|

İlaç gibi ayrılık

Zararları konusunda hem fikir olmayan var mı? Bu kadar zararlı olup bu kadar rağbet edilen bir şey var mı? Ayrılığı zor ama zamanın en iyi ilaç olduğunu gösteren bundan ala dost ve düşman var mı? Peki adına türküler yakılan ve aynı zamanda onsuz bir hayat için seferber olunan başka ne var?

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/03/2015 Perşembe
Güncelleme: 21:44 - 11/03/2015 Çarşamba
Yeni Şafak
O altı harfli. Bizi her yerden vuran ve buna rağmen "Yarabbi şükür" dedirten. Süründüren, maddi ve manevi sömüren, dost görünüp öyle olmayan. Türevleriyle de hayatımıza giren, kendini vazgeçilmez sanan. Bugün ondan vazgeçen Yudum Ünal Değerli’nin onu bırakma öyküsünü haber tadında okuyacağız. “En dertli, en sinirli anlarımda ilk sen geliyorsun aklıma hala! Ama normal değil mi, 13 senelik ahbaplığı bir anda  unutmak. Ağladım, yalvardım, geri dönmek istedim tabii! Ama bu anlarımda hep gerçek dostlarıma sığındım. Bu nedenle onu bırakma sürecimde bana destek olan, inanan ve güvenen tüm dostlarıma ve bana sabırla katlanan eşime teşekkürlerimi sunarak hikayeme başlamak isterim.”

İşte 30 yaşında 13 yıllık dost sandığı onu bırakan Yudum Ünal Değerli’nin yüreğinden diline dökülenler:

TADI BAŞKAYMIŞ HER ŞEYİN!

Dost sandığım eski düşmanım! Sen benim hep ‘en’lerimde yanımdaydın! En sinirli, mutlu, heyecanlı ve en mutsuz anımda... Ve ben seni sadece yanımda olduğun için dostum sanmıştım... 

Oysa, bedenimde yarattığın ağır tahribatları, ancak seni sildikten sonra günbegün anlamaya başladım. Artık tüm nimetlerden hakkını vererek faydalanabiliyorum. Meğer kokusu ve tadı bambaşkaymış her şeyin! 

Onu bırakma kararı

Başlangıç aşamasında bir astım hastasıydı. Henüz 30 yaşında olmasına rağmen kalbinde mitral kapak yetmezliği, ritim bozukluğu vardı. Ayrıca yüksek tansiyon hastasıydı da. "Sigarayı acilen bırakmanız lazım!’’  sözü aklındaydı. Doktorların yüzüne karşı "tamam’’ dese de iç sesi çok farklıydı:

"Yahu, ben tüm ataları kanser hastası olan bir kadınım. Korksam onlardan korkardım. Kimse kusura bakmasın da, bu şekilde yaşayan milyonlarca insan var. Ben sigarayı bırakamam! Hem daha önce de denedim, bırakamadım. Yok, yok asla bırakamam."

Daha anne olacağım 

Yudum 30 Aralık 2014'de nefes alamayarak uyandı. Bir öksürük krizi onu esir almış ve morarıncaya kadar nefessiz bırakmıştı. Devamını ondan dinleyelim:

“Eşim benim çırpınışlarıma uyanmış ve bana durmadan ‘Yudum ne oluyor, iyi misin, ne yapalım? Allah’ım yardım et, kalk hastaneye gidelim’ diyor ve odanın içinde bir ileri bir geri dolanıyordu. Ona cevap veremiyordum ne yazık ki… Galiba astım krizi geçiriyordum, ama daha öncekilere benzemiyordu. Belki astım ilacı iyi gelirdi. Ama konuşamıyordum. İlacın yerini de tarif edemiyordum. Kalp atışlarım çok hızlanmıştı. Başım dönüyor ve sanırım tansiyonum çıkmıştı. Allah’ım, demek her şey buraya kadarmış! Ama ben daha anne olacaktım… Derken eşime bir gayret 'çantam' diyebildim. Ve bir umut ilacı sıkıp hayata tekrar döndüm. Evet, bu bir astım kriziydi ve sigara ile tüm ilişkimi bitirecektim."

