|

Ermenice'yi az buçuk Türkçe'yi iyi bilirim

Artun Altıparmak Türkçe aşığı bir Ermeni olarak gelecek nesillere en doğru şekilde Türkçe'yi öğretmek için sekiz yıl boyu gece gündüz çalışıp bir sözlük hazırladı. “Az buçuk Ermenice iyi derece Türkçe bilirim” diyen Altıparmak’a göre Türkçesi bozuk yazarların başında Nobel ödüllü Orhan Pamuk geliyor. Türk Dil Kurumu'nun(TDK) hazırladığı Türkçe sözlük ise Altıparmak'a göre geniş hacimli ama zayıf içerikli.

Yeni Şafak ve
04:00 - 29/05/2016 Pazar
Güncelleme: 18:52 - 28/05/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Artun Altıparmak Türkçe aşığı bir Ermeni. Hepimizden daha akıcı ve temiz bir Türkçe ile konuşuyor. Konuşurken her bir kelimeyi özenle seçiyor. ”Az buçuk Ermenice iyi derece Türkçe bilirim” diye kendini tarif eden Artun Bey'in anlattıklarını dinlerken ana dilini insan bir başka seviyor.



Artun Altıparmak'ın derdi bütün dünya çocuklarına ve gelecek nesillere 'ana sütü gibi temiz ana sütü gibi ak' bir Türkçe öğretmek. Ve cep telefonlarındaki yazışmalarda can çekişen Türkçeye yeniden eski kıvraklığını kazandırmak. “Orhan Pamuk'un kitaplarını okurken bozuk Türkçesine şaşırıp kaldım” diyen Artun Altıparmak istiyor ki gelecek nesil Türkçeyi hem yazıda hem konuşma dilinde en doğru şekilde kullansın.



NASRETTİN HOCA GÜLDÜRÜRKEN ÖĞRETİYOR


Erdem Yayınları arasında çıkan Türkçe Öğreten Sözlük, Artun Altıparmak'ın yıllar boyu emek vererek hazırladığı iki ciltlik bir çalışma. Bu sözlük sayesinde bugün sadece bizim memlekette değil diğer ülkelerdeki çocuklar da Türkçeyi öğreniyor. Artun Bey'in en çok önemsediği şey: Türkçeyi sevdirerek öğretmek. “Sözlüğü hazırlarken Türkçeyi sevdirmek istedim bunun için de demode bir dili değil, yaşayan, günlük hayatın içinde kullanılan dili tercih ettim. Nasrettin Hoca'nın fıkraları hem kültürümüzü hem de yaşayan arı Türkçeyi çocuklara öğretmek için uygundu. Bol bol Nasrettin Hoca resimleri ve fıkralarından diyaloglar kullandım” diyor.



7 ALDIM OKUL ÇALKALANDI


Türkçeyi sevdirmeyi bu kadar önemsemesinin sebebi ise kendi hayat hikayesinde saklı. Artun Bey okul yıllarını şöyle anlatıyor: “Ermeni çocukların Türkçesi zayıf bulunur bizim de ortaokuldaki Türkçe öğretmenimiz dilimizi zayıf buluyordu ama geliştirmek için katkıda da bulunmadı doğrusu. Lise edebiyat öğretmenimiz sayesinde Türkçeyi sevdim ve iyi bir Türkçem olsun diye çok fazla Türkçe kitap, gazete, edebiyat dergisi okumaya başladım. Okulda ilk kez edebiyat dersinden on üzerinden yedi aldığımda okul çalkalanmıştı daha sonra edebiyat dersinden zaten hep on aldım.”



BÜTÜN BİRİKİMİMİ TÜRKÇE'YE HARCADIM


Artun Altıparmak'ın, Türkçenin özünü kavratan doğru ve güzel konuşup yazmayı öğreten bir sözlük hazırlamaya başlama hikayesi de ilginç. Bir gün eline geçen Resimli Nasrettin Hoca fıkralarını ne yapsam diye düşünürken çocuklar için böyle bir sözlük hazırlamaya karar verdiğini anlatan Altıparmak, “Çok fazla emek isteyen işti. Bu çalışmayı yaparken iflasın eşiğine gelip yayınevimi kapattım, ancak sözlüğü bitirmeyi çok istiyordum. Erdem Yayınlarının kurucusu olan gençliğimden beri tanıdığım Ebubekir Erdem ve kızı Melike Günyüz'ün desteğiyle sözlüğü sekiz yılda tamamladım” diyor.



ORHAN PAMUK HAYAL KIRIKLIĞIMDIR




Türkçeyi dünyaya sevdirmek için yıllarca bu alanda çalışmalar yapan sözlük yazarı Altıparmak, Orhan Pamuk'un kitaplarını okuyunca büyük hayal kırıklığı yaşadığını söylüyor. Altıparmak, “Daha önce hiç Orhan Pamuk okumamıştım. Ödül alınca kitaplarını bir arkadaşımdan isteyip okuyayım dedim. Nobel ödülü kazanmasına rağmen Orhan Pamuk'un kitaplarında yanlış Türkçe kullanmasına şaşırdım,h yal kırıklığı yaşadım” diyor.



