|

İslâm İşbirliği Teşkilatı ve tahkim merkezleri

Teşkilat üyeleri arasında kurulacak etkin, modern ve çözüm hedefli tahkim merkezi, Teşkilat üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayacaktır, böylece Teşkilat üyeleri ve vatandaşları uyuşmazlıklarında milyonlarca doları batılı tahkim merkezlerine ödemeyecektir. Hem daha hızlı, hem daha ekonomik hizmet alacaklardır.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/04/2016 Salı
Güncelleme: 23:25 - 18/04/2016 Pazartesi
Yeni Şafak
Ali Çetinkaya - Avukat


İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) birkaç gün önce güçlü bir katılımla İstanbul'da toplandı. Toplantıya ev sahipliği yapan Türkiye adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Esasında Cumhurbaşkanı›nın konuşmasında söylediği hususların birçoğu daha önce üzerinde Teşkilat üyeleri tarafından anlaşmaya varılmış, sözleşme imzalanmış hususlardı. Ancak nedendir bilinmez İİT'ın bu sözleşmeleri hiçbir zaman işlevsellik kazanmadı ve kazanamıyor. Böyle olunca da Teşkilat somut olarak herhangi bir adım atamıyor ve hedeflenen amaca ulaşılamıyor.



Sayın Cumhurbaşkanı teşkilat üyeleri arasında kurulması gerekli bir tahkim merkezinden söz etti. 2009 yılında aynı konuyu gündeme getirmiş bir devlet bakanımıza konu hakkında bir dosya sunmuştuk. Teşkilat üyeleri arasında Irak'ın başkenti Bağdat'da Haziran 1981'de, teşkilatın 12. toplantısında (Agreement for the Promotion and Guarantee of Investment among Member States of The Organization of the Islamic Conference) İslâm İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler arasında Yatırımların Teşvikine, Korunmasına ve Garantisine dair sözleşme imzalanmıştı. Esasında bu sözleşme ICSID'e (International Centre for Invesment Disputes, Washington Sözleşmesi) benzer bir sözleşmedir. Ancak ICSID gibi hiçbir zaman Teşkilat bu sözleşmeyi işlevsel hale getirmedi.



TAHKİM ÖNÜNDE BİR ENGEL YOK


Dünya Bankası'nın girişimleri ile imzalanan ve buna istinaden uluslararası ticari tahkim merkezi de kurulan ICSID, İslâm ülkelerini de kapsayacak şekilde tüm etkinliğiyle devam ederken İslâm ülkeleri arasında imzalanan mezkür sözleşme sadece imzalandığı haliyle duruyor.



Sözleşmenin 17. Maddesi her ne kadar Ad hoc bir tahkime işaret etse de, Teşkilat üyeleri arasında kurumsal anlamda kurulacak bir Ticari Tahkim Merkezinin önünde herhangi bir engel sözkonusu değildir.



Tahkim; gücünü yerel mevzuat ve uluslararası andlaşmalardan alan, yerel ve uluslararası mahkemelerin münhasır yetki alanına girmeyen, tarafların hür iradesiyle ticari ilişkilerinde bir uyuşmazlık çıkması durumunda bu uyuşmazlığı çözen bir mekanizmadır, tahkim dünyada kabul gören etkili ve oldukça önemli bir ticari uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Ülkemize yakın özellikle (MENA) Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde etkili bir münazaa çözüm yoludur. Bunun yanında Güney Asya, Uzak Doğu ve Türki Cumhuriyetler de bu kavrama yabancı değildir.


Anayasamızın 90. Maddesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar Hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulmaz”, der.



ORTADOĞU'DA UYGULANMA YOLLARI


Müslümanlar İslâm öncesi dönemden İslâm sonrası döneme ve hali hazırda tahkimi bir münazaa çözüm yöntemi olarak mevzuatlarında benimsemişlerdir. Günümüzde İslâm ülkelerine baktığımızda Tahkim ya müstakil bir kanun olarak ya da bizim ülkemizin İç Tahkiminde olduğu gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu bünyesinde olan kanun maddeleri şeklinde düzenlenmektedir.


Ülkemizin iç tahkimini düzenleyen 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu bünyesindeki 407- 444 maddeleridir.



Dış tahkimle ilgili 01.10.2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunumuz mevcuttur. Ancak kültür olarak, bir münazaa çözüm yöntemi olarak tahkim hukuk kültürümüze yerleşmemiştir.



