|

Halk yazdı TRT çekti ustalar oynadı

TRT TV Fimleri daha samimi ve sıcak adıyla TRT Ev Sineması, halka açık senaryo başvuruları sonucunda çekilen 33 film sırayla yayınlamaya başladı. Halktan senaryo toplanarak hayata geçen projede birbirinden iddialı oyuncular rol alıyor.

Yeni Şafak ve
03:00 - 8/05/2016 Pazar
Güncelleme: 01:55 - 7/05/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Hadi bakalım, başlıyoruz. Bundan böyle her Perşembe TRT ekranlarında sinema keyfi yaşıyoruz. Bundan iki yıl önce yola çıkan TRT TV Filmleri Projesi izleyiciyle buluşmaya başladı. Amatör profesyonel fark etmeksizin açılan senaryo başvuruları sonucunda 33 hikaye filme çekildi. Halktan insanların yazdığı senaryoları Ahmet Mümtaz Taylan, Osman Sonant, Yurdaer Okur, Görkem Yeltan, İpek Tuzcuoğlu gibi usta oyuncular oynadı. Bu filmer TRT TV Filmleri diğer adıyla TRT Ev Sineması adı altında her Perşembe izleyiciyle buluşacak. Senaryosuyla projeye dahil olan Nurhan Elif Özer, Nurullah Sevimli, Hulusi Çelik ve yönetmenler Volkan Özgümüş, Emre Konuk ile bir araya gelip hikayelerini dinledik. Projenin Koordinatörü Halid Şimşek'ten de detayları aldık. Şimdi en sevdiğiniz koltuğunuza oturun, kumandanızı ve patlamış mısırınızı alın ve arkanıza yaslanın.



KOCA KANAL ARKAMDA DURDU


Nurullah Sevimli, en genç senaristlerden. Başvurduğunda 19 yaşında olan Sevimli, şimdi İstanbul Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrencisi. Sevimli, projeden haberi olunca son bir haftada senaryo yazım tekniklerine internetten bakarak bir polisiye yazdığını söylüyor. Ucu ucuna senaryoyu yetiştiren Sevimli, "Seçildin dedikleri anda donup kaldım. Benim için bir hayaldi. Rüya görüyordum. Çünkü bu yaşımda hikayemi bir yönetmene bile onaylatmam mümkün değilken koskoca TRT beni seçmişti" diyor. Sevimli'nin Pinhan'ı, çocuk suçları işleyenleri öldüren bir seri katilin hikayesini anlatıyor.





TRT UZAĞI YAKINA GETİRDİ


Volkan Özgümüş, Son Takla filminin yapımcısı ve yönetmeni. Bu film onun ikinci yönetmenlik deneyimi. Projeye davet edilerek dahil olan Volkan, "Gençlere yapılmış çok iyi bir yatırım. Sektörün sığ, üç beş kişi etrafında dönen yapısına da tepki ve çözüm oluyor. Bizde herkesin Amerika'yla ilgili bir fikri vardır ama aslında bir gizemdir Amerika. TRT Amerikalı yapımcılarla anlaşarak uzağı yakına getirdi. Biz o insanlarla Titanik'i, Terminatör'ü konuştuk" diyor.



DÖNEM İŞİ ZORDUR


Ödüllü yönetmen Emre Konuk da bu projede. "Senarist arkadaşları gördükçe gerçekten projenin ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorum" diyen Konuk, geçtiğimiz Perşembe ekrana gelen Saruhan'ın yönetmeni. Saruhan bir dönem işi. 17. yüzyılda bir handa işlenen cinayeti anlatıyor. Dönem işi denilince dev projelerin akla geldiğini söyleyen Konuk, küçük hikayelerle de dönem işi yapılabileceğinin altını çiziyor. Filmin senaryosu Adana'da grafikerlik yapan Ramazan Ekmekçi'ye ait. Filmde Ahmet Mümtaz Taylan, Yurdaer Okur, İlker Kızmaz, Oya Akar rol alıyor.




HERKES MUTSUZDU


Projenin koordinatörü Halid Şimşek, çıkış noktasını şöyle anlatıyor: "Televizyon ve Türk sinemasındaki rakamları inceledik. Amerika'dan sonra dizi ihraç eden ikinci ülkeyiz. Dünyada yerli yapımların Hollywood'dan daha çok izlendiği ikinci ülkeyiz ama rakamlar bizi yanıltabilir. Çünkü sektörde kime sorsak mutsuzdu. Hem sinemaya hem de televizyona katkımız olsun diye kolları sıvadık."



İKİ AYDA 900 BAŞVURU


Sinema ile televizyon arasında oyuncu transferi dışında ilişki olmadığını söyleyen Şimşek, "Sinemayı yönetmek ve kurtarrmak bizim işimiz değil o başka bir politika. Biz güçlü bir destek sağlarız, biz televizyoncuyuz nihayetinde. Sinemaya katkımız olsun, aramızdaki ilişkiyi artıralım ve olmayan standartlarımızı bulalım" diyor. Ülkemizde sinemanın belirli standartları olmadığına dikkat çeken Şimşek, herhangi bir medya planlaması yapmadıkları halde iki ay içinde tam 900 başvuru geldiğini söylüyor.





