|

Guinness'e bisikletiyle girdi

Dünyanın çevresini bisikletle en kısa sürede dolaşan ilk kadın Juliana Buhring, kırdığı Guinness Rekoru ile adından söz ettiriyor. Sevdiği adamı kaybedince yaşadığı üzüntüyü bisikletle atlatmaya çalışan Buhring, “Yolculuğum boyunca bitiş çizgisine değil yolculuğa odaklandım. Bisiklet beni hayata bağladı” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/10/2017 Pazar
Güncelleme: 05:07 - 30/09/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Juliana Buhring, kırdığı Guinness Rekoru ile adından söz ettiriyor.
Juliana Buhring, kırdığı Guinness Rekoru ile adından söz ettiriyor.

Dünyayı bisikletle en kısa sürede dolaşan ilk kadın Juliana Buhring, sıradışı hikayesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Elde ettiği başarıyla Guinness Rekoru kırmayı başaran Buhring, bisikletle 30 yaşında tanışmış. Sevdiği adam Hendri'nin Kongo'da bir timsah tarafından öldürülmesiyle birlikte yaşadığı üzüntüyü bisikletle atlatmaya çalışan Buhring, 2012 yılında başladığı rekor denemesi için 4 kıtada 19 ülkede sürüş gerçekleştirmiş.Yolculuğu boyunca yaşadığı anıları “Rüzgara Karşı” adlı kitabında toplayan Buhring, gezdiği ülkeler içinde en çok da Türkiye'yi sevmiş. Türklerin misafirperverliğini ve yemeklerini çok sevdiğini söyleyen İtalyan sporcu, Hindistan yolculuğu sırasında ise epey zorlanmış. Bisikletle tanışmadan önce Napoli'de öğretmenlik yapan Buhring, “Yolculuğum boyunca bitiş çizgisine değil yolculuğa odaklandım. Bisiklet beni hayata bağladı” diye konuşuyor.

 Kitabınızda arkadaşınız Hendri'yi kaybettikten sonra bisikletle tanışmanızdan bahsediyorsunuz. O süreci anlatır mısınız?

Hendri benim için bir can yoldaşıydı, bir ruh ikiziydi. Onunla fikirlerimizi, deneyimlerimizi, tecrübelerimizi, düşüncelerimizi ve sevgimizi paylaştık. Onu kaybettiğimde yıkılmıştım ve onun olmadığı bir dünyada yaşamaya devam edemeyeceğimi düşünmüştüm. İçinden çıkamadığım bu yıkım hissinden ve derin üzüntüden kaçıp uzaklaşabilmek için bisikletle dünyayı dolaşmaya karar verdim. Bisiklet ile bu turu yaparken yaşadığım fiziksel acılar ve aşırı yorgunluk, Hendri’nin kaybı ile yaşadığım duygusal acılara odaklanıp kalmamı önlemeye yardımcı oldu. Yolculuğumun sonuna geldiğimde kendime hayata devam edebilecek bir güç ve yol bulabilmiştim ve hayatın heyecanını ve daha fazlasını yaşamak için bir istek bulabilmiştim.

TURUMU BAĞIŞLARLA
TAMAMLADIM
 Bisikletle 30 yaşında tanıştınız. Bisikleti kullanma ve yolculuğa hazırlık aşamalarında ne gibi zorluklar yaşadınız?

Sürekli olarak bisikletten düşüyordum, oldukça fazla çarpışmalı kaza yaşadım ve bir keresinde de bir kamyon çarpması tecrübesini bile yaşadım. Asıl uğraşım bu dünya turunu gerçekleştirecek finansal desteği ve parayı bulmaktı. Hiç tanımadığım kibar insanlar tarafından ve bu gezimi internet üzerinden takip eden kişilerin küçük bağışları sayesinde dünya çevresini bisikletle geçme rekorunu gerçekleştirebildim. En zor zamanlarda yolda kaldığımda bile yola devam etmemi sağlayan destekler oldu. Antrenman sırasında her gün hiçbir zorluk çekmeden 200 kilometre sürebilmek için uğraşmıştım. Hayatımda ilk defa bisiklete bindiğim zaman ile tüm bu antrenmanlarımı yapıp yola hazır olduğumu düşünüp, dünya rekoru için evi terk ettiğim süre arasında 8 aylık bir zaman dilimi var.


 Dünyanın çevresini dolaşarak Guinness Rekoru kırdınız. Böyle bir başarıyı bekliyor muydunuz?

Basitçe ‘imkansız’ veya ‘mümkün değil’ gibi ifadeleri hayatından çıkartmanız lazım. ‘İmkansız’ veya ‘mümkün değil’ ifadelerini kullandığın anda en basit şeylerin bile yapılamadığını görürsün ve bu artık gerçekleşmeye başlar. Yani en basit şey bile yapılamaz olur. İnatçılığa, bildiğinden şaşmamaya, sebat etmeye ve direnmeye ihtiyacın vardır ve aynı zamanda güzel bir espri anlayışın olması gerekir. Hiçbir büyük başarı, çabalamadan, uğraşmadan veya çalışmadan gelmez.

 Dünyanın çevresini dolaşma fikri nasıl ortaya çıktı peki?

