|

Güle güle Sezer Sezin

Türk sinemasına yapımcılık ve oyunculuğuyla değer katan, Lütfi Akad ve Memduh Ün’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda önemli sinemacının mesleğe adım atmasında öncü rol oynayan Sezer Sezin vefat etti. Oyunculuğu çocukları için erken yıllarda, zirvede bırakan Sezer Sezin, benzersiz nezaketi, sözüne olan sadakati ve dostluğuyla hemen herkesin hayranlık duyduğu bir kişiliğe sahipti.

Yeni Şafak
04:00 - 23/07/2017 الأحد
Güncelleme: 13:54 - 23/07/2017 الأحد
Yeni Şafak
​Güle güle Sezer Sezin
​Güle güle Sezer Sezin

Bazı kayıpların ardından yazmak zordur. Hangi cümleyle başlayacağınızı, ne yazacağınızı bilemezsiniz. Sinemacıysanız, sinemaya ömrünü veren bir ustanın vedasını anlatacaksanız, hele bir de arkadaşlığınız, dostluğunuz varsa işiniz hepten zorlaşır. Türk sinemasına yapımcı ve oyuncu olarak çok şey katan Sezer Sezin’i geçtiğimiz Perşembe günü kaybettik. 1929’da Eyüp’te başlayan bir hayat, hareketli bir çocukluk, edebiyat ve tiyatronun ardından sinemayla yoğrulan bir gençlik, sonrasında birbirinden değerli ustaların dâhil olduğu dostluk halkası ve nihayetinde sinema tutkusuyla bezenmiş bir hayat yolculuğu sona erdi. Türk sinemasına kimilerinin yapımcılığını da üstlendiği filmlerdeki oyunculuğuyla iz bırakan, Türk sinemasının ilk kadın starı unvanını alarak tarihe geçen, mesleğine duyduğu tutkusunu sayısız zorluğu aşarak gösteren Sezer Sezin, artık yok. Sinema büyük bir emektarını, ben de ömrünün son yıllarını paylaşmakla büyük mutluluk duyduğum bir dostumu kaybettim.

USTALARIN ÖNÜNÜ AÇTI

Bir söyleşi vesilesiyle başlayan tanışıklığımız kısa sürede arkadaşlığa, sonrasında dostluğa dönüştü. Nişantaşı’ndaki evinde defalarca misafir olduğum ustanın sohbetlerimizde aktardığı hatırların her biri gözümün önünden geçiyor şimdi. Sinemaya başladığı ilk yıllar, Hürrem Erman’la birliktelikleri, bu birliktelikten ortaya çıkan değerli filmler, Lütfi Akad, Metin Erksan, Memduh Ün, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz, Ayhan Işık ve daha nice sinemacılarla kesişen ve Türk sinemasını derinden etkileyen dalgalara dönüşen işbirlikleri, dostluklar.. Hepsini anlatmak kuşkusuz mümkün değil ancak bunlar içinde Sezer Sezin’in sinemamız için ne ifade ettiği, geride bıraktığı boşluğun ne anlama geldiğine dair de bir şeyler söylemek gerekiyor.


Kayıtlara da geçtiği gibi, sinemaya Hürriyet Apartmanı isimli filmle başladığında, henüz 16 yaşındadır. Yayla Kartalı, Köroğlu’nda rol alarak devam ettiği bu yolda zaman zaman tiyatro duraklarına uğrar. Henüz yirmili yaşlarındayken rol aldığı 1948 yapımı Damga filmi, Sezer Sezin’in hayatında bir dönüm noktası olur. Seyfi Havaeri’nin yarım bıraktığı Damga’yı o yıllarda Erman Film’in muhasebe işlerine bakan Lütfi Akad tamamlar ve bu birliktelik Sezer Sezin için olduğu kadar Türk sineması için de çok önemli bir viraj olur. Zira Sezer Sezin, mesleğindeki en önemli çıkışı yaparken, Türk sineması da ‘Sinemacılar Dönemi’ni başlatan Lütfi Akad’ı kazanmış olur.

YAKANI BIRAKMAM LÜTFİ!

