|

Esed’in emanetçileri: PYD ve IŞİD

Yeni Şafak
04:00 - 31/07/2015 Cuma
Güncelleme: 22:23 - 30/07/2015 Perşembe
Yeni Şafak
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu • Sakarya Üniversitesi


Kim oldukları, asıl kökenlerinin nereden ve ne kadar zaman öncesinden geldikleri ya da bu denli büyük bir yapıya nasıl kavuştukları hakkında belki de hiçbir kimsenin bütünüyle bir fikre sahip olmadığı IŞID, dünya gündemini meşgul etmeye devam edeceğe benzemektedir. Mesela, PYD hakkında artık El-Kaide hakkında, İhvan-ı Müslimin gibi yapılar hakkında okur-yazar kişilerin aşağı-yukarı, ortalama denilebilecek bir seviyede bilgi sahibi iken, şu an yaklaşık olarak 1 milyon kişinin yaşadığı coğrafyayı yönetecek büyüklüğe ulaşmış bir yapının aynı sayıda kişilerce bilinmesi gerekirdi. Hakkında başka hiçbir bilgiye sahip olunmasa da, bu çapta bir yapının hala gizemli kalması normal bir durum değil.



IŞİD MİKSERLİK YAPTI


Adeta, aniden denilebilecek şekilde dünyanın gündemine girdiler, Bağdat'tan sonra Irak'ın en büyük şehrini ele geçirdiler. Suriye ve Irak'ta geniş bir coğrafyayı kontrolleri altına aldılar. Bu gelişmelerin, normal gelişmeler olarak değerlendirilmeleri bir kez normal değildir. Öte yandan, şimdiye kadar ki faaliyetleri itibariyle de sözcüsü olduklarını iddia ettikleri İslâmın ve Müslümanların çıkarlarına hizmet ettiklerine de şahit olunmamıştır. En yaygın bilinen sonuç itibariyle belki de düşürülecek Esed'in koltuğunu korumuş oldukları da kamuoyunca malum bir durumdur. Bu haliyle de kontrol altına alınmak istenen bölgenin karıştırıcıları ve böylece karışan bölgenin de, teröre bulaştığı gerekçesiyle küresel güçlerce müdahale edilecek hale gelmesini sağlayan bir faaliyet icra ettiler. Hatta karıştırılmak istenen bölgeye önce IŞID gönderildi, bölge karıştırıldı, bundan sonra da o bölgeyi terörden temizlemek, oraya demokrasi(?!) götürmek adına dünyanın en merhametli bölgesi olan Batılılarca demokratik saldırılar düzenlendi, demokratik katliamlar yapıldı (şimdiye kadar demokrasi adına Irak'ta öldürülen 1,5 milyondan fazla insan hatırlanmalıdır) ve bölge karışık, birbiriyle çatışık halde bıraktırıldı. Öte yandan Müslümanların, dünyaya, gözünü kırpmadan işkence ederek insan öldürecek kişiler olduğu imajına burada hiç girilmemiştir.



ESED ADINA HAREKET EDİYOR


Dünya, IŞID adı altında böyle bir yapıyla karşılaşmışken, gönderilmesi gereken ve Suriye denince akla gelen Esed, gündemin en azından birinci sırasından düşmüştür. Esed'e bu şekilde fiilen hizmet etmiş olan IŞID'in bir başka hizmeti de, Esed'in elinden çıkıp muhaliflerin eline geçecek olan bölgeleri, yine belki de Esed adına veya daha sonra yine ona geri vermek üzere kontrol altında tutmasıdır. Geri verme meselesi daha sonra gündeme gelecek ve bu olacak mı olmayacak mı herkes görecektir. Ancak, muhaliflerin eline geçecek bölgeleri muhafaza ettikleri de çok açık.



GÖZ BOYAYAN AÇIKLAMA


Esed'in elinden çıkması muhtemel bölgelerin IŞID emanetine alınmasına ilişkin bir başka gelişme 3-4 gün yaşandı. Kameraların karşısına, Temmuz 2015'in şu son günlerinde geçerek Esed, “artık savaşacak insan gücü kalmadığını, bu nedenle şu an ellerindeki yapıdan muhafaza edemedikleri yerleri, muhafaza edebilecekleri diğer yerleri korumak adına gerektiğinde ellerinden çıkarabileceklerini” söyledi. Dünya da bunu, safça, gerçeğin itirafı olarak değerlendirdi. Bu açıklamanın arkasında başka bir şey olabileceği ihtimali bile belki de akıllara da gelmedi.



Halbuki bu açıklama, Dünya savaş tarihi boyunca hiçbir şekilde rastlanılmış bir açıklama değildir. Savaşan güçlerden hiçbiri, değil bazı bölgeleri, savaşın tamamını yarın kaybedecek bile olsa, son dakikaya kadar, zaferi kazanacakmış gibi konuşur. Bunu bilmeyenler, dünya tarihi boyunca savaşan devletlerin açıklamalarına bakabilirler. Hatta, savaş tarihine bakıldığında, bazen, devlet başkanları bir yana, kimi komutanlar “bu savaşa girmemeliyiz ” türü açıklamalar yaptığında, bu komutan “ cesaretini kaybetmiştir ” diyerek görevden alındığı da görülecektir. O halde Esed'in bu açıklamasını nasıl algılamak gerek? Bu açıklamanın üzerine şimdi herkes IŞID ya da PYD'ye hangi bölgelerin terk edileceğini beklesin ve görsün. Çünkü IŞİD'e başta Musul olmak üzere birçok şehrin, PYD'ye Kobani ve Tel-Abyad'ın teslim edilmesi, bunların Esed ve Batılılarca açıktan desteklendiği kanaatlerini öne çıkarmıştı. Bu eleştirilerden ders alan Batı ve Esed, yarın IŞID ve PYD'ye teslim edeceği bölgeler için önceden “koruyamadığım yeri bırakırım” diyerek “Doğru ya! Zaten söylemişti” şeklinde kanaatler oluşturmak için bu açıklamayı yapmıştır.



YENİ OYUN PLANI


Bu gelişmenin hemen bir gün ardından ise PYD'den, “eğer bir anlaşma olursa Esed'le birlikte hareket etmeye hazır olduklarına” ilişkin bir açıklama geldi. PYD'nin Esed'le birlikte hareket ettiğini dünyada bilmeyen yok. İşte bu açıklama, muhaliflerin eline geçme ihtimali olan bölgelerin yed-i emin olarak, PYD ve IŞID'e teslim edileceğinin açıklamasıdır. PYD ve IŞID, güya Esed'le mücadeleye girecekler, Esed'in elinden, muhaliflerin eline geçme ihtimali olan bölgeleri alacaklar ve herkes “evet, Esed, zaten koruyamayacağını söylemişti ” şeklinde bu durumu da dünyaya açıklamış olacaklar.



Şimdi tüm kamuoyu beklesin ve tahmin etsin, acaba bu yerler nereler olacak. Türkiye'nin son derece önem verdiği Halep mi olacak yoksa, Suriye'nin Akdeniz çıkışı Lazkiye mi olacak? Hep birlikte bekleyeceğiz ve göreceğiz.






#esed rejimi
#pyd
#ışid
9 yıl önce