|

Dostluğun sanat hali

Farklı dünyaların yakınlığı üzerine oynatıyor kalemini Ferit Edgü. Hangi ressamlar hangi yazarları daha iyi anlamamızı sağlar? Buluşmalar belki de bu soru etrafında yazılmıştır.

Yeni Şafak
15:28 - 17/09/2016 Cumartesi
Güncelleme: 12:30 - 17/09/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
ÖMER YALÇINOVA


“Kanımca, anlatan, kendini anlatır.” diyor Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu anlattığı denemesinde. Ona göre fotoğraf; çekeni, modeli ve o anı kapsar. Yazı ise, yazanı anlatır, konusu ne olursa olsun. Buluşmalar'da tek konu Ferit Edgü'dür veya Buluşmalar'da Ferit Edgü yalnızca kendini anlatmıştır dersek sanırım hata etmiş olmayız. Sevdiği, takdir ettiği, hatta hayran olduğu kitaplarla ilgili yazmış Ferit Edgü. Eleştirel bakışını konu aldığı kitaplara yöneltmemiş. Kitabın kendinde bıraktığı etkiyi yazıya geçirmiş. O yüzden Buluşmalar olabildiğince sübjektif bir bakış açısıyla yazılmış diyebiliriz. Teknik olarak da böyle olması gerekiyordu zaten, çünkü Buluşmalar Ferit Edgü'nün bazı kitaplara yazdığı önsöz, soruşturmalara verdiği yanıtlar, yıldönümü ve kitap tanıtımlarından oluşuyor. Yazar herhalde önsözünü yazdığı kitabı eleştirmeyecekti.



HERKESE AYRI KAFKA


Buluşmalar konu yönünden çok zengin. Bu, normalde bir deneme kitabı için dağınıklığa yol açabilir. Fakat Buluşmalar'da böyle rahatsız edici bir dağınıklık yok. Yukarıda belirttiğimiz gibi denemelerin hepsinde de konuları bir arada tutan şey, Ferit Edgü'nün beğenilerini ön planda tutmasıdır. Zaten bu manada Buluşmalar Edgü'nün kendini anlattığı bir kitap demiştik. Diğer ifadeyle Ferit Edgü'ye beğendiğin, hayranı olduğun şair, yazar veya ressamlarla ve onların ürünleriyle ilgili bir deneme kitabı yaz desen herhalde ortaya yine Buluşmalar gibi bir kitap çıkardı. Fakat kendini belli bir program dahilinde yazma ihtiyacı duyduğu için, diğer ifadeyle zekasına fazla yükleneceği, belki zekasına fazla baskı uygulayacağı, çizdiği planın sınırlarından çıkmamak için özel bir gayret göstereceği için Buluşmalar'daki sıcaklığı ve üslubu yakalayamayabilirdi. Buluşmalar'ı dağınıklıktan kurtaran unsur, Ferit Edgü'nün şahsı ve beğenileri değildir sadece, bu şahıs ve beğenileri yansıtan üslubudur. Ferit Edgü üslup sahibi bir yazar olarak konusunu iyi işlemiş, ortaya beğeni sahibi, yargı bildiren, tespit yapan bir ses koymuştur. Buluşmalar'da okuyucu o sesin peşinden gidiyor.


Kitapta sık sık Kafka çıkar karşımıza. Türk yazarlarından ise Sait Faik. Bu iki isim sanırım Ferit Edgü'nün sanat görüşünü oluşturmasında büyük etkide bulunmuştur. İki yazarı da Edgü sadece kendi zaviyesinden yorumluyor, seviyor. Belki Sait Faik'te o kadar belli olmasa da Kafka'da Ferit Edgü'nün kendi inanç ve düşüncelerini onun kitaplarına dayattığını söyleyebiliriz. Bu da Buluşmalar'ın fazlasıyla öznel bir kitap olmasından kaynaklanıyor. Herkesin ayrı bir Kafka'sı vardır diyen de Ferit Edgü'dür aslında. Fakat Kafka'yı Tanrısız, daha doğrusu Tanrı'ya inanmayan, eserlerinde Tanrı inancını işlemeyen biri olarak göstermeyi, anlamayı istiyor Ferit Edgü. Dostoyevski'yi çok sevmesine, çok okumasına rağmen ondan Kafka'dan söz ettiği kadar söz etmemesi bu anlamda manidardır. Çünkü Dostoyevski Kafka gibi dinden dolaylı biçimde değil, doğrudan söz eder. Hatta papazları uzun uzun konuşturur, o da öyle böyle değil, çok felsefi ve derinliğine. Kafka'da buna rastlamayız, fakat Kafka'nın kitaplarını yorumlamak için Yahudiliği, Kabala'yı, Talmut'u bilmek gerektiği de artık su götürmez bir gerçektir. Batı'da halen bu alanda yapılmakta olan çalışmalar vardır. Ferit Edgü zaten Yahudilik ve Siyonizm açısından Kafka'nın işlenmesine karşı çıkmak için “Kafka Güneşi”ni yazar. Fakat dediğimiz gibi bu da sadece Ferit Edgü'nün kendine ait özel dünyası içinde anlamlıdır. Onun dışına çıkarıldığı an etkisini kaybedecektir.



