|

Dönüşüm sürecinde Müslümanca düşünmek

Yazar ve düşünür Abdurrahman Arslan günümüzde yaşanan tartışmalı konulara eleştirel bakış açısıyla bakıp yeniden yorumlamamızı sağlıyor. Arslan’ın röportajlarından oluşan ‘Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm’ ve ‘Dünyaya Müslümanca Bakmak’ modernlik, liberalizm, İslâmcılık, dünyevileşme, edep, ulus devlet gibi konuları anlama yolunda kılavuzluk ediyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 14/12/2016 Çarşamba
Güncelleme: 21:49 - 13/12/2016 Salı
Yeni Şafak
ERCAN YILDIRIM


2000'li yıllardan önce Müslümanlar siyasal konular, kısmen iktisat üzerine söz söylerken bunlardan çok daha fazla bir Müslümanın dünyada ne için varolduğunu, nasıl yaşaması gerektiğini tartışırlardı. Müslümanların bilhassa modern hayatta nasıl bir gündelik hayat yaşaması gerektiği, temel kaynakların yanında kıssalarla, menkıbelerle, modernist yorumlarla bol bol ele alınırdı. Modern hayatın da ötesinde “dünyada Müslüman varlığı” üzerine konuşan İslami kesim vardı. 2000'li yıllardan sonra İslami hayat yaşamaktan çok iktidarda “Müslümanların bulunması”nın getirdiği sorunlar üzerine yazılanlar ağırlık kazanır oldu. Haliyle İslami hayat yaşama teklifleri İslamcı iktidarı laiklerin önüne atmak manasına gelecekti. Sorunları, İslami olanı öne çekme kaygılarını bir süreliğine erteledik; hâlâ ertelemeye devam ediyoruz.



Abdurrahman Arslan'ın Beyan Yayınları'ndan çıkan iki söyleşi kitabı, Dünyaya Müslümanca Bakmak ve Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm işte tam da bu eşiği, eşikteki meseleleri, eşiğin iki tarafını ele alan konulardan oluşuyor. Asım Öz'ün titiz editörlüğünde Türk kültür hayatına kazandırılan kitaplar, İslamcılık açısından da verimli kaynak olarak görülebilir. Abdurrahman Arslan, 90'lardan 2000'lere taşıdığı tartışmaları kimi zaman yenilerken kimi zaman güncelleyerek Müslüman hassasiyetiyle yeniden ele alır. Abdurrahman Arslan'ın röportaj kitaplarında bizim içinden çıkamadığımız ve beka meselesini iliklerimize kadar hissettiğimiz 200 yıllık süreç, tartışmalar, çetrefilli mevzular ele alınır.



Arslan popüler yayınlarda ya da haber kanallarında gözükmese bile çağdaş kanalları kullanan bir aydın olarak aktüaliteyle fikriyatı bir arada kullanarak yorumlar geliştirir. Müslüman düşünme bu açıdan temel metodudur. Bilhassa 1980'li yıllarda üzerine titrenilen Müslümanca düşünme konusu Arslan'da hâlâ etkinliğini korur. Bu açıdan enteresandır, modernlik tartışmalarını da yürütür. 80'lerin ortasından 2000'li yıllara kadar İslamcıların entelektüel platformlarında başta gelen konulardandı modernite sorgulaması. Modernliği aşma ve uyum gibi iki farklı boyut üzerinden Meşrutiyet İslamcılığının da temel kaygısı hal yoluna konulmaya çalışılırdı. 90'lı yıllarda İslamcıların modernlikle ilişkide neoliberal İslamcılığın temel kavramları, birlikte yaşama, hoşgörü, ötekileştirmeme ve çokkültürlülük etkili olmuştu. Tabi ki burada siyasal zemine yapılacak baskıların etkisi vardı.



DÖRT TERİM VE AHLAK


Abdurrahman Arslan ise modernliği sadece siyasal, emperyalist, Kartezyen felsefesi, doğa tahakkümü üzerinden değil çoğunlukla ahlaka bağlı kavramlar üzerinden de yorumlar, modernlikle ilişkimizi nefs, edep, eğitim gibi konular ekseninde tartışmaya açar. Mevdudi'nin Dört Terimi bu açıdan Arslan'ın metod önerilerinden biridir.



Abdurrahman Arslan sadece röportajlarında değil yazılarında da “anlam arayışı” kavramına eğilir. Modernitenin baskın karakteri ve Müslüman benliği arasında eksiğimiz anlamda olduğu kanaati elbette İslamcılığın seyrinin postmodern kavramlara bağlı olarak da anlam arayışına yöneltir. Müslümanın parçalı bir zihin dünyasında bulunduğunu kabul eden Abdurrahman Arslan bilinç üzerinden sorgulamaya giderek bilhassa ahlak durağına yönelir. İslam'a göre ahlak, İslam'a göre iktisat anlayışı, İslam ailesi gibi konular 2000'li yıllarda bile önemlidir. Arslan'ın dikkat çekmek istediği konu siyasetin büyük meseleleri karşısında birey olarak Müslümanın ya da Müslüman cemaatinin varoluş biçimine, kendi bireysel dünyasına ait devrimlerin önemidir.


Büyük siyaset karşısında Müslüman bireyin bu dünyada niçin varolduğunu “anlamlandırması” anlam arayışını dolayısıyla İslami bir yönelimi de net biçimde gösterebilir.



Abdurrahman Arslan klasik İslamcılığı ihmal etmez. Başta Seyyid Kutup olmak üzere klasik İslamcılığı yeni meseleler üzerinden kritik eder. Bu açıdan güncel plandaki fikir hareketlerini, batıyı takip eden Arslan, köklerle bağlantısını sürdürerek karşılaştırmalı okumalar yapar. Arap Baharı, Arap Baharı'ndaki emperyalist damar da 1960 sonrası tercümeler de Abdurrahman Arslan'ın ele aldığı konular arasında. Şehirleşme, dünyevileşme, mülkiyet ve muhafazakarlık meseleler, İslamcıların kamudaki varlığının perçinlenmesiyle çok sık gündeme gelir; haliyle Arslan bu tartışmaların içine girer. Moderniteyi yeniden, yeni gözlüklerle inceleyen yazar, moderni nasıl monte ettiğimizden, Müslümanın yalan söylemeyeceği, Müslüman kadının makyaj yapmayacağı, Müslümanların güvenlikli sitelerde yaşayamayacağı konuları 2011'de bile tartışır.


Abdurrahman Arslan'ın söyleşileri, AK Parti iktidarına giderken, iktidar sürecinde Müslümanların, aydınların, Kemalistlerin hangi fikirleri ele aldıklarını, hangi konuları tartıştıklarını, İslami düşünceyi anlamak için önemli bir kılavuz.







• • •


Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm


Abdurrahman Arslan


Beyan Yayınları


Ekim 2016


Haz.: Asım Öz


278 sayfa







• • •


Dünyaya Müslümanca Bakmak


Abdurrahman Arslan


Beyan Yayınları


Ekim 2016


Haz.: Asım Öz


320 sayfa








#Abdurrahman Arslan
#Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm
7 yıl önce