İŞİ SIKI TUTTUK


900 filmi nasıl değerlendiniz sorusuna Şimşek, "24 tane kurum dışından, bağımsız raportörlerle anlaştık. Deneyimli senarist, dramaturg... Bürokratik hantallıkla uğraşmayalım diye yazılım geliştirmiştik, başvuruları online almıştık. Raportörleri de bu yazılıma dahil ettik. Senaryolar onlara gidiyordu. Onlar okuduktan sonra 75 soruluk bir anketi cevaplandırdılar. Yetmedi onlardan okudukları her senaryo için de birer değerlendirme yazısı istedik. Her senaryoyu birbirinden habersiz üç raportör raporladı. Raporlanan senaristler arasında deneyimi olmayan 13 gence de senaryo atölyeleri düzenledik" yanıtını veriyor.



Oyuncular zihnimi okuyordu


Nurhan Elif Özer, projeye hikayesiyle katılan en genç senaristlerden. Başvurduğunda henüz liseyi yeni bitirmiş olan Özer, şu anda Kocaeli Üniversitesi'nde Radyo, Sinema ve Televizyon okuyor. Tam umudunu kestiği anda evet cavabını alan Özer'in hikayesinin adı Bünyamin. Film, Hayal isimli yazarın kurguladığı karakterin bir sabah çıkıp evine gelmesini konu alıyor. Filmde Görkem Yeltan ve Serkan Ercan rol alıyor. Çekim sürecine de dahil olan Özer, "Oyuncular benim yazdıklarımı oynuyorken zihnimi okuyorlar gibi hissediyordum. Eşsiz bir deneyimdi" diyor.





Dramanın geleceğini diziler belirleyecek


Yapılan filmlerin maaliyetinin dizi maaliyetlerini geçmediğini kaydeden Şimşek, iki saatlik dizi yerine film göstermenin daha faydalı ve prestijli olduğunu dile getiriyor. Dizileri de kesinlikle küçümsemeyerek "Dramanın geleceği dizilerde, Amerika bize bunu gösteriyor" diyor. TRT TV Filmleri'nin sektörel bir üst marka olarak yoluna devam edeceğini söyleyen Şimşek, önlerinde 700 senaryonun daha raporlanmayı beklediğini ifade ediyor ve ekliyor: "Şimdi diğer kanalar da TV filmi yapmaya başladı. TRT evde sinema kültürünü başlattı. Evde sinema olayı oturursa TV ile sinema arasındaki ilişki güçlenecek. Bu iki sektör birbirini besleyecek."



Senaryoyu kazandığım bilgisayarla yazdım


Hulusi Çelik, Kahramanmaraş Elbistan'da bir cezaevinde infaz koruma memuru olarak görev yapıyor. Yani gardiyan. 2008'den beri senaryo denemeleri yapan ve yarışmalara katıldığını söyleyen Çelik'in ÖDER'den 2011 yılında ikincilik, 2014 yılında da birincilik ödülü var. Çelik, "Birincilik ödülü olarak kazandığım bilgisayarla senaryomu yazdım. Projeyi ilk gördüğümde önyargıyla yaklaştım. TRT büyük kanal bir gardiyanın hikayesini ne yapsın diye düşündüm. Başvuruya son gün kala bir içimde bir dürtü ne kaybederim ki dedim ve zaten hazır olan senaryomu gönderdim" diyor. Senaryosu kabul edilen Çelik, filmin çekim sürecine de yıllık iznini kullanarak dahil olmuş. Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde çekilen film, Yunus Emre aşığı bir kader mahkumumun cezaevine düşmesini konu alıyor. Bu tecrübenin kendisi için paha biçilemez olduğunu dile getiren Çelik, yönetmenliğe bile artık cesaret edebileceğini söylüyor.



Hollywood'dan sekiz yapımcı atölyeye katıldı


Bütün masrafları karşılayıp yapım ve senaryo atölyelerine katılmak isteyen genç senarist ve yapımcıları İstanbul'da ağırladıklarını belirten Şimşek, "Bize eğitimciden ziyade yapımcı ve yönetmen lazımdı. Akademinin önerdiği 50 isim arasından 8 kişiyle anlaştık. İki hafta boyunca İstanbul Medya Akademisi'nde atölyeler oldu. Tova Laiter, Lydia Cedrone, Tony Schwartz, Michael Barlow, John Morrissey, Mitchell Gutman, Paul Brown, Ashley Bank İstanbul'a geldi. Bir ay önceden onlara senaryoları İngilizceye çevirip yolladık. Niyetimiz Amerika standarlartlarında filmler yapmak değildi. Kendi standartlarımızı belirlemekti" diyor.






#TRT Ev Sineması
#TV Fimleri
#Ahmet Mümtaz Taylan
#Osman Sonant
8 yıl önce