|

Hangi kitap gezginisiniz?

Fuarın kalabalığına rağmen almak istediğiniz kitaplara ulaşmakta zorlansanız da, sevdiğiniz yazardan bir imza almak için saatlerce bekleseniz de kitap fuarına gitmeye devam edersiniz, edeceksiniz. Çünkü siz bir kitap gezginisiniz.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:22 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak
ZEYNEP ZELAN


Sevdiğiniz bir kitapla baş başa kalmak kadar güzel bir şey varsa o da yüzlerce, binlerce kitabın arasında olmaktır. Binlerce kitabın arasında olmak ne kadar güzelse, sizinle aynı duyguları taşıyabilen yüzlerce kitap kurduyla bir arada olmak da bir o kadar kıymetlidir. Bu yüzden okurların en sevdiği mekanlardır kütüphaneler ve kitapçılar. Kitapların arasında saatlerce vakit geçirebilir, satırların arasında kaybolabilir ve birbirine karışan kitap kokuları arasında mest olabilirsiniz. Peki ya kitap fuarları? İstanbul, Bursa, İzmir, Kocaeli, Ankara, Malatya, Antalya derken kitap fuarları Türkiye'nin dört bir yanında okurlarla yazarları, şairleri, yayıncıları, editörleri ve çevirmenleri buluşturmaya devam ediyor.



Yüzlerce yayınevi, binlerce kitap ve yazarın bir araya geldiği kitap fuarları, paneller, söyleşiler ve imza günleri ile sevdiğiniz kahramanların “hayal kurucuları” ile etkileşim imkanı da vererek yeni ufuklar açmaya davet ediyor. Özellikle İstanbul'da fuar alanına gidiş ne kadar meşakkatli olsa, saatler sürse de, fuarın kalabalığına rağmen almak istediğiniz kitaplara ulaşmakta zorlansanız da, sevdiğiniz yazardan bir imza almak için saatlerce bekleseniz de kitap fuarına gitmeye devam edersiniz, edeceksiniz. Çünkü siz bir kitap gezginisiniz. Fakat tüm kitap gezginleri aynı mı? Herkes aynı amaçla, aynı şeyleri yapmak için mi fuara geliyor? Tabii ki hayır. Kitap sevginize sevgi katan kitap fuarlarına kimler, neden geliyor? Peki ya siz hangi tür kitap gezginisiniz?



İnternetten kitap siparişine karşı fuara gelenler:



“Abicim ne gideceğim fuara. Oturduğum yerden mis gibi eve sipariş isterim kitaplarımı gelir. Şimdi bu havada, bu trafikte fuara git, kalabalığın arasından istediğin kitabı seçmeye çalış. Yok ben almayım.” diyen heves kırıcılara aldanmadan inatla fuara giden tebrik edilesi insan tipidir. Evet, internetten kitap sipariş edebiliyoruz ama o kitaplara dokunamıyoruz, içlerini açamıyoruz. Kitap okumak marketten hazır gıda almak gibi olduğunda tat vermiyor. Mısır Çarşısı'ndan baharat alır gibi onu koklayacaksınız, içine bakacaksınız, kelimeler ruhunuza işliyorsa alacaksınız. Kitap sadece okumaktan ibaret değildir. Kitabı seçmek, incelemek, içine bakmak, heyecanlanmak ayrı bir ritüeldir. Fuarlar ise binlerce kitapla bu ritüeli gerçekleştirebilmeniz için emrinize amadedir.



Sherlock Holmes tipi gezginler:



Kitapların arasında dolaşırken elinde bir Sherlock Holmes büyüteci eksik olan gezgin tipidir. Fuara gelmeden önce bakacağı kitapları düşünmez. Vakti bol, geniş insan tipidir. Genellikle hafta içi sabah erken saatlerde fuara gelir, kitapları neredeyse tek tek inceler, onun fiyatı, bunun içeriği, ötekinin kapak tasarımı derken her kitabı özenle satın alır. Bu tipler genellikle fuar görevlilerinin bir heves yardımcı olmayı teklif ettiği, ama standda çok uzun süre geçirdiğini görüp bir süre sonra artık görmemeye başladığı insanlardandır. Hatta öyle ki artık sonunda bir iki kitap almaya karar verdiğinde onu duymazlar, görmezler maalesef. Bağırarak parasını uzatıp kendini belli etmeye çalışır. Eğer tezcanlı bir insansanız fuara böyle bir arkadaşla gitmeniz tavsiye edilmez. Yoksa fuar sonunda birbirinizden nefret etmeniz işten bile değildir.