İnanç, irade, nefs üçgeni

Onu inancı, iradesi ve nefsi sayesinde bırakmıştı. Şimdi onsuz hayatına devam ediyor: “İnanç, irade, nefs sizde de var. O halde neden yarın mücadelenizin ilk günü olmasın ki?! Sigarayı bırakalı 1,5 ayı aştı. Günde 1,5 paket içerdim ve sizin de okuduğunuz gibi bu illetten kurtuldum. Üstelik ona verdiğim parayla her ay kendime hediyeler alıyorum. En önemlisi kendime güvenim yerine geldi, hayatta istemediğim hiç bir şeyin beni esir alamayacağını anladım.”


İradesiz miyim!

Yudum iki yıl önce sigarayı bırakan kayınvalidesine bunu nasıl yaptığını sorduğunda cevabı şöyleydi:

‘’Herkes bırakıyor, ben o kadar iradesiz miyim!’’ 

Yudum için kilit cümle buydu işte! “Ben o kadar iradesiz miyim? Ben o kadar iradesiz olamam, olamam, olamam…” Yudum’un iç sesiyle ile devam edelim: “Evet, ben o kadar iradesiz değildim. Sigara kim oluyordu ki benim hayatımı esir alabiliyordu?! Beni leş gibi kokan, cilt rengi sapsarı, saçı başı soluk bir kadın yapmaya kimin hakkı var ki? Hem ben anne olmak istemiyor muyum? Nasıl olsa bırakmak zorunda kalacaktım."

İlk iş ilan et

Yudum Ünal  onu bırakanların internette neler yazdığını okuyordu. Ama bırakan bir sürü insanın kapıldığı rehavete de kapılıyordu sanki. Daha iki gün öncesinde kullanmayacağına tövbe etmesine rağmen, şimdilerde ona karşı siniri geçmiş ve biraz daha gevşemiş miydi?.. Gene iç sesi devreye giriyordu Yudum’un: 

“Ama ben bu kararı aldım bir kere. Bu illetten kurtulacağım. Bunu bana birileri söylediği için değil, ben istediğim için. Arkadaşımlarım bana ‘eğer sen sigarayı bırakabilirsen biz hayli hayli bırakırız’ diyordu. Birçok kişiye de örnek olma ve faydamın dokunma fırsatım var... O halde, ilk iş bunu ilan etmek.”

İlk gün galip

Sosyal medyadan onu  bıraktığına dair duyuru yayınladı. Destek verenlerle kendine güveni arttıkça artıyordu. “Sen bunu yapamazsın’’ diyenlerin aşağılama duygusu kanına dokunuyor ve onu daha çok kamçılıyordu. İlk 72 saat zor geçecekti . Nasıl geçtiğini  okuyalım: “Her sabah kahve ile  onu içmeden güne başlamazdım. İlk günün sabahı canım onu ister diye kahve bile içmemiştim. Saatler geçtikçe kendime güvenim artıyordu. O her aklıma geldiğinde farklı bir şeylerle oyalanmaya çalışıyordum. O  kadar da zor değildi sanki ve ilk günü galip gelerek atlatmıştım.”


Ertesi gün

Ertesi gün uyandığında canı hem kahve hem onu istiyordu Yudum’un. Kahvesini yaptı ve her zamanki yerine oturdu. Paketin içinde kalan son onunla kahvesini yudumlamaya başladı. 72 saatlik ilk etap başarısızlıkla mı sonuçlanmıştı? Devamını okuyalım: “Evdeki arkadaşım elimde onunla beni görünce, ‘Sen onu bırakmıştın hani ne yapıyorsun?’ dedi. Ben de ‘içmiyorum ki içiyormuş gibi yapıyorum’ dedim. Onu yakmamıştım! Madem bu bir alışkanlıktı, alışkanlıklarımı devam ettirebilirdim değil mi?”