Yazı işleri müdürü nasıl Kinross oldu?


Beyoğlu Tünel'de tuttuğu küçük bir dükkanda önce kitap satmaya ardından da yayıncılığa başlayan Artun Altıparmak, o yıllarda Kemal Ilıcak'ın teklifiyle Tercüman gazetesinde dev bir kütüphane kurmak için bir süre gazetede çalışmış. “Kemal Ilıcak küfürbaz bir adamdı ve fikri olarak da kendisini pek beğenmezdim. Ancak Niyazi Ahmet Banoğlu'nun ısrarıyla Tercüman'da çalışmaya başladım” diyen Altıparmak, “ Alınan eski kitapları tasnif edecek isim bulamamışlardı. Bir iki yıl orada çalıştım. O yıllarda İngiliz tarihçi Lord Kinross'un ''Osmanlı Tarihi” kitabını basmıslar ilk sayfasının başınada Tercüman gazetesininin yazı işleri müdürlerinden birinin “Türkler tarihin tanıdığı en asil millettir” sözünü yazmışlardı. Yazı işleri müdürü bunu gazete ortamında söyler çok iyi bir şey yapmışlar gibi gülerdi. Tercüman'da tanık olduğum en komik olaydı.”



Taksim'de Türkçe kitaplarımı satamadım


Tercüman'dan sonra Beyoğlu Tünel'de ABC Kitabevi'ni açan Altıparmak, ilk zamanlar tam bir hayal kırıklığı yaşamış. “Ankara Türk Dil Kurumu'ndan toptan fiyata kitap almıştım. Daha önce bir süre çalıştığım Elif Kitabevi'ndeki düzeni kendi kitabevimde de kurdum. Şiirler bir tarafta romanlar bir tarafta; ancak hiç kitap satamadım. Çünkü o yıllarda Beyoğlu'ndaki kitapçılar sadece yabancı kitaplar satıyordu. Ben de daha sonra yurt dışındaki büyük yayıncılarla ilişkiye geçerek birçok yabancı kitabın yayın hakkını aldım” diyen Altıparmak bu şekilde ayyıncılığa başlamış. O yıllarda kitaplardan yabancı dil öğrenmek çok moda olduğu için bu tür dil öğreten setlerin, sözlüklerin Türkçe kısmını hazırlamış.



KOŞAN BİR DİLİMİZ VAR


Üniversitede gazetecilik ve İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan Artun Altıparmak, Ermenice, Türkçe, İngilizce biliyor. Altıparmak Türkçe'nin diğer dillerden farkını ise şöyle anlatıyor: “Ermenice ağır bir dildir ama Türkçe hızlı koşan bir dildir ve bu yüzden metinleri hızlı okursunuz. Eğer kelimeler akıp gitmiyorsa cümlede bir hata vardır. Hazırladığım Türkçe sözlüğü bitirdikten sonra 32 defa okuyup bazı cümlelerin akışlarını kendi içinde yeniden düzenledim. Türkçenin bu akıcılığını çocukların görmesini istedim. Şimdi ise gençler ve yetişkinler için yeni bir Türkçe sözlüğe başladım. Cumhuriyetin 100. Yılına bu sözlüğü yetiştirmek istiyorum"



PARS TUĞLACI'YA ÖZENDİM BU İŞE GİRDİM


Ortaokulda Pars Tuğlacı'nın Türkçe İngilizce sözlüğünü çok beğenince sözcükler üzerinde çalışmaya karar verdiğini söyleyen Artun Altıparmak, “Pars Tuğlacı ile sonraki yıllarda Elif Kitabevi'nde çalışırken tanıştım ve uzun yıllar evine gidip birlikte


çalışmalar yaptık. Sözlük yazmak istediğimi ise üniversitede hocam olan Prof.Dr. Özcan Başkan'a söyledim ve onun


yönlendirmesiyle başladım" diyor.



TDK SÖZLÜK GENİŞ HACİMLİ, ZAYIF İÇERİKLİ




Çalışma masasında Türk Dil Kurumu'nun(TDK) Türkçe sözlüğünü bulunduran Altıparmak, sık sık başvurduğu bu sözlüğü


ise eleştiriyor: “Hacmi geniş olsun diye ilçeleri bile sözlüğe almışlar köyleri de yazsalar sözlük iki katına çıkacak ancak Türkçe'ye has ifade tarzları vardır aklıma geldikçe TDK sözlüğüne bakıyorum bunların çoğu yok.”Altıparmak'ın Türkçe sözlüklerine bir başka eleştirisi ise şöyle:” Sözlükler kitap cümlelerinden alıntılar yaparak örnek veriyor. Yani günlük hayatta kullanılması pek mümkün olmayan cümlelerle yaşayan bir dili vermeye çalışıyor. Ben bu yanlışı gördüğüm için kendi hazırladığım sözlüğün görnek cümlelerini günlük hayatta kullanılan, yaşayan cümlelerden seçtim. Çünkü kitaplardan alınan cümleleri günlük hayatta kunlanma şansımız pek yok, öyle olunca konuşma dilimizi zenginleştiremiyoruz."





#Artun Altıparmak
#Ermeni
8 yıl önce
default-profile-img