Ortadoğuda tahkim özellikle ticari konularda ve inşaat işlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda etkin bir mekanizma olarak kullanılmaktadır. DIFC- IAC, DIAC gibi dünyanın sayılı Tahkim merkezleri Ortadoğu'dadır. Tahkim kanunlarını oluştururken birçok bölge ülkesi UNCITRAL'ı (Birleşmiş Milletler Ticaret Hukuku Komisyonu tarafından oluşturulan Model Tahkim Kanunuları) baz almıştır.



İSTANBUL'UN MERKEZİ KONUMU


Biz ülke olarak İstanbul Uluslararası Ticari Tahkim Merkezini yeni kurabildik. Oysa İstanbul bugün Kıta Avrupa Hukukunun (Continental Law) esasını teşkil eden ve Justinyan tarafından hazırlatılan Corpus Juris Civilis, 529-534 Roma Kanunlarının kodifiye edildiği, Ahmed Cevdet Paşa'nın dünyanın değişik bölgelerinden önemli hukukçuları İstanbul'a çağırıp İslâm Hukukunun Sivil bölümünü kısmen kanunlaştırıp Mecelleyi (1876) oluşturduğu bir merkezdir, zira bugün ülkemizde bilinenin aksine, Ortadoğu mevzuatları üzerinde Mecellenin etkisini ve hukuki kaidelerini (Legal Maxims) sıklıkla görmek mümkündür.



Uluslararası Tahkim, akit tarafların uyuşmazlıklarını çözmesi yanında hukukçular, bilirkişiler, avukatlar ve kurulacak tahkim merkezi için önemli bir maddi kazanç mekanizmasıdır. Bugün İslâm ülkeleri değişik batı ülkelerindeki tahkim merkezlerine, yabancı avukatlara, yabancı hakem ve bilirkişilere milyonlarca dolar para ödemektedir. Ülkemiz de buna istisna değildir.



Ülkemizin yukarıda işeret ettiğimiz HMK bünyesinde İç Tahkim ile ilgili çok kuvvetli ve etkin tahkim maddeleri olmasına rağmen bu konuda uzmanlık teşvik edilmemektedir. Bunun aksine Ortadoğu›da sıradan bir tahkim kanunu ya da HMK'ları bünyesinde bulunan tahkimle ilgili normal maddeler olmasına rağmen, Ortadoğu ülkeleri tahkimi önemsemekte ve çoğunlukla alternatif çözüm yöntemi olarak mahkemeleri değil de tahkim kurumunu seçmektedirler. Elbette Ortadoğu halklarında tahkimin bir kültür olarak çok eskilerden beri benimsenmiş bir münazaa çözüm yöntemi olmasının etkisi büyüktür.



KURUMSAL YAPI İÇİN ADIM ATILMALI


İİT üyeleri kurulacak tahkim merkezinin zaten yukarıda işaret edilen sözleşmeyi imzalayarak alt yapısını kısmen oluşturmuş durumdadırlar. Geri kalan, ilgili sözleşmeye bir tadilat (amendment) yapıp Ad hoc tahkimin yanında kurumsal tahkim merkezi ile ilgili çalışmaların başlatılmasıdır. Bu da Teşkilat üyeleri arasında bir kurul oluşturarak, merkezin kurallarının, yerinin, vs. hususlarının hazırlanmasıyla olabilecek bir husustur.



Bunun dışında Ortadoğu ülkelerindeki yerel mevzuatlar korumacı (protectionist) refleksle oluşturulduğundan yabancı yatırımcıyı korumamaktadır. Bizim de Ortadoğu'daki birçok yatırımcımız bu konudan muztariptir, dolayısıyla yabancı yatırımcılar imzaladıkları sözleşmelerde tahkime işaret etmektedirler. Bu tahkim merkezlerinin çoğu, en etkin olanları da batı ülkelerindedir.



MİLYONLARCA DOLAR BATI'YA GİTMEYECEK


Teşkilat üyeleri arasında kurulacak etkin, modern ve çözüm hedefli tahkim merkezi, Teşkilat üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayacaktır, böylece Teşkilat üyeleri ve vatandaşları uyuşmazlıklarında milyonlarca doları batılı tahkim merkezlerine ödemeyecektir. Hem daha hızlı, hem daha ekonomik hizmet alacaklardır.



İslâm ülkelerinin kayda değer ölçüde tecrübeli, hakem, bilirkişi, hukukçu ve avukatları vardır. Ancak ülkemizde çok iyi hukukçu ve avukatlar olmasına ragmen tahkimi özellikle de FIDIC gibi uzmanlık gerektiren hususları bilen yeterince avukat ve hukukçumuz yoktur. Baroların, hukuk fakültelerinin ve eğitim otoritelerimizin bu alanı teşvik etmesi kayda değer ehemmiyet arzetmektedir.