Sezer Sezin- Lütfi Akad ikilisinin ilk ortaklığı Sezin’in zoruyla başlar. Kendisiyle sohbetlerimizde defalarca anlatmasını istediğim ortaklıklarının ilk anı film sahnelerini aratmaz. Sezer Sezin, Erman Film’in yazıhanesinde arkadaşlarıyla oturan Lütfi Akad’ın odasına girerek ‘Damga’yı sen tamamlayacaksın’ deyişini tebessümle anlatırdı hep. ‘Yapamam’ diyen Lütfi Akad’ın yakasını tutarak duvara dayadığını ve ‘kabul etmezsen yakanı bırakmam Lütfi’ dediğini de. Akad’ın dostunu geri çevirmeyerek kabul ettiği bu ortaklığın ikinci halkası Halide Edip Adıvar’ın romanından uyarlanan 1949 yapımı ‘Vurun Kahpe’ filmi olur. Gösterildiği dönemlerde geniş kitlelerin büyük beğenisini kazanan Lütfi Akad’ın Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber, Kalbimin Şarkısı gibi filmlerin ardından bu kez bir başka ustayla yolları kesişir Sezer Sezin’in. 1958 yapımı Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukesi filmiyle tanıştıkları Metin Erksan’ın Şoför Nebahat isimli filmi Sezer Sezin’in sanat hayatı boyunca taşıyacağı bir ‘karakter’ hediye eder ona. 1960’ta çekilen Şoför Nebahat, uzun yıllar adından söz ettirir, devam filmleri çekilir. Filmdeki repliklerini bazı sohbetlerimizde ezberinden okuyan Sezer Sezin, bu filmi mesleğinin en önemli halkalarından biri olarak görür, Erksan’ı hep rahmetle anardı.


ZORLA SİNEMACI YAPTIKLARIM OLDU

Sezer Sezin sadece Lütfi Akad’ın değil, Memduh Ün, Halit Refiğ, Fatma Girik ve daha pek çok yönetmen ve oyuncunun sinemaya girişinde de etkin rol oynadı. Bir sohbetimizde bu konuyla ilgili olarak şunları söylemişti; ‘Sinemayı çok sevdim. Bu alanda olmak için çok çalıştım, çok zorluklar çektim. Sinemayı sevdiğim için de etrafımdaki insanların bu işe girmelerini arzu ettim. Kimini teşvik ederek, kimini cesaretlendirerek, kimini de zorla sinemacı yaptım. Birçok oyuncuyu, yapımcı ve yönetmeni, sinemaya ben taşıdım. Bundan da büyük bir keyif ve gurur duydum.’

Hatıralar yeter

Lütfi Akad’ın önemli filmlerinden Üç Tekerlekli Bisiklet ve Dişi Kurt’ta oyunculuğuyla büyük beğeni toplayan Sezer Sezin, Süreyya Duru’nun yönettiği Şoför Nebahat’ın iki devam filmi ile birkaç yapımın ardından radikal bir karar alır ve sinemayı mesleğinin zirvesinde bırakır. O dönem kamuoyunda büyük şaşkınlığa sebep olan bu kararı doğumunu beklediği çocuğu için almıştır. Zira kişisel sohbetlerimizde de altını çizerek söylediği gibi, ‘evladını kendisi doğurmuşsa, yine bizzat kendisi büyütecek, başkasına emanet edemeyecektir.’ Ticaretle devam ettiği hayatına dair konuşmalarımızda ‘pişman olmadınız mı?’ soruma, ‘ilk başlarda zorlandım ama evlatlarım ve hatıralarım yetti bana’ cevabını vermişti. Sinemayı faal olarak bıraksa da mesleğine olan sevgisi hep diri kalmıştı.


Varsa yoksa dostluk

Ödüller, hatıralar ve sevenlerinden, dostlarından gelen özel hediyelerle dolu evinde misafirlerini ağırlayan Sezer Sezin, ilerleyen yaşına rağmen dostlarına yemek yapar, servisi yardımcısına bırakmaz, kendisi yapar, anılarla dolu sohbetiyle dostlarını en iyi şekilde ağırlardı. Meslek hayatında kendisine ağır bedeller ödeten açık sözlülüğü, benzersiz nezaketi, sözüne sadakati ve dostluğuyla hemen herkesin hayranlık duyduğu bir kişiliğe sahipti. Dün Cemal Reşit Rey Salonu’nda düzenlen tören ve Teşvikiye Camisi’ndeki cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda ebediyete uğurladığımız sevgili Sezer Sezin’e Allah’tan rahmet diliyor, hakkındaki bu yazıyı bir sohbetimizden arta kalan kendi cümleleriyle bitirmek istiyorum; “Para, şöhret, isim hepsi geçici. Dostluk, arkadaşlık kalıcı. Buraya gelmeleri, onlarla dertleşmek, her şeyden daha kıymetli. O yıllarda etrafımda büyük kalabalıklar vardı ama ben dostlarımı hep ayrı tuttum. Onlarla ömrüm geçti. Şanı, şöhreti ne yapayım? Önce de kıymet vermiyordum bunlara, şimdi de. Varsa yoksa dostluk, dostluk, dostluk."

#Lütfi Akad
#Sezer Sezin
#Memduh Ün
#Sinema
٪d سنوات قبل