ya göre kanser tedavisi

En korkulan kanser türlerinden akciğer kanseri uzmanlara göre ilerleyen dönemlerde kronik bir hastalık haline gelecek. Uzmanlar, immüno- onkolojik (vücudun kendi bağışıklık sistemini aktive ederek kanser hücrelerini yok etmesi) yöntemlerle tedavilerde yüksek başarı gösterilebileceğini söyledi. Konuyla ilgili konuşan Prof. Dr. Başak Uluç, " DNA'daki hasar mekanizmalarını daha iyi anlamamızla artık kişiye özgü tedaviler vermeye başladık" dedi.

Yeni Şafak ve
09:58 - 4/02/2016 Perşembe
Güncelleme: 08:31 - 4/02/2016 Perşembe
Yeni Şafak

Bugün Dünya Kanser Günü. Kanser, dünyada ve ülkemizde ölüm sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemi. Uzmanlar, kanserin kontrolü ve önlenmesi konusunda acil tedbirler alınmaz ise sıklığı ve etkileri açısından, özellikle gelir düzeyi düşük ülkeler basta olmak üzere pek çok ülkede vahim durumlar ortaya çıka

bileceği konusunda uyarılarda bulunurken, "İmmüno- Onkoloji Derneği", "Türk Akciğer Kanseri Derneği", "Türk Tıbbi Onkoloji Derneği" ve "Türk Toraks Derneği" 'Akciğer Kanseri Yol Haritası'nı çıkardı.



Dört dernek tarafından hazırlanan "Akciğer Kanseri Yol Haritası" kapsamında yapılan araştırmada, Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı'nın 2012 yılı verilerine yer verildi. Buna göre, akciğer kanseri erkeklerde en sık, kadınlarda ise beşinci sıklıkta görülen kanser türü olurken, erkeklerde tüm kanserlerin yüzde 21,8'ini, kadınlarda ise yüzde 4,9'unu oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, akciğer kanseri tüm dünyada, yıllık 1,2 milyon yeni olguda, tüm kanserler arasında yüzde 16,7 oranıyla erkeklerde en sık rastlanan kanser olma özelliği taşıyor. Küresel Yetişkin Tütün Araştırması sonuçlarına göre, tütün kullanımında 2008 ve 2012 yılları arasında azalma olduğu, 2008 yılında yüzde 31,2 (16 milyon) olan kullanımın 2012 yıllında yüzde 27,1'e (14,8 milyon) gerilediği görülüyor. Araştırmaya göre, birinci derecede yakınlarında akciğer kanseri bulunan hiç sigara içmemiş kişilerde, akciğer kanseri gelişme riski 2.7 kat fazla. Erken evrede tespit edilenlerin beş yıl sağ kalım oranı ise yüzde 70.



Uzmanlar araştırmaya göre, akciğer kanserinin henüz şikayete sebep olmadığı, kişinin doktora başvurma ihtiyacı duymadığı "Çok erken" dönemde yakalanabilmesi için bilim dünyasının çaba sarf ettiğini söylerken bitkilerle tedaviler için de uyarılarda bulundu. Ayrıca immüno-onkolojik ilaçlar sayesinde kanserin ileride kronik bir hastalık haline gelebileceğini söyleyen uzmanlar, "Yeni ilaçların bu sene içinde onaylanacağını düşünüyoruz" dediler.



PAHALI AMA KANSER TÜMÖRÜNÜ DURDURUYOR


"Akciğer Kanseri Yol Haritası"nın açıklandığı toplantıda konuşan İmmüno- Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, "immüno onkoloji" denilen yöntemin, hiçbir alarm vermeden geçen kanser hücresini daha iyi tanıyabildiğini dile getirdi.



Son birkaç yıldır konuşulan yönteme ilişkin bilgi veren Çelik, yaptıkları çalışmalar sonucu akciğer kanserine yol açan tümörü ilk defa durdurabildiklerini söyledi. İmmüno onkolojik yöntemlerin farklı ve pahalı bir tedavi yöntemi olduğunu bildiren Çelik, şu an kullandıkları ajanların hiçbirinin ruhsatlı ve geri ödemeli olmadığını aktardı.