Teşkilatı şu ana kadar işlevsel ve faaliyette bulunan ve akit ülkelerin sorunlarını çözebilen bir çözüm kurumu olarak malesef göremedik. Umarız Teşkilat üyelerinin katkılarıyla kurulacak Kurumsal bir Tahkim Merkezi diğer somut çalışmalara öncülük eder.



ÇÖZÜMÜ KENDİ İÇİNDE BULAMAMAK


Burada dile getirilmesi gereken diğer bir husus da, ülkemiz yetmiş ülkeden fazla ülkeyle, (BIT) yani yatırımların korunması, teşviki sözleşmeleri imzalamıştır. Bunların çoğu da İslâm ülkesidir. Bu ülkelerle imzalanan andlaşmalarda olası bir münazaa vukuunda hep batılı tahkim merkezlerine atıfta bulunulmaktadır. Malesef Teşkilat üyeleri kendi aralarında ya da kendileri ve diğer devletlerin vatandaşları arasında çıkabilecek münazaaları zimnen kendilerinin çözme kabiliyetinin olduğuna inanmamaktadır. Bu vakıanın ibretle müşahade edilmesi gerekir.



Teşkilat üyelerine baktığımızda çoğunluğu, yabancı Tahkim Kararlarının Tanınması ve Tenfizine dair 10 Haziran 1958 tarihli New York Konvansiyonuna akit ülkelerdir.



Bölge ülkelerinin birçoğu Riyad Konvansiyonu (1983) gibi bölgesel sözleşmelere de akit ülkelerdir.


Tahkim Merkezinin kurulmasına dair diğer önemli bir husus da Enerji, Gaz ve Petrol Sözleşmeleri ve bunlardan doğan uyuşmazlıkların halli için bu uyuşmazlıklara münhasır, Ankara gibi önemli bir kentimizde Uluslararası Ticari bir Tahkim Merkezi (International Centre for Settlement of Energy and Natural Resources; Oil, Gas & Electricity Disputes) kurulması, ülkemizden yoğun bir şekilde geçen gaz ve petrol vs. enerji hatlarını da gözönünde bulundurduğumuzda önemli derecede ehemmiyet arzetmektedir. Bunun dışında enerji yatırımlarına ilişkin uyuşmazlıklar genellikle petrol rafineri tesisi, gaz satım sözleşmeleri, elektrik satım sözleşmeleri, termal enerji projeleri, nükleer enerji santralleri yapım sözleşmeleri, elektrik üretim ve dağıtımı, petrol, gaz arama ve üretimiyle ilgili yatırımlardan doğan uyuşmazlıklar sözkonusudur.



Hali hazırda enerji yatırımlarından kaynaklanan uyuşmazlıkların büyük bir kısmı kurumsal (institutional) ya da Ad hoc tahkim mekanizmasıyla çözüme kavuşmaktadır. Bu bağlamda kurumsal olarak ICSID ve İsviçre / Stockholm Ticaret Odası bünyesinde bulunan Tahkim Merkezleri önemli kurumsal tahkim merkezleri olarak öne çıkmaktadır.



DÜNYADAN ÖRNEKLER


Dünyada belli bir konuya hasretilmiş, örneğin Londra'daki (GAFTA) Hububat ve Yem Ticaret Birliği Mahkemesi (The Grain and Feed Trade Association Arbitration Tribunal) ve (FOSFA) Sıvı Hayvansal Yağ, Tohum Birlikleri Federasyonu Tahkim Mahkemesi / Federation of Oils, Seeds and Fats Associations Arbitration Tribunal, Rafine Şeker Birliği Tahkim Mahkemesi / The Refined Sugar Association Arbitration Tribunal' merkezlerini gösterebiliriz.



Burada Tahkimle ilgili olmasa da değinmek istediğimiz ve birkaç kez devlet yetkilimize arzettiğimiz diğer bir konu da; teşkilat üyeleri arasında Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkindir. Teşkilat üyeleri arasında bu bağlamda bir andlaşmanın imzalanması oldukça önemlidir, zira birçok İslâm ülkesinin batılı ülkelerle bu bağlamda andlaşması sözkonusudur.


Temennimiz İİT'ın en kısa zamanda Tahkim Merkezlerinin kurulması konusunda somut adımlar atmasıdır…


#İslâm İşbirliği Teşkilatı
#tahkim merkezleri
#Ali Çetinkaya
8 yıl önce