Konum bildirmek için gelenler:



“Alo, nerdesin? – Kitap fuarındayım.” Tabii konum bildirmek için bu modası geçmiş bir eylem. Bu şekilde sadece bir kişiyi haberdar edebilirsiniz. Ama tüm arkadaşlarınıza kitap fuarına geldiğinizi haber vermek, entelektüelliğinizi kanıtlamak istiyorsanız bu insan tipi gibi konum bildirmeniz gerekmektedir. İstanbul için belki zor ama diğer şehirler için fuar alanları geçerken uğranabilecek yerlerde olduğu için bu insan tiplerinin sadece konum bildirmek için fuara gelmeleri kolaydır. Konum bildir, fuardan ayrıl. Nasıldı, diye sorarlarsa herkesin bildiği cevabı ver: Kalabalıktı.



Sadece kitaplar arasında fotoğraf çekinip giden insta-gezginleri:



Konum bildirmek için fuara gelenlerin bir diğer versiyonu da fotoğraf çektirmek için fuara gelenlerdir. Konum bildirmek yetmez, ispat gerek, hatta fuarın kafetaryasına gidip çaylı, kahveli ufaktan bir sunum yaparak ya da çılgın kitap kalabalığının tam ortasında umarsızca bir stand başında kitap okumaya dalmış gibi çekinirler. Malum devir imaj devri. Ne kadar çok görünürseniz, o kadar var olursunuz. Bolca fotoğraf çeker, bir iki broşür alır gidersiniz. Fuar hatırası olsun diye fotoğraf çekinenler bir yana, dostlar alışverişte görsün diye fotoğraf çekenler bir yana tabii. Karar sizin: Kürk Mantolu Madonna'nın kitabını mı okumak istiyorsunuz, kahve eşliğinde fotoğrafını çekmek mi? (Not: Sabahattin Ali nur içinde yatsın ama kitabın böylesine popüler olması –hala neden oldu anlamış değilim- insanı kitaptan soğutmuyor mu sizce de?)







Fuar haritasını takip eden düzenli okurlar:



Daha önce bahsi geçen Sherlock Holmes tiplerinin daha düzenli versiyonudur. Bu tipler fuara şöyle bir uğrar, etrafı kabaca gezer ve fuar haritasını alıp tekrar gelmek üzere evin yolunu tutar. Fuarda uzun süre kitapların arasında dolaşmaktansa, fuar haritasını saatlerce inceler, kendisine detaylı bir plan yapar. Hangi standdan hangi kitaplar alınacak, hangi saatteki imza gününe gidilecek, hangi panele katılınacak? Gitmek istediği imza günü ile panel çakışırsa hangisine karar verilecek? Bunları en ince detayına kadar planlar, saati, kitabın fiyatı derken tek tek hesap yapar, bütçesini ayarlar ve fuara tekrar gider. Eğer bu tiplerle aşağı yukarı aynı zevklere sahipseniz mutlaka onlara takılmanızı tavsiye ederiz. Sizi kafa karışıklığından kurtaracaklar ve kısa zamanda fuarda en verimli şekilde vakit geçirmenizi sağlayacaklardır. Çalışkan öğrenciyle arkadaş olmaktan kimseye zarar gelmez



Gitmeden önce kitap listesi yapıp çıkışta daha fazlasını harcayarak maaşı/harçlığı fuara bırakanlar:



Evet anladık kitapları seviyorsunuz, hem de çok… Bunu kitap poşetlerinin eliniz kolunuzu geçmiş, yüzünüzün ancak seçildiği halinizden anlayabiliyoruz. Ama eve nasıl döneceksiniz? Bari otobüs parası ayırsaydınız, o değil de bir de fuar acıktırdı, yemek yiyecek paranız da kalmadı. En sadık kitapsever madalyası size takılmalı. Bu gezgin tipleri günler öncesinden kitap listeleri hazırlar, sevdiği kitabın devam serisini, yeni kitapları, uzun zamandır okumak istediği eserleri not eder fuara öyle gider. Zaten 50 kitaplık bir liste yapmış, hepsinden alamayacağı için fuarda elemeye karar vermiştir. Ama gün sonunda listeyi ekleye çıkara eli kolu kitap dolu maaşı/harçlığı fuara bırakmış bir şekilde oradan ayrılır. Parasız ama mutludur. Eğer fuarda bütçenizi aşmak istemiyorsanız bu hevesli insan tipinden de uzak durun deriz, çünkü sizin de aklınızı çelip eve “Bunu niye almışım ki?” diye soracağınız kitaplarla gelmenize neden olabilir.



Sevdiği yazarı görmek için gelenler:



Fuarlar, kitapları okurla buluşturduğu kadar okurlara o kitapların yazarlarını da görme fırsatı verir. Bunu yazarken acaba ne hayal etti, kendini mi anlatıyor, böyle bir aşk gerçek hayatta olabilir mi, o değil de şu karakter yazarın kendisi mi acaba diye kafanızdaki deli soruların hepsine olmasa da bir kısmına cevap bulabilmenizi, sevdiğiniz yazarla tanışmanızı ve fotoğraf çektirmenizi sağlar. Bu tipler kitabı öyle sever öyle sever ki bu satırları yazan nasıl biri diye merak etmekten kendini alamaz. Hatta ona hayran olur, gerçek hayatta nasıl olduğunu, ne yediğini, ne içtiğini merak eder. Fazla merak iyi değildir diye boşuna dememişler. Fuar sayesinde tanışmak, konuşmak kimi zaman iyi olduğu gibi kimi zaman da hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir. Karlı dağların ardından geçen hüzünlü bir öykünün yazarı ya da okurken gözyaşlarınızı tutamadığınız şiirlerin şairinin imza atmayı beklerken arada çift kaşarlı döner yemesi bütün büyüyü bir anda bozabilir. O da insanmış, dersiniz. Fuara sadece sevdiği yazarı görmek için gelen tipler bu yüzden iki şekilde ayrılır fuardan: Yazardan soğuyarak ya da yazara daha da hayran olarak. Kitapla aranıza yazarın girmesini istemiyorsanız bu tiplerle fazla dolaşmayın deriz.




İmzalı kitap koleksiyonerleri:



Sevdiği yazarı görmek, onunla tanışmak için fuara gelenler olduğu kadar kitap imzalatmak için, o imzalı kitabı yıllar sonra satabilmek ya da çocuklarına göstermek için gelenler de vardır. İmzalı kitap takıntısı olanlar üşenmeden saatlerce kuyrukta bekleyebilir, sırf imzalı olsun diye hiç okumadığı yazarın kitabını bile alıp imzalatabilir. Yıllar sonra hele de o yazar vefat ettiyse arkadaşlarına gururla fuara gidip kitap imzalattığını anlatacaktır. Evinde böyle onlarca imzalı kitabı olanlar vardır. Yargılamıyoruz, onları da böyle seviyoruz. İmzalı kitap koleksiyonerleri diğer çeşit kitapseverler gibi gönlümüzün bir köşesinde yer etmiştir.



İndirim kurtları:



Hesabını kitabını yapmayı iyi bilen, bütçesini ince ince ayarlayan indirimli kitap kurtları için fuarlar bulunmaz fırsattır. Gerçi her ne kadar internet siteleri yıl içinde zaman zaman oldukça cazip indirimler yapsa da kitapçılar nasıl kapanmıyorsa kitap fuarları da indirim için takip edilmeye devam ediyor. Okurlar kitap fuarlarında yapılan indirimleri tatmin edici bulmasa da yine de stand stand indirimleri takip edip alacakları kitabın izini sürmeden edemiyorlar. Bütçeniz kısıtlı ise indirim kurtlarının yanından ayrılmayın deriz, zira kitabevi-internet sitesi-fuar üçgeninde hangi kitabın daha indirimli olduğunu ancak onlar bilir.