Hendri’nin cenaze töreninde karşılaştığım ortak bir arkadaşımızla yaptığımız sohbet sırasında kafamda oluşan öylesine bir fikirdi. İnternet üzerinden bisiklet gezileri hakkında araştırmalar yapmaya başlamıştım ve şimdiye kadar hiçbir kadının tüm dünya çevresini bisiklet ile geçme üzerine herhangi bir rekor denemesinin olmadığını fark ettim. Yani Guinness Rekorlar Kitabı için geçerli bir durum bu. Bu konuyu kafamda döndürüp durmaya ve acaba neden böyle olduğunu düşünmeye başlamıştım. Şu anda bile hala neden şimdiye kadar hiçbir kadının bu rekoru denememiş olduğunun cevabını bulamıyorum. Turlarımda da bitiş çizgisine ulaşmak için değil, yolculuğuma odaklandım.

TÜRK YEMEKLERİ EN BÜYÜK ÖDÜLÜM OLDU
 Turunuz boyunca farklı ülkelere gittiniz. Bu yolculuktan ne kaldı geriye?

Bu sorunun cevabı çok uzun. Özetlenemeyecek bir hayat hikayesi gibi. Zaten bu sebeple bu yolculuğu bir kitaba sığdırabildik. Kitap, Türkçeye de çevrildi. Çok kısa bir çıkarım olarak da şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; eğer dünyayı tanımak, görmek ve deneyimlemek istiyorsanız bunu mutlaka bir bisiklet ile yapmalısınız. Söyleyebileceğim en özet cümle bu olabilir. Yolculuğum sırasında en çok Hindistan'da zorlandım. Orada yaşadığım mide ağrılarını ve hiçbir şey yiyemeyecek hale geldiğim günleri unutamıyorum.Kendimi güvensiz hissettiğim tek yer Hindistan’dı. Neyse ki bir sonraki rotamdan biri Türkiye idi. Buradaki yemekler bana adeta bir ödül gibi geldi.

 Rekor denemesinde rotanıza Türkiye’yi nasıl dahil ettiniz? Türkiye hakkında daha önceden bilginiz var mıydı?

Türkiye zaten bu tur öncesinde de ziyaret etmek istediğim ülkeler arasındaydı. O yüzden bu rotayı düşünürken Türkiye’yi de bu vesile ile dahil etmiştim. Uganda’da yaşadığım yıllarda tanıdığım birkaç Türk arkadaşım da vardı. Bunlardan bir tanesi bu gezim sırasında bana Türkiye’de beni ağırlamaya hazır arkadaşları ile tanıştırarak ve iletişimi kurarak oldukça yardımcı olmuştu.

BAŞARIM İNSANLARA CESARET VERDİ
 Türkiye’den geçerken ne gibi deneyimler yaşadınız?

Türkiye’yi her ziyaretim de –ki bu rekor denemesinden sonra Londra-İstanbul arasındaki Avrupa Yarışı vesilesiyle tekrar gelmiştim- çok güzel günler geçirdim. Türkiye’deki insanlara bayılıyorum, şimdiye kadar tanıştığım en dost canlısı ve sıcak insanlar. Aynı zamanda oldukça fazla misafirperverler. Tur sırasında Türkiye’den geçtiğim zaman kış aylarına denk geliyordu ve mola verdiğim her noktada ellerinde sıcacık çaylar ile beni kapıda bekleyen insanlar buradaydı. Muhteşem Türk kahvaltıları ise favorim oldu. Türkiye’de bisiklet ile geçtiğim sırada yaşadığım en korkutucu şey, İstanbul'un felaket trafiği haricinde, beni akşam yemekleri zannederek kovalayan köpek sürüleri idi. Yine de bu kovalamalar yorgun olduğum anlarda adrenalin pompalayarak beni canlandırıyordu. Önümüzdeki dönemlerde tekrar tekrar gelerek Türkiye’nin şimdiye kadar görmediğim kısımlarını da ziyaret etmeyi umut ediyorum.


Sınırlarımı zorlayacağım
 Londra-İstanbul arasında gerçekleşen kıtalararası bisiklet yarışında mücadele eden tek kadındınız. Bunun gibi daha pek çok başarınız var. Geleceğe dair hedefleriniz neler?

2013 yılında yapılan tüm Avrupa’yı geçmek üzere tasarlanmış Transcontinental Yarışı’na katılmış olan tek kadın bendim. Aynı şekilde Amerika’nın bir ucundan öbür ucuna bisiklet ile gitmek üzere yapılan Transam Yarışı’nda bir yıl sonra (yani 2014’te) katılıp birinci olarak bitirmiştim. Bu yıl Avustralya’yı boydan boya geçen Avustralya Yarışı’na katıldım. Bu yılın sonunda Patagonya civarında pedal çevireceğim ve ondan sonra başka ne gibi yarışlara katılabileceğime bakacağım. Her geçen yıl kendi sınırlarımı zorlayıp esneterek ve limitlerimi zorlayarak hem kendimi hem becerilerimi hem de dünyayı daha fazla tanımaya çalışıyorum.

 Bisiklet yolcuğunda yaşadıklarınızı bir kitapta topladınız. Yeni bir kitap yazma düşünceniz var mı?

Evet. Şu anda üzerinde çalıştığım bir roman var. Hikayesi Napoli’de geçen bir roman yazıyorum.

#Juliana Buhring
#Bisiklet
#Guiness
6 yıl önce