|

İstanbul'un unutulan meslekleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, İstanbul'un Yüzleri Projesi kapsamında şehrin önemli bir parçasını oluşturan esnaflara ışık tutmak için İstanbul'un 100 Esnafı kitabını yayımladı.

Yeni Şafak
13:35 - 3/05/2016 Salı
Güncelleme: 11:37 - 3/05/2016 Salı
Yeni Şafak

Araştırmacı- yazar Uğur Aktaş tarafından yayıma hazırlana kitap, bilinen ve bugün de varlığını sürdüren esnafların yanında, günümüzde sayısı çok azalan ya da hiç rastlanmayan esnafları ve seyyar satıcıları içeriyor.
Araştırmacı- yazar Uğur Aktaş tarafından yayıma hazırlana kitap, bilinen ve bugün de varlığını sürdüren esnafların yanında, günümüzde sayısı çok azalan ya da hiç rastlanmayan esnafları ve seyyar satıcıları içeriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, İstanbul'un Yüzleri Projesi kapsamında şehrin önemli bir parçasını oluşturan esnaflara ışık tutmak için İstanbul'un 100 Esnafı kitabını yayımladı.



Araştırmacı- yazar Uğur Aktaş tarafından yayıma hazırlana kitap, bilinen ve bugün de varlığını sürdüren esnafların yanında, günümüzde sayısı çok azalan ya da hiç rastlanmayan esnafları ve seyyar satıcıları içeriyor.



Nostalji Haline Gelen Meslek Kolları


Arayıcılar, lodosçular, destancılar, dönme dolapçılar ve macuncular gibi bu gün nostalji haline gelen meslek kollarını ele alan kitap, yalnız genel bir İstanbul esnafı portresi değil, bir zamanların İstanbul'unun resmini çizmeyi amaçlıyor. Bu resimde mahalle mahalle dolaşan seyyar dönme dolaplar, olayları şiire döküp bastırıp sokak sokak dolaşan destancılar, gece yarısına doğru sesleri içe dokunan bozacılar bulunuyor.



Eyüp'te Çömlekçilik, Yedikule'de Kasaplık


Kitapta yer alan bilgilere göre Osmanlı döneminde İstanbul esnafı, Bizans dönemindekine benzer bir şekilde Beyazıt, Süleymaniye, Eminönü, Mahmutpaşa ve Tahtakale civarında yoğunlaştı. Merkez Kapalıçarşı'ydı. Bu nedenle Kapalıçarşı'daki 60 sokak isminden 35'i çeşitli esnaf isimlerini taşımaktadır. Fetihten sonra sur dışında kalan Beyoğlu, Eyüp ve Üsküdar'da da esnaf toplulukları görülmeye başlandı. Eyüp'te çömlekçilik ve oyuncakçılık, Yedikule ve Kazlıçeşme civarında kasaplık ve dericilik gelişti.



Dükkân Sahibi Olamayan Bizanslılar


Bizans döneminde esnaflık yapanlar nadir olarak işlerini sürdürdükleri dükkânın sahibi olabiliyorlardı, genelde kiracıydılar. Bu dükkânların çoğu kiliselere ait vakıflardı. Yoksul halkın cenaze masraflarının karşılanması için sadece Ayasofya'ya ait 1500 dükkân vardı.



Taavun Sandığı Dayanışma Fonu


Osmanlı döneminde, eğer ordu mensubu değilse aşağı yukarı herkes bir esnaf loncasına kayıtlıydı. Bu loncaların ticaret hayatında da toplumda da önemli bir yeri vardı. Bir esnaf bir loncaya çırak olarak kaydedildikten sonra belli bir grubun üyesi sayılır ve lonca tarafından her türlü ihtiyacı gözetilirdi. Her loncanın bugün “dayanışma fonu” diye adlandırılabilecek “taavun sandığı” vardı. Burada üyelerden her ay alınarak biriktirilen para genelde yardımlaşma için kullanılırdı. İşleri bozulup sıkıntıya düşen üye buradan yardım alır; yoksul bir üye öldüğünde cenaze giderleri, yoksul bekâr üyelerin düğün masrafları bu fondan karşılanırdı.


#Kültür A.Ş
#İstanbul'un 100 Esnafı
#Uğur Aktaş
8 yıl önce