|

Korkaklık esarettir

Fabio Resinaro ve Fabio Guaglione’nin birlikte yönettikleri Mayın, yanlışlıkla bastığı mayından ayağını çekmeyen bir askerin hayatta kalma mücadelesini konu ediyor. İlk uzun metraj filmlerini çeken iki genç yönetmenin cesareti eksen alan bu özgün hikâyeleri, yavan senaryosu, teknik hataları ve Hollywood popülizminin kurbanı olmuş.

Yeni Şafak ve
04:00 - 2/07/2017 Pazar
Güncelleme: 03:51 - 2/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
Korkaklık esarettir
Korkaklık esarettir

Keskin nişancı Mike Stevens, arkadaşıyla birlikte gerçekleştirdiği başarısız bir suikast girişiminin ardından olay yerinden kaçarken mayınla kaplı bir bölgeye girer. Yakın dostu ve silah arkadaşı, dikkatsizliğinin kurbanı olarak mayına basar ve Mike’ın gözleri önünde ölür. Arkadaşı gibi kendisi de mayına basan Mike, ayağını kaldırması halinde havaya uçacağını fark eder. Destek istediği birlikten ‘52 saat sabret’ yanıtı gelir. Mike, tehlike ve zorluklarla dolu 52 saatin dolmasını beklemek zorundadır artık.

MAYINLA HESAPLAŞMA

Mayın, ayni isim ve yaşlarda iki yönetmenin birlikte çektiği, başrollerini Armie Hammer, Annabelle Wallis, Tom Cullen ile Clint Dyer’in paylaştığı bir ilk film. Yanlışlıkla bastığı mayını patlatmamak için ölüm kalım savaşı veren askerin yaşadıklarını flashback’lerle seyirciye aktaran iki genç yönetmen, Mike isimli kahramanın çaresizliğinden çok boyutlu bir hesaplaşma çıkarmaya çalışmış. Anlatım olarak Hollywood’un alışılagelen aksiyon dilini tercih eden yönetmenler, kimi sahnelerde derinleşseler de meseleyi popülist anlatıma kurban etmekten kurtulamamışlar. Zira yönetmenler, Mike’ın mayınla yaşadığı imtihanı özgün bir yaklaşımla ele almak yerine, kahramanın sevgilisi, annesi ve üvey babası etrafında yaşadığı duygusal çatışmalardan hareketle, konuyu klişelere yaslamayı tercih etmiş. Bu da filmi sıradan bir ‘geçmişle hesaplaşma’ hikâyesine dönüştürmüş.

BULAŞICI HASTALIK;
ORYANTALİZM

Yönetmenlerin Ortadoğu’ya bakışı ziyadesiyle oryantalist. ‘Ferrari’sini Satan Bilge’ kıvamında, devamlı felsefi nutuklar atan bir Berberi karakter ve çölün ortasında 15-20 kişi ile yapılan tuhaf bir düğün, bu bakışın tipik yansımaları olsa gerek. Aynı mantıkla kotarıldığı belli olan diyaloglardaki yapay/yersiz mistik söylemler, Hollywood’un doğuya bakışındaki kadim oryantalizmi yineliyor. Unutmadan, düğün var diye suikastı zaafa uğratması bir Amerikan askeri için hayli fantastik (ve de sevimsiz) kalmış. Ara vermeksizin (konuşmalarda dahi) devam eden müzik, TV dizisi tadında sahne geçişleri, ziyadesiyle Hollywood klişesi ve yavan senaryosuyla Mayın, aslında son derece özgün fikre sahip bir filmin nasıl heba edildiğinin resmi olmuş.

Görüntü yönetimi başarılı

Filmde kimi mantık hataları ve eksiklikler de öne çıkıyor. Örneğin çölün ortasında gerçekleştirilecek operasyona sadece iki Amerikan askerinin gönderilmiş olması tuhaf. Yine komutanların iki askerin hayatıyla ilgili sergiledikleri tuhaf (ve elbette gerçekçi olmayan) duyarsız tepkiler inandırıcı olmamış. Mike’a saldıran köpeklerin kimsenin ve de hiç bir şeyin müdahil olmadığı çölün ortasından ansızın kayboluvermeleri gibi bazı devamlılık hataları da göze batıyor. Mayın, özgün ana fikri ve başarılı görselliğine rağmen vasat olmaktan kurtulamasa da sıcak yaz günlerini sinema salonunda değerlendirmek isteyen aksiyon severler için seyirlik bir film olabilir.


#Hollywood
#Film
7 yıl önce