Çocuğu kitap görsün, kitap okuyan insan görsün diye gelenler:



Kitap fuarlarında anne babasının elinden sımsıkı tutmuş kalabalıkta kaybolmamak için çabalayan, ebeveyni kitaplara gömülmüşken öfleyip pöfleyerek bekleyen ya da onlar gibi kitap kurdu olup istediği kitapların yeni serilerini almak için onu da isterim bunu da isterim diye tutturan minik kitap kurtçukları görebilirsiniz. Kitaba değer veren anne babalar, çocukları binlerce kitabı bir arada görsün, okumuyorsa okumaya heves etsin ya da sevdiği yazarla tanışsın diye çocuklarını da fuara götürürler. Hatta bazıları sadece çocukları için fuara gelirler ki çıkışta elinde çocuk kitapları, kendisi için tek bir şey alamadan evin yolunu tutarlar. Çocuğunun istediği stantlara gider, sevdiği yazardan imza alsın diye çocuğuyla kuyrukta bekler, fotoğrafını çekerler. Bir nevi hayatını çocuğuna adamış bu ebeveynleri takdir ediyor ama fazla abartmamalarını tavsiye ediyoruz. Zira çocuk kitapsever olacak diye şımarık, bencil de olmasın yani. Bir de kalabalıkta kitaplara dalıp çocukları kaybetmeyelim, kitapseverliğiniz çocuğun kaybolma travmasına neden olmasın.







Yayıncıların eşantiyonlarını almaya gelenler:



Bazı insanlar vardır, sokakta bir kalabalık görse hemen yaklaşıp ne oluyor diye bakar, süpermarketlerin haftasonları peynir, sucuk, kahve ikramlarından hiçbirini atlamadan değerlendirir, sırf tahta kaşık hediye ediyor diye ihtiyacı yokken makarna alır, avmde 100 TL'lik alışverişe araba çekilişine katılmak için uzun kuyruklarda bekler üşenmeden. İşte bu tipler biraz kitap okur, hiç üşenmeden fuara gider, belki bir iki kitap alır –o da ayp olmasın diye- onun dışında stand stand eşantiyon almak için gezer. En değerli hediyeyi hangi yayıncı veriyor bilir. Kitap ayraçları, broşürler, afişler, yayınevi logolu kalemler, bülten, katalog, anahtarlık, hatta karton poşet… Sizin eli kolu dolu görüp çok kitap aldığını zannettiğiniz bu kişiler genellikle çantalarını promosyonlarla doldurur. En değerli hediye ise flashdisk'lerdir. Eğer bir yayınevinin flashdisk hediye ettiği kulaktan kulağa duyulursa ister istemez herkes oraya yönelecektir. Standdaki kitaplara şöyle bir baktıktan sonra flashdisk nerdeymiş arayacaklardır. Bunu bilen stand görevlileri ara ara hediye kalmadığını söyleyerek bedavacıları oradan uzaklaştıracaklardır. Eğer fuardan sadece satın aldığınız kitaplarla değil de üç beş promosyon da yanında olsun diye düşünüyorsanız bu tiplerle dolaşabilirsiniz.



Bütün dolaşıp alacak bir kitap bile bulamadan gidenler:



Bunlar kararsız tiplerdir. Avm'de saatlerce mağaza mağaza dolaşıp, onlarca pantolon, gömlek deneyip bir tanesini bile almadan çıkan tipler… Fuara gelirler, tüm yayınevlerini gezerler, kitapları tek tek incelerler, indirimleri not ederler, ama internet sitesinden mi alsam, şimdi eve kadar kim taşıyacak, neyse sonra alırım, evde vardı galiba bu kitap, alsam okur muyum ki diye kafalarındaki onlarca sorudan bunalıp hiçbir şey almadan evin yolunu tutarlar. Fuar için onca yolu boşuna kat etmiş olmak istemiyorsanız bu tiplerden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Yoksa kendi kafa karışıklıklarını size de bulaştırıp alacağınız varsa sizin de vazgeçmenize neden olabilirler. Bizden söylemesi.





#Kitap gezgini
#TÜYAP
7 yıl önce