İRONİK TÜRKİYE GERÇEKLERİ


Ferit Edgü çağdaşlarını, daha doğrusu arkadaşlarını atlamaz. Fakat Kafka'ya uyguladığı dayatmaya benzer bir dayatmayı çağdaşlarına da uygular. Ferit Edgü Türkiye'den, Türkiye'deki şartlardan memnun değildir. Özellikle sanatçılar için Türkiye hiç de cazip fırsatlar ülkesi olmamıştır. Bu yüzden Ferit Edgü ne zaman Türkiye'yle ilgili bir cümle kuracak olsa, eleştirel tonda yazmaya başlar. Bir anda devrimciliği ve solculuğu depreşir. Ve çağdaşlarını da bu görüşleri etrafında değerlendirip sever. Bu yüzden mesela karşıt görüşten bir yazarla ilgili tek cümle kurmamıştır. Çünkü kendi memnuniyetsizliğine çağdaşı arkadaşlarının eserlerinde dayanaklar bulur. Ya da onları kendi görüşlerini desteklediği oranda arkadaşı olarak görür. Tahsin Yücel, Ferit Edgü'ye göre Türkiye gerçeklerini ironik bir şekilde yazmıştır. Tezer Özlü baskılara başkaldırmıştır. Demir Özlü, Onat Kutlar, Orhan Duru, Nezihe Meriç için de üç aşağı beş yukarı aynı şeyler geçerlidir.



BİR KUŞAK BOYU KARAMSARLIK


Ferit Edgü 1950 Kuşağı denilen öykücülerden biri. Onun kuşağına dönük karamsarlık tespitine katılabiliriz. II. Yeni şairlerinde de benzer bir karamsarlık vardır. Fakat memnuniyetsizlik doğru değildir. Memnuniyetsizlik, Ferit Edgü'nün kaleminde öteleme anlamındadır. “Bu ülke adam olmaz!” şeklindeki konformizm yani. Özellikle sanat söz konusu olduğunda bu böyledir. Tabii bu noktada Ferit Edgü'nün öte dünya inancına sahip olmadığını da eklememiz gerekiyor. Ki bu durum, Türkiye'ye dönük memnuniyetsizliğinde etkin bir rol oynar. Yazar, aynı durum ve görüşü kendi kuşağı için geneller. Onların da aynı memnuniyetsizlik içinde olduklarını söyler. Hatta bu memnuniyetsizliği Türkiye'de yaşayanlar için sanatçı olmanın bir şartı gibi görmeye başlar. Oysa yine 1950 Kuşağı öykücülerinden Nezihe Meriç'in hikâye ve romanlarında Sait Faik benzeri insan ve memleket sevgisiyle karşılaşırız. Onda Ferit Edgü'deki gibi İstanbul'dan bir Paris olması beklentisi yoktur. Ülke insanına uzaktan ve soğuk bir bakış değil, anlamaya dönük, ilgili bir bakış Nezihe Meriç hikâyelerinin temelini oluşturur.


Buluşmalar'da II. Yeni Şiiri'nin, Sait Faik'in Alemdağda Var Bir Yılan'ı öncülüğünde ortaya çıktığı; 1950 Kuşağı edebiyatçılarının dünyayı ve insanı değiştirebileceklerine dair bir inanca sahip oldukları gibi ilginç fikirler de bulunuyor. Düşünmeye değer.



  • Kitabın künyesi:
  • Buluşmalar
  • Ferit Edgü
  • Sel Yayıncılık
  • Temmuz 2016
  • 210 sayfa
#Ferit Edgü
#Franz Kafka
8 yıl önce