|

"Kardeşlik misakımızı yenilemeliyiz"

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Yeryüzündeki bütün mazlumların tarih boyunca umudu olmuş milletimiz üzerinde oynanan bütün oyunları bertaraf etmenin en güzel yolu, her türlü ayrılığı ve gayrılığı bir tarafa bırakmaktır. Bir ahlak ve hukuk çerçevesinde kardeşlik misakımızı yenilemektir" dedi.

Yeni Şafak
18:22 - 11/10/2015 Pazar
Güncelleme: 18:26 - 11/10/2015 Pazar
AA

Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yıl teması "Cami ve Namazla Arınma" olarak belirlenen Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla Süleymaniye Camisi'nde gerçekleştirilen programda, Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı çeyrek asırdır kutladıklarını söyledi.



Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyen, Türkiye'de kardeşlik ve birlikteliğin daim olması için dua eden Görmez, şöyle konuştu:



"Bir tek insanın kalbini kırmayı Kabetullah'ı yıkmaya bedel kabul eden bir dinin mensupları nasıl olur da vahşice katliamlar meydana getirir? Çoluk çocuk, kadın erkek demeden bozguncu bir ideoloji uğruna nasıl olur da insanları bu şekilde katledebilir? Bu katliamlar bize insanoğlunun ruhunu, kalbini ve bedenini sattığı zaman, yıkmaya yeltendiği zaman yeryüzünün en vahşi varlığına dönüşebildiğini göstermesi bakımından önemlidir."



Görmez, hadiselerin, bu toprakların vatan kılındığı günden bugüne birlikte yaşayanlara büyük görev ve sorumluluk yüklediğini belirtti.



Bu olaylar karşısında kalplerin daha fazla kenetlenmesi gerektiğini vurgulayan Görmez, "Milletimizin, toplumun fertleri arasına fitneyi, fesadı, kötülüğü koymak isteyen, aramıza tefrika koymak isteyen bütün şer odaklarını, o kötülüklerini bertaraf edebilmenin yolu, kardeşlik beyanımızı daima yenilemek, her gün birbirimizle karşılaştığımızda, 'Esselamu aleyküm' derken ilan ettiğimiz barışı ve kardeşliği daim kılmak için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmektir" diye konuştu.



"Yeryüzü bize mescit kılınmıştır"

Görmez, Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın bu yılki ana konusunun, camilerin asıl varlık sebebi olan namaz olduğunu aktardı.



Camilerin sadece namaz için yapılmadığını, müminlerin bütün temiz topraklarda namazlarını eda edebildiklerini dile getiren Görmez, İslam dininde tapınak olmadığını kaydetti.



Müslümanların başka amaçlarla bir mabette bir araya geldiğini anlatan Görmez, şöyle devam etti:



"Yeryüzü bize mescit kılınmıştır, mescitler sadece namaz kılma mekanları değildir. Mescitler bizim birlik mekanımız, ruhumuzu kaynaştırmak, kalplerimizi birleştirmek için vardır. Saflarımızı sadece namazda değil, hayatın her alanında sık ve düzgün tutmamızı sağlamak, birbirimizle hemhal olmak, birbirimize karşı şefkatli olmak, birbirimize karşı merhametli olmayı öğreten mekanlardır. Cami bizim bilgi mekanımız, mektebimiz, Rabbimizi öğrendiğimiz, Peygamberimizi öğrendiğimiz, kitabımızı öğrendiğimiz mekanlardır. Bütün varlığa karşı şefkatli ve merhametli olmayı öğreten bir mekandır."



Görmez, namaz kılınmadığı ve cemaati olmadığı zaman camilerin diğer bütün fonksiyonlarını da kaybedeceğini belirterek, "O zaman birlik mekanı da olmaz, özgürlük mekanı da olmaz, bilgi mekanı da olmaz. Onun için öncelikle cami ve caminin bütün fonksiyonlarını icra etmenin yolu cemaat ile camilerde buluşmak, kalpleri birleştirmek, yürekleri kaynaştırmaktır. Ruhumuz ancak secdede ona yakın olur. Ruhumuz ancak Fatiha'yı okuyarak, onunla sohbet ederek özgürlüğüne, kurtuluşuna erer" ifadelerini kullandı.



Bir insanın, her türlü kötülükten korunma, arınma ve huzura kavuşma imkanını kaybettiği zaman en büyük kayba uğramış olacağını vurgulayan Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:



"Bir aile en büyük kaybı ne zaman yaşar. Bir aile iman kaynağı, erdem ve merhamet, şefkat okulu olmayı kaybettiği zaman en büyük kayba uğramış olur. Bir toplum ne zaman en büyük kayba uğrar. Bir toplumun fertleri birbirine karşı sevgiyi, saygıyı, merhameti, muhabbeti, kardeşliği, adaleti kaybettiği zaman en büyük kayba uğramış olur. Bir ümmet ne zaman en büyük kayba uğrar. Bir ümmet birbirine yabancılaştığı zaman, vahdetini kaybettiği zaman en büyük kayba uğramış olur. Peki bütün bunları ne zaman kaybeder? Namazı kaybettiği zaman."



"Namazı ikame etmek yeryüzüne merhameti ikame etmektir"

Görmez, namazı ikame etmenin, hakkı, adaleti ve merhameti ikame etmek olduğunu söyledi.



"Eğer bir mümin hakkı ve adaleti, sabrı ve merhameti ikame edemiyorsa, adaleti ayağa kaldırmıyorsa o zaman 'namaz kılıyor' demek değildir. Namazı ikame etmiş sayılmaz" diyen Görmez, namazın her hükmünün, namazdaki her hareketin insanları aynı zamanda her türlü kötülükten alıkoyan büyük bir ders olduğunu dile getirdi.



Görmez, dün Ankara'daki katliamdan sonra bu topraklarda yaşayan herkesin kendi şahsını, kalbini, zihnini ve ilişkilerini yeniden gözden geçirmek mecburiyetinde olduğunu ifade ederek, "Her türlü kutuplaşmayı bir tarafa bırakarak kardeşlerimize kalplerimizi, gönüllerimizi açarak bütün milletimiz üzerinde, yeryüzündeki bütün mazlumların tarih boyunca umudu olmuş milletimiz üzerinde oynanan bütün oyunları bertaraf etmenin en güzel yolu, her türlü ayrılığı ve gayrılığı bir tarafa bırakmaktır. Bir ahlak ve hukuk çerçevesinde kardeşlik misakımızı yenilemektir. Birbirimize karşı şefkati, sevgiyi ve merhameti yenilemektir" şeklinde konuştu.



Program ilahi ve dualarla sona erdi.



#Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez
9 yıl önce