5 gün geçti...

İlk beş gün bu şekilde kendini oyalayarak geçirmişti Yudum. Kah naneli sakız çiğniyor, kah hobileriyle ilgileniyor ve kendini oyalıyordu. Sabahları onsuz kahvesini içiyor, üstelik yakmadan elinde tuttuğu onu da istemiyordu. İç sesi de bir yandan susmak bilmiyordu gene:

’’Ne bu böyle? Bir kahve içerken de sana mı soracağım? Seninle kavga etmek zorunda mıyım? Amacım senin yerine bir şey koymaya çalışmak değil ki…Senin yerine bir hayat kurmak.”

Sınav zamanı

İlk beş gün evden çıkmamıştı Yudum. Onu içen birileriyle de karşılaşmamıştı. Ama 5. günün akşamı zorlu bir sınav bekliyordu Yudum’u. Sınav başlamıştı sessiz olalım ve okuyalım: “Arkadaşlarımızla çıktığımız yemekte bir sürü onu içen insan görmüştüm. Kokusu pek bir güzelmiş, özlemişim, acaba bir tanecik içsem ne olur ki?  Başka da içmem, sadece bir taneden ne olur ki...Bir iç savaşın içindeydim. Ama onu bir kere elime alırsam gerisi gelecekti! Koskaca beş günüm heba olacaktı. Yine kendimi güçsüz, yenik ve zavallı hissedecektim."


“Kal geliyor” evresi

(Bu sözleri unutmayın, bu sözler sizin savaş silahınız olacak.) Yudum bunları düşünürken neşeli konuşkan halinden eser kalmamıştı. Herkes sohbet ederken onun aklı başka yerdeydi: “İşte bu evre halk arasında ‘kal geliyor’ denilen evre ve bence en fazla iki gün sürüyor. Ama eve geldiğimizde ağlama krizine girmiştim. Sigara içmek istiyor eşime yalvarıyordum ‘ne olur bir nefescik’ diye. Ama o bana, beş dakikaya kalmaz geçeceğini ama içersem her şeyin baştan başlayacağını hatırlattı ve olan oldu ve onun aşkı da geçti.


Ona veda

O krizi atlattıktan sonra kendini artık eskisinden daha güçlü hissetmişti Yudum. Zaten 10. günden sonra korkularının da üzerine gittikçe gitmişti. Bu yolculuk da şöyle: “Onu içenlerden kaçmak yerine daha çok görüşmeye başladım. Dumanının ne kadar kötü koktuğunu fark ettim. Burnum avcı köpeği gibi olmuş, çiçek ve egzos kokusunu bile ayırt etmeye başlamıştım. Tabii üst kat komşunun ne pişirdiğini de. Burnum tıkanıyor, genzim yanıyor, gözlerimin içi acıyordu. Onu içmeyen arkadaşlarım, yanlarında onu içince böyle söylerlerdi. Haklılarmış. Tüm bunlara rağmen canım çekmiyor onu, ama sadece aklım istiyor. Ben de aklımı kullanıp içmiyorum tabii ki..."


İŞTE SONUÇ

Sigarayı bırakışımın birinci ayında doktorum astımımın geçtiğini söyleyerek bana ilk ödülümü verdi. Kardiyoloğum da ilaçları azaltabileceğimizi söyledi.  Sigarayı bıraktıktan 1-2 hafta sonra da cildimde sivilcelenme, ağız içimde yaralar ve diş etlerimde kanamalar oldu. Bunun nedeni vücudumun zehri atmaya başlamasıymış. Ancak onlar da geçti. Sadece 1,5 ayda yaşanan düzelmeler bir sihir ya da mucize olamaz değil mi! Sadece isteyin, siz isteyin, inanın ve başarın.

#Ünal Değerli
#astım
#sigara
9 yıl önce