"BİZ KOBAY MIYIZ?" SORUSUNU SORMAYIN


Prof. Dr. Çelik, hastaların klinik çalışmalardan korktuğunu, "Biz kobay mıyız?" diye düşündüklerini ifade ederek, bir klinik çalışmaya ve erken erişim programına girmenin, ileri teknoloji ürünü bir telefonu kimse kullanmazken, bir-iki yıl önce kullanmakla aynı şey olduğunu anlattı.



Akciğer kanseri tedavisi gören hastaların, alternatif tedavi yöntemlerine yönelmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Çelik, "Benim hastam 2-3 ay tedavimi aksatıp, otlar, herbalistler, karışımlar, zakkum bulmak için oralara gitmelerle o kadar büyük bir vakit kaybından sonra hastalık ilerlemiş olarak bana dönünce, insan yaptığı emeklerin boşa gidip ve şurada konuştuğumuz ilaçlar kadar paranın şarlatanların cebine gitmesine insan ve hekim olarak dayanamıyorum. O adam o ilacı, bizim pahalı dediğimiz ilaçların birkaç kutusunu alır zaten herbalistlere verdiği paralarla" dedi.



Bu gibi durumların yaptırımının da olmadığını söyleyen Çelik, "(Doğum esnasında kan şekerine bakılmasın) diyen hoca ceza alıyor ve (Ben ceza almadım, bunu hala söylerim) deyip ortalıkta geziniyor. Bilime kafa tutan bir hoca bile ceza almıyorsa... Hastalar aslında bize inanmak istiyorlar ama onları yoldan çeviren bir medyatik yoğunluk var. Her gün televizyonlarda bizi seyretmiyorlar ki biz işimizde ve hastalarımızın başındayız. O programlar arasında ne olduğu belli olmayan toksit bir seri var ve o seri gerçekten de tüm bilgiyi değiştirebilecek bir etkide. Ben bilim insanıyım, benim yerim üniversite" değerlendirmesinde bulundu.



İLACA ERKEN ERİŞİM


Prof. Dr. Çelik, sözlerine şöyle devam etti:


Öyle bir aşamaya gelecek ki kanser kronik bir hastalık hale gelecek. İmmüno onkolojik yöntemler bunu sağlayabilecek. Keşke elimizde olsa da bu immüno- onkolojik ilaçları erken evrede teşhiste kullanabilsek. Buna benzer tedaviyi cilt kanserlerinde kullanabiliyoruz. Bir ilaç firmasının misafir erken erişim programı var. Bakanlık da bu ilaçlara her onkologun ulaşmasını uygun gördü. Her onkolog bu ilaçları verme hakkına sahip, özel bir ehliyet gerekmiyor. Bizim halkımızda bu ilaçları kullanmakta korku var. Ancak bu yıl içinde akciğer kanseri için de immüno- onkolojik ilaçların onayı gelecektir diye düşünüyorum. Şimdilik bu ilaçlar pahalı ama farklı firmalar da buna benzer ilaçları üretince ve piyasaya sürünce fiyatlar düşecektir.



İLAÇLA BAŞARI YÜZDE 80


Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Başak Oyan Uluç ise akciğer kanserinde uygulanan ilaç tedavisine değinerek, akciğer kanserinin sıklıkla ileri evrede karşılarına geldiğini, bu hastalarda tüm vücudu etkileyen ilaçlar kullandıklarını anlattı. Uluç, akciğer kanserinde tedavi seçeneklerinin 7-8 yıl öncesine kadar çok kısıtlı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:


"Akciğer kanserinin gelişim mekanizmalarını ve DNA'daki hasar mekanizmalarını daha iyi anlamamızla artık kişiye özgü tedaviler vermeye başladık. İleri evrede bir hasta karşımıza geldiğinde, akciğer kanserinin hangi tip bir akciğer kanseri olduğuna bakıyoruz, ilaçla hedefleyebileceğimiz bir mutasyonu varsa ona özgü ilaçlar veriyoruz. İlaçla tedavi hastalar için daha konforlu. Kemoterapiyle yüzde 30 yanıt elde ederken, ilaçla tedavide yüzde 70-80'lere çıkan yanıt oranları var."


#Akciğer kanseri
#Türk Tıbbi Onkoloji Derneği
#İmmüno- Onkoloji Derneği
#Prof.Dr. İsmail Çelik
#Prof. Dr. Başak Oyan Uluç
#immüno-onkolojik ajanlar
